"أقول لك" - Translation from Arabic to Turkish

• Sana söylüyorum
• söylemek
• Size söylüyorum
• söyleyeyim
• diyeceğimi
• söyleyeceğimi
• diyorum
• Sana söylemem
• söyleyeceğim
• söyleyebilirim
• dediğimi
• söylemeliyim
• dediğimde
• diyebilirim

Sana söylüyorum, bu bir komutandan emir almak gibi bir şey.
أنا أقول لك , ويجب أن تتقبله كأنه أمر من عريف

Sana söylüyorum, ahbap, işler sonunda istediğimiz gibi gitmeye başlıyor.
أقول لك يا رجل لقد بدأت الأمور تأتي في صالحنا

Bu arada, Charlie'ye olanlar konusunda... çok üzgün olduğumu söylemek istiyorum.
بالمناسبة,أريد شخصياً أن أقول لك كم انا آسف لما حصل لتشارلي

Ama Size söylüyorum, Bay Poirot. O, masum.
لكنني أقول لك سيد ً بوارو ً ، أقول لك إنه برئ

Sana söyleyeyim de gelecek sefer daha mı kötü olayım.
أجل, صحيح. أقول لك ليضربني في المرة القادمة بشكلٍ أشد.

Telefon görüşmelerimizden sonra sonunda karşımda duruyorsun. Ben ne diyeceğimi bilmiyorum.
بعد كل مكالماتنا، تقف أمامي أخيراً ولا أعرف ماذا أقول لك

Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, buna hakkım var mı onu da bilmiyorum... seni her zaman kendi çocuğum gibi gördüm.
جونى , لا أعرف كيف أقول لك هذا و لا أعرف حتى إن كان لى الحق ولكنى دائماً إعتبرتك كإبنى

Sana dün akşam burada değildik diyorum. Yine kabus görmüşsün, hepsi bu.
أقول لك بأننا لم نكن هنا البارحة لا بد أنه أحد كوابيسك

Sana söylüyorum, tuzlu ya da değil şaftın altında bir şey var.
أقول لك, التمليح أم لا يوجد شيء ما عند أسفل ذلك العمود

Yanılıyorsam, yanılıyorsam beni kov. Ama şu an sana söylüyorum:
إن كنت مُخطىء فلا بأس، أطردني ولكني أقول لك الأن،

- Hayır, anlamıyorsun. Sana söylüyorum, Cleo ile benim aramda hiçbir şey yok.
أنا أقول لك , لا يوجد شيء بيني وبين كليو

Sana söylüyorum, yeni duydum. Ekibi dağıtıyorlar.
أقول لك بأني سمعت للتو بأنهم سيحلون اللواء

Sana söylüyorum, eğer Tanrı dünyada yaşasaydı, insanlar camlarını kırardı.
أقول لك يا تزايتل إذا عاش الرب على الأرض فإن الناس سيحطمون نافذته

Doğruyu söylemek gerekirse biraz utanıyorum, tatlım. - Benden mi?
أشعر ببعض الخجل من أن أقول لك الحقيقة يا عزيزتي

Dinlenme döneminin bittiğini söylemek istemiyorum ama, ben bu rolu oynamak için doğdum.
لا أعلم ماذا أقول لك لتلغي باقي الجلسة، لكنّي ولدت لأداء هذا الدور

Ama bugün Size söylüyorum, durma zamanı geldi.
و لكن اليوم أنا أقول لك أنه قد حان الوقت للتوقف سوف نعود

Sana bir şey söyleyeyim mi? En muhteşem günümü geçirdim.
استطيع ان أقول لك ان هذا اليوم يوم جميل عندي؟

- Ne diyeceğimi bilmiyorum. Belki buralarda bir madalya unutan vardır.
لا أعلم ماذا أقول لك لكن ربما أحدهم ترك ميدالية هنا

Bak. Sana ne söyleyeceğimi bilemiyorum, ama burada şapka yok.
اسمعي، لا أعرف ماذا أقول لك ولكن القبعة ليست هنا.

Boşuna mı diyorum sana o şerefsizi unutup kendine başka birini bul diye?
لا أزال أقول لك إنسي أمر ذلك الحقير و إعثري على شخص جديد

Sana söylemem gerek. Onda ne buluyorsun bilmiyorum.
يجب ان أقول لك لا أعلم ما الذي يُعجبكَ فيها

Kullanmanı söylediğimde ki söyleyeceğim, bu sefer ne olduğunu hatırla.
حينما أقول لك استخدمه وسأفعل تذكر ما حدث هذه المرة

Bir gazeteci olarak bunun gerçekten iyi bir hikaye olduğunu söyleyebilirim.
و كسيدة أخبار ، يمكنني أن أقول لك أنها قصة جيدة

Sakinleşin ve dediğimi yapın. Sizi evinize ulaştıracağım.
استرخٍ,افعل كما أقول لك وسأعيدك إلى بيتك,اتفقنا؟

Sana daha kaç kere iyi bir cadı olduğumu söylemeliyim?
كم من المرات عليّ أن أقول لك بأنني ساحرة طيبة؟

Sana yürü dediğimde yürüyeceksin.
اتسمعي. عندما أقول لك أن تقفزي ، فلتقفزي.

- Bu tamamen bir olay. - Ne diyebilirim, Bay Mitra.
كان هذا مشهدا مثيرا ــ ماذا أقول لك يا سيد مترا؟