"أسمعه" - Translation from Arabic to Turkish

    • duyduğum
        
    • duymak
        
    • duyuyorum
        
    • duymadım
        
    • duydum
        
    • duyduklarım
        
    • duyabiliyorum
        
    • Duyduğuma
        
    • Duyduklarıma
        
    • duymadığım
        
    • duyabiliyordum
        
    • duymamıştım
        
    • dinlemek
        
    • duyamadım
        
    • duyamıyorum
        
    Bu mükemmel çünkü bu sen benimle konuşurken duyduğum şey. Open Subtitles نعم، هذا رائع، لأن هذا ما أسمعه عندما تتحدثين إلي.
    Ağzından çıkan kelimeleri dinliyorum ama tek duyduğum kalbinin vücuduna kan pompalayışının sesi. Open Subtitles أنا أصغ لكلماتك التي تخرج من فاهكِ وكل ما أسمعه هو صوت قلبكِ..
    Söz veriyorum, bilirsin, sadece duymak istediğimi duymayacağım, tamam mı? Open Subtitles و أعدك, لن أسمع فقط ما أريد ان أسمعه, موافق؟
    Sonrasında da bunu hep duymak zorunda kalacağım yani taşın altında elim var. Open Subtitles الأمر أنه الموضوع الذي أسمعه طيلة الوقت لذا تلزم عليّ أن أتعمق باللعبه
    Bazen kötü şakalarımdan birine güldüğünü duyuyorum hâlâ. Open Subtitles أجل ، ما زلت أسمعه أحيانا يضحك على إحدى نكاتي السيئة
    ", "Muhtemelen o bir şey söyledi ama ben duymadım. TED أتعرفون؟ من المحتمل أنه قد قال شيئاً ما ولم أسمعه جيداً.
    Çok korkmuştum ve annemle konuştuğunu duydum annem ağlıyordu... Open Subtitles لا أعلم, كنت خائفة حقاً و كنت أسمعه و هو يتحدث
    duyduğum şey ise sahip olduklarının yayınlamak için yetersiz olduğu. Open Subtitles وما أسمعه هو أن مالديك بسيط جداً ولا يمكن نشره
    Peki ya tüm gün ağzından çıkarken duyduğum terbiyesizce konuşmalar ne olacak? Open Subtitles ماذا عن كل الكلام البذيء الذي أسمعه يخرج من فمك طوال النهار؟
    Sonra, bongoma kaşıkla göğsümü de minik ellerimle vururak duyduğum şeyi çıkartmaya çalışırdım. TED ثم أضرب طبقي بالملعقة وصدري بيداي الصغيرتان محاولة إعادة ما كنت أسمعه
    Niye burada olduğunu biliyorsun ama ben söylediğini duymak istiyorum. Open Subtitles أنتِ تعلمين لماذا أنتِ هنا، لكن أريد أن أسمعه منكِ.
    Bir daha asla duymak istemediğim bir ses çıkardı. Open Subtitles و أصدر صوتا لا أريد أن أسمعه ثانية في حياتي
    İki gündür bana yazdığı kelimeleri, duymak istiyorum. Onun, bunları bana yanımda söylemesini istiyorum. Open Subtitles أريد أن أسمعه يقول أجمل الكلمات التي كتبها اليوم
    çıldıracağım.Kanişleri bile duyuyorum. Open Subtitles و هذا يجعلني أجن ، حتى الكلب الفرنسي ، يمكنني أن أسمعه
    Duydunuz mu? -Evet duyuyorum. İşte müzik. Open Subtitles أسمعه الآن عندما يكون هناك موسيقى، يكون هناك اناس
    - Şimdi duyuyorum. - Müziğin olduğu yerde insan da vardır. Open Subtitles أسمعه الآن عندما يكون هناك موسيقى، يكون هناك اناس
    duymadım, çünkü kurutucuyu tamir ediyordum. Open Subtitles أجل لكنني لم أسمعه لأنني كنت اصلح الغسالة
    Hemen hemen hiç duymadım... Hatta hiç duymadım. Sessizlik haaa... Open Subtitles أنا اسمعه بصعوبة أو لا أسمعه أبداً, الهدوء
    Ve sonra hiç duymayacağımı sandığım bir şey duydum. Open Subtitles وبعدهاسمعتشيئاً إعتقدت بأني لن أسمعه أبداً.
    duyduklarım ve gördüklerim genellikle bana önemli bir neden için gösterilir. Open Subtitles وأيا كان ما أراه أو أسمعه عادة ما تُرى لي لسبب مهم
    Onu gören ilk kişi olacak, şimdiden onun haykırışını duyabiliyorum. Open Subtitles وسيكون أول من يراها بل بإمكانى أن أسمعه بالفعل يصرخ
    Duyduğuma göre, diyaliz hiç hoş bir şey değilmiş. Open Subtitles ، وما أسمعه . غسيل الكلى ، اممم ، ليس لعبة
    Silah sesleri duyulmaya devam ederken kısa sürede kalabalığın sloganları bu sesleri bastırmaya başladı, ve Duyduklarıma inanamadım. TED لذلك عندما بدأ يتواني صدى الطلقات النارية، بدأ بعدها يظهر هتاف الشعب، لم أصدق ما كنت أسمعه.
    Ağzımdan daha önce hiç duymadığım bir ses çıktı: biraz inilti, biraz çığlık, neredeyse insanlık dışı ve korku dolu. TED صدر صوت من فمي لم أسمعه من قبل: نصف تأوه، نصف صراخ، بالكاد إنساني، إرهابي بحت
    Üç dört saat boyunca şişeyi durmadan kafaya dikince, yemin ediyorum ben de duyabiliyordum. Open Subtitles بعد 3 أو 4 ساعات من الرشف لإبعاد الندى أقسمت إنني أسمعه كذلك
    Babanın evinden ayrıldığından beri,... kendi ağzından onu hakkında bu kadar içten konuştuğunu duymamıştım. Open Subtitles تتكلمي عنه بدفء لم أسمعه في صوتك منذ أن غادرتي بيت أبيك
    Onun bana söyleyeceklerini dinlemek İstemiyorum. Open Subtitles . الذى كان يريد ان يقوله , لا اريد أن أسمعه
    Hepsini duyamadım ama ağır konuştu gibi geldi. - İyi misin? Open Subtitles لم أسمعه كاملاً, لكن بدا قاسياً, هل أنت بخير؟
    Onu göremiyorum, koklayamıyorum ya da duyamıyorum ama her yanımı sarmalıyor. Open Subtitles لا يمكنني أن أراه أن أشمه أن أسمعه لكنه يحيط بي من كل جانب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more