Sana söylüyorum, bu bir komutandan emir almak gibi bir şey. | Open Subtitles | أنا أقول لك , ويجب أن تتقبله كأنه أمر من عريف |
Sana söylüyorum, ahbap, işler sonunda istediğimiz gibi gitmeye başlıyor. | Open Subtitles | أقول لك يا رجل لقد بدأت الأمور تأتي في صالحنا |
Bu arada, Charlie'ye olanlar konusunda... çok üzgün olduğumu söylemek istiyorum. | Open Subtitles | بالمناسبة,أريد شخصياً أن أقول لك كم انا آسف لما حصل لتشارلي |
Ama Size söylüyorum, Bay Poirot. O, masum. | Open Subtitles | لكنني أقول لك سيد ً بوارو ً ، أقول لك إنه برئ |
Sana söyleyeyim de gelecek sefer daha mı kötü olayım. | Open Subtitles | أجل, صحيح. أقول لك ليضربني في المرة القادمة بشكلٍ أشد. |
Telefon görüşmelerimizden sonra sonunda karşımda duruyorsun. Ben ne diyeceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | بعد كل مكالماتنا، تقف أمامي أخيراً ولا أعرف ماذا أقول لك |
Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, buna hakkım var mı onu da bilmiyorum... seni her zaman kendi çocuğum gibi gördüm. | Open Subtitles | جونى , لا أعرف كيف أقول لك هذا و لا أعرف حتى إن كان لى الحق ولكنى دائماً إعتبرتك كإبنى |
Sana dün akşam burada değildik diyorum. Yine kabus görmüşsün, hepsi bu. | Open Subtitles | أقول لك بأننا لم نكن هنا البارحة لا بد أنه أحد كوابيسك |
Sana söylüyorum, tuzlu ya da değil şaftın altında bir şey var. | Open Subtitles | أقول لك, التمليح أم لا يوجد شيء ما عند أسفل ذلك العمود |
Yanılıyorsam, yanılıyorsam beni kov. Ama şu an sana söylüyorum: | Open Subtitles | إن كنت مُخطىء فلا بأس، أطردني ولكني أقول لك الأن، |
- Hayır, anlamıyorsun. Sana söylüyorum, Cleo ile benim aramda hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أنا أقول لك , لا يوجد شيء بيني وبين كليو |
Sana söylüyorum, yeni duydum. Ekibi dağıtıyorlar. | Open Subtitles | أقول لك بأني سمعت للتو بأنهم سيحلون اللواء |
Sana söylüyorum, eğer Tanrı dünyada yaşasaydı, insanlar camlarını kırardı. | Open Subtitles | أقول لك يا تزايتل إذا عاش الرب على الأرض فإن الناس سيحطمون نافذته |
Doğruyu söylemek gerekirse biraz utanıyorum, tatlım. - Benden mi? | Open Subtitles | أشعر ببعض الخجل من أن أقول لك الحقيقة يا عزيزتي |
Dinlenme döneminin bittiğini söylemek istemiyorum ama, ben bu rolu oynamak için doğdum. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا أقول لك لتلغي باقي الجلسة، لكنّي ولدت لأداء هذا الدور |
Ama bugün Size söylüyorum, durma zamanı geldi. | Open Subtitles | و لكن اليوم أنا أقول لك أنه قد حان الوقت للتوقف سوف نعود |
Sana bir şey söyleyeyim mi? En muhteşem günümü geçirdim. | Open Subtitles | استطيع ان أقول لك ان هذا اليوم يوم جميل عندي؟ |
- Ne diyeceğimi bilmiyorum. Belki buralarda bir madalya unutan vardır. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا أقول لك لكن ربما أحدهم ترك ميدالية هنا |
Bak. Sana ne söyleyeceğimi bilemiyorum, ama burada şapka yok. | Open Subtitles | اسمعي، لا أعرف ماذا أقول لك ولكن القبعة ليست هنا. |
Boşuna mı diyorum sana o şerefsizi unutup kendine başka birini bul diye? | Open Subtitles | لا أزال أقول لك إنسي أمر ذلك الحقير و إعثري على شخص جديد |
Sana söylemem gerek. Onda ne buluyorsun bilmiyorum. | Open Subtitles | يجب ان أقول لك لا أعلم ما الذي يُعجبكَ فيها |
Kullanmanı söylediğimde ki söyleyeceğim, bu sefer ne olduğunu hatırla. | Open Subtitles | حينما أقول لك استخدمه وسأفعل تذكر ما حدث هذه المرة |
Bir gazeteci olarak bunun gerçekten iyi bir hikaye olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | و كسيدة أخبار ، يمكنني أن أقول لك أنها قصة جيدة |
Sakinleşin ve dediğimi yapın. Sizi evinize ulaştıracağım. | Open Subtitles | استرخٍ,افعل كما أقول لك وسأعيدك إلى بيتك,اتفقنا؟ |
Sana daha kaç kere iyi bir cadı olduğumu söylemeliyim? | Open Subtitles | كم من المرات عليّ أن أقول لك بأنني ساحرة طيبة؟ |
Sana yürü dediğimde yürüyeceksin. | Open Subtitles | اتسمعي. عندما أقول لك أن تقفزي ، فلتقفزي. |
- Bu tamamen bir olay. - Ne diyebilirim, Bay Mitra. | Open Subtitles | كان هذا مشهدا مثيرا ــ ماذا أقول لك يا سيد مترا؟ |