"أقول لكِ" - Traduction Arabe en Turc

• Sana söylüyorum
• Sana söylemek
• söyleyeyim
• Ne diyeceğim
• sana söylemem
• söyleyeceğimi
• söylediğim
• Size söylüyorum
• diyorum
• demiyorum
• söyleyebilir

Bu şey insanı çıldırtır, Sana söylüyorum bu tamamiyle bozuk.
أنا أقول لكِ ، لن تستطيعي إصلاحه صدقيني أنتِ جيدة

Bu şey insanı çıldırtır, Sana söylüyorum bu tamamiyle bozuk.
أنا أقول لكِ , لن تستطيعي إصلاحه صدقيني أنتِ جيدة

Bunu Sana söylemek için henüz erken. Hala yönetim kurulunun onayına ihtiyacım var.
بالطبع، من المبكر أن أقول لكِ هذا لا زلتُ بحاجة الموافقة من مجلس الإدارة

Alçakgönüllülükle... söyleyeyim ki iki atış yaptım mı beni bırakamazsın.
..أقول لكِ بتواضع، معي محاولتان هو كل ما يتطلبه الأمر

Bak sana Ne diyeceğim benim için çok cesur olmanı istiyorum.
أنا أقول لكِ ماذا أنتِ لابد أن تكوني شجاعة جدًا لي

Lois, hepimizi sıraya dizip öldürmelerinden önce sana söylemem gereken...
قبل أن نموت في هذه الفوضى الدامية علي أن أقول لكِ

Biraz abartıyorsun ama ben yinede ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Üzgünüm.
صحيح ذلك الأمر لا أعرف ماذا أقول لكِ, آسفه

Bunu söylediğim için üzgünüm, ama beni hiçbir şey ısıramaz.
يؤسفني أن أقول لكِ أن لا شئ يقدر على هذا قط

Size söylüyorum, evli insanlar düşmanımızdır.
و أنا أقول لكِ أن المتزوجون هم الأعداء

Ve bu benim kişisel deneyimim. Ama Sana söylüyorum.
و هذه هي خبرتي الشحصية، ولكني دعيني أقول لكِ

Sana söylüyorum, silahı var, kocasını öldürmeye çalışacak.
أقول لكِ إنها تحمل سلاحاً, و تحاول أن تقتل زوجها

Sana söylüyorum çünkü böylece ruhunun cennete gitmesi için dua edebilirsin.
لكني أقول لكِ كي لتصلي لروحها لتجد طريقها إلى الجنة

Bu şey iyi bir sonla bitmezse eğer uzun zamandır Sana söylemek istediğim bir şey vardı.
إذا لم تسر الأمور بشكل جيّد، فأريد أن أقول لكِ أنّ هناك شيء أردتُ أن أقوله لكِ منذ فترة طويلة

Sana söylemek istedim. Söylemeliydim.
أردتُ أن اقول لكِ كان يجب أن أقول لكِ

Nancy, vicdanını kaybetmeden bunu Sana söylemek istiyorum.
نانسي ، أقول لكِ هذا قبل أن تخسري روحك

Sana bir şey söyleyeyim mi Bu hiçbir adamı serinletmez.
دعيني أقول لكِ شيئاً هذا لن يبقي أي رجل بارد

Sana tam olarak ne zaman hasta olduğumu söyleyeyim.
يمكنني أن أقول لكِ اليوم الذي مرضت فيه بالتحديد

Arkadaşın olarak sana söylemem gerekiyor ki yaptığın şey garip, sapıkça ve hiç sağlıklı değil.
‏ حسناً، بصفتي صديقتكِ من واجبي أن أقول لكِ أن ما تفعلينه غريب، مترصد، وغير صحي.

- Tamam. Afedersin, sana ne söyleyeceğimi hiç bilmiyorum. Ancak bol şans.
حسنًا، أنا آسفة، لا أعرف ماذا أقول لكِ ولكن حظًا سعيدًا لكِ، نحن سنحتاج إلى كل الملعب، لذا شكرًا لكِ

Kalan vaktini iyi değerlendirmek istiyorsan, benim söylediğim gibi yapmalısın.
إذا أردت أن تعيشي أقصى ما تستطيعيه، فافعلي كما أقول لكِ

Size söylüyorum, hepsini alabiliriz.
أقول لكِ , نستطيع القضاء عليهم

Yani, kendi başına bile, hele bir de benimle ama bunu enine boyuna düşündüm ve en akıllıca hareket bu olur diyorum.
لكنني فكّرت في هذا, و أقول لكِ إنها خطوة عبقرية.

Görücü usulü randevu ayarladın diye demiyorum, seni küçük kız kardeşim olarak gördüğüm için söylüyorum.
لا أقول لكِ هذا بسبب الموعد المدبر لا أقول لكِ هذا بسبب الموعد المدبر ولكن لأنني أراكِ كأخت صُغرى

Pekâlâ. Sizinle ilgili bir şey söyleyebilir miyim? - Yardımcı olabilir miyim?
..حسناً, أريد أن أقول لكِ هل بوسعي خدمتك يا سيدي؟