"zorunda değildim" - Traduction Turc en Arabe

    • لم أكن مضطرة
        
    • لم أكن مضطراً
        
    • لم يكن علي
        
    • لم أضطر
        
    • لم أكن مضطرّاً
        
    • يكن علي القيام بذلك
        
    • لم يكن عليّ
        
    • لم يتوجب علي
        
    • لم أكن مضطرّة لذلك
        
    • كَانَ لِزاماً علّي أَنْ
        
    • لم يكن يتوجب علي
        
    • أكن مضطر
        
    Benim için çok hoş bir şey. Bunu yapmak zorunda değildim. Open Subtitles ذلك التصرف كان طيباً مني , لم أكن مضطرة لفعل ذلك
    O bastonu sana kimin gösterdiğini unutma. Bunu yapmak zorunda değildim. Open Subtitles لا تنسى ، إننى من أريتك العصا لم أكن مضطراً لذلك
    Eski işimde bir isimlik takmak ve sahte gülücükler saçmak zorunda değildim. Open Subtitles ،في مهنتي السابقة لم يكن علي إرتداء شعار لإسمي أو إبتسامة مزيفة طوال الوقت
    Ben bir haberci değilim. Bu kadar yolu gelmek zorunda değildim. Open Subtitles لست مرسالاً ,لم أضطر لقطع كل هذه المساقة
    Kapatmak zorunda değildim. Open Subtitles لم أكن مضطرّاً لإقفالها.
    zorunda değildim anne, ama burası senin. Open Subtitles لم أكن مضطرة لذلك يا أمي ولكنّه ملككِ الآن
    Pekâlâ, ona para vermek ya da onu öldürmek zorunda değildim. Open Subtitles لم أكن مضطرة لدفع المال له أو قتله
    Peri kızları öldürmek zorunda değildim. Open Subtitles لم أكن مضطرة لقتل تلك الجنيات.
    Eskiden o tuvaleti kullanmak zorunda değildim ama şimdi kullanamıyorum. Endişelenmeye başladım. Hadi, Albie, yarım saat oldu. Open Subtitles لم أكن مضطراً الى دخول الحمام، ولكن بما أنني لا أستطيع الآن بدأت شعر بالتقلقل هيا ألبي، انقضت نصف ساعة
    Buraya gelmek zorunda değildim. Open Subtitles لم أكن مضطراً لأتي إلي هنا
    Oraya gitmek zorunda değildim. Buraya geldim çünkü gelmeliydim. Open Subtitles لم يكن علي ذلك أتيتُ إلى هنا لأني أردت ذلك
    Evet ama mektubu yazmak zorunda değildim. Open Subtitles نعم , لكن لم يكن علي القيام بذلك كتابة تلك الرسالة
    ...denizde kalmak zorunda değildim ama kaptanlık etmek istedim. Open Subtitles ستعتقد أنني كنت أكبر سافلة تمشي لم أضطر للبقاء في البحر. ولكنني أردتُ أن أكون قبطان.
    Kapatmak zorunda değildim. Open Subtitles لم أكن مضطرّاً لإقفالها.
    Hani bir keresinde bademcik iltihabın vardı da ben de sana donmuş yoğurt almıştım ve bunu yapmak zorunda değildim. Open Subtitles حسنا، ماذا عن تلك المرة أصبت ببكتيريا في حلقك، حسنا وأحضرت لك زبادي مجمد ولم يكن علي القيام بذلك
    Ben kendi evimde yaşarken, kimseye cevap vermek zorunda değildim. Open Subtitles عندما كنت أعيش في المنزل, لم يكن عليّ السماع لأحد
    Tanıştığımızdan beri... söylemek istiyordum, aniden hayatımın bu parçası ortaya çıktı, seninleyken saklanmak veya dövüşmek zorunda değildim, ya da bunun gibi şeyler, istediğim şey... yaşamaya çalışmak ve kızımla herşeye karşı mücadele etmekti. Open Subtitles عندما بدئنا انا وانتِ بالتسكع كانت , كما ان كل المفاجأت تلك جزء من حياتي عندما لم يتوجب علي الإختباء او القتال
    Ona çocuklarını görme iznini veren benim. Velayetleri bende. - Bunu yapmak zorunda değildim. Open Subtitles أنا مَن منحته حقّ الزيارة في المقام الأوّل أنا الأمّ الوصيّة، لم أكن مضطرّة لذلك
    Bunları yapmak zorunda değildim. Open Subtitles أنا ما كَانَ لِزاماً علّي أَنْ أعْمَلُ ذلك.
    Doğduğum yıl satın alınmıştı, ve inanılmazdı, çünkü bilgi almak için kütüphaneye gitmeyi beklemek zorunda değildim; TED وقد تم شراءها في يوم ولادتي وكانت رائعة جداً لانه حينها لم يكن يتوجب علي الذهاب الى المكتبة للحصول على المعلومات
    Sana ondan bahsetmek zorunda değildim. Benim için hiç bir anlam ifade etmiyor. Open Subtitles لم أكن مضطر لأخبرك عنها إنها لا تعني لي شيئا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus