"أظنها" - Translation from Arabic to Turkish

    • Sanırım
        
    • Bence
        
    • Galiba
        
    • sanmıyorum
        
    • düşünüyorum
        
    • düşünmüyorum
        
    • düşündüğüm
        
    • olabilir
        
    • sanmıştım
        
    Sanırım, yanında silah getirdi böylece bir polisi vurup kaçabilecekti. Open Subtitles أظنها أحضرت سلاحاً معها يمكنها قتل شرطي والتملص من جريمتها
    Sanırım komple bir safari yapacağız. Bütün ekip gelecek. Open Subtitles أظنها ستكون رحلة كاملة بمجموعة الفتيان كلها
    Bence o yaptı. Sanırım benim için yaptı çünkü ben de yapmak istedim. Open Subtitles أظنها فعلت ذلك فعلت ذلك من أجلي، لأني أردت أن يحصل ذلك
    - Bence sesi berbat... ama geçen yıl altı milyon plak sattı. Open Subtitles أظنها تبدو بحالة مريعة ، لكنها باعت ستة ملايين أسطوانة السنة الماضية
    Bence tam tersi. Bence önemli olan yer değil, kim oldukları. Open Subtitles أظنها طريقة أخرى يمكنني أن أفهم أن المكان هام بقدر الفاعل
    Galiba, şu sıralar Blackadder'ın bayan arkadaşı, ama farketmez, değil mi Blacky? Open Subtitles أظنها فتاة بلاكادر في الوقت الحالي، لكن هذا لايهم, أليس كذلك, بلاكي؟
    Nana, gitmek istemediğini söyledi ve onu zorlamanın iyi fikir olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles يا جدة, هو قال أنه لن يذهب ولا أظنها فكرة جيدة لإرغامه
    Onun işi bitti. Sanırım bir beyefendiyle dışarı çıktı. Open Subtitles لقد انتهت من عملها، أظنها ذهبت للخارج مع رجل
    Efendim, bugünlerde ilk kelimesini söylemek için hazırlanıyor Sanırım. Open Subtitles أظنها مستعدة لنطق أول كلمة لها في أي يوم
    - Peki. Çocuklar tuvalete gidin derdim ama Sanırım bu kötü bir fikir. Open Subtitles خطر لى أن أجعلكم تدخلون الحمام قبل إنطلاقنا ، لكنى لا أظنها فكرة جيدة
    Endişelenme. Sanırım grip falan kaptı. Yarın sabah burada olur. Open Subtitles لا تقلقا حيالها, أظنها مصابة بالإنفلونزا أو ما شابه, ستأتي غداً
    Teşekkür ederim. Sanırım biraz daha iyi. Bunu duyduğuma çok sevindim. Open Subtitles ـ شكراْ لك أظنها قد تحسنت قليلا ـ أنا سعيد لسماع ذلك
    Benim fikrimse. Sanırım kızarmıştır. Open Subtitles حسناً, تعرف, عندما أفكر بالأمر، أظنها ماتت.
    Bence çok seksi gözüküyor, ve sizin giysi kurallarınız berbat. Open Subtitles أظنها تبدو مثيرة جداً وأظن أن معايير زيك تبدو رديئة
    Bence zaten boş olduğundan, kafanı daha fazla boşaltman iyi bir fikir değil. Open Subtitles لا أظنها فكرة جيده بالنسبة لك لتصفية رأسك أكثر مما هو عليه بالفعل
    Adını hiç öğrenememiştim, ama Bence o Dedektif Chandler'ın annesi olabilir. Open Subtitles لم أعرف إسمها آبداً لكن أظنها قد تكون والدة المٌحققة تشاندلر
    Arkadaş edinmek için orada olmadığını söylemişti ama Bence arkadaş edinmek için oradaydı. Open Subtitles قالت أنها هناك ليس لكسب صداقات ولكن أتعلم أمراً؟ أظنها هناك لتكسب صداقات
    Kim olayını bırakmama izin verin çünkü Bence bu yolunda gidiyor. Open Subtitles أطلب الإذن للكف عن صيغة السؤال لأني أظنها قد استنفذت مغزاها
    Bir süre burada böcekle dolu odanızda kalacaktım ama Galiba bu kötü bir düşünceymiş. Open Subtitles كنت سأبقى هنا لبعض الوقت، لكن أظنها فكرة سيئة في ظل غزو الحشرات اللعينة لكم
    O zamandan beri ona ulaşmaya çalışıyorum ama biraz zor oldu çünkü Galiba bebek bakıcılığı, hokey, caz müzik falan derken zamanı kalmıyor. Open Subtitles حاولت التواصل معها من ذلك الحين, لكن الموضوع صعب قليلاً, لأني أظنها مشغولة, بطفلها الرضيع ولعبة الهوكي وكل هذه الأشياء.
    Kendisini böceklerden kurtarmadığımız sürece tekrardan eskisi gibi olacağını sanmıyorum. Open Subtitles ولا أظنها ستعود لطبيعتها أبداً مالمْ نتخلص من تلكَ الحشرات
    Şimdi düşünüyorum da kadın o kadar da harika değildi. Open Subtitles أتعلمين, لا أظنها ,أدَّت جيداً بعد أن فكرت في الموضوع
    Bunun fikirle bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Bu ortada, sen çekicisin. Open Subtitles لا أظنها مسألة وجهة نظر، أمر واضح أنِك جذّابة
    Bana neyin önemli olduğunu öğretti. Ayrıca bana asla üstesinden gelemeyeceğimi düşündüğüm sorunların üstesinden gelebileceğimi gösterdi. Open Subtitles علّمتني ما هو مهم، و أرتني أنّني قادرة على التغلب على مشاكل لم أظنها ممكنة
    Önemli olan, arkadaşı için seçtiği üzümler arkadaşını öldürmüş olabilir. Open Subtitles المهم هو أني أظنها قد قطفت التوت الذي قتل صديقتها
    Lanet. Özür dilerim. Es geçeceğini sanmıştım. Open Subtitles اللعنة ، أنا آسف كنتُ أظنها ستتجاوزنا فقط

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more