Ve olan şuydu -- ve Altına Hücum yıllarca devam etti. | TED | والذي سيحدث هو . . أن هَجْمَة الذهب قد استمرت لأعوام. |
Ama enerji politikaları daha fazla fosil yakıt bulunmasına odaklanmaya devam etti. | TED | لكن سياسات الطاقة استمرت في التركيز على إيجاد المزيد من الوقود الأحفوري. |
köpeğim ısrarla çekmeye devam etti ve o da ne, alanın sonu nehirdi. | TED | لكن كلبتي استمرت في سحبي وأصابتني الدهشة، ففي نهاية هذه الأشياء يوجد النهر |
Nöbeti yaklaşık bir dakika sürdü ve fonksiyonları beş dakika durdu. | Open Subtitles | , نوبته استمرت لدقيقة و غاب عن الوعي لمدة 5 دقائق |
Kucak dansından daha uzun süren bir ilişkin oldu mu? | Open Subtitles | هل لديك أي علاقات استمرت لمدة اكثر من رقصة تعري؟ |
Onun ilk başta kim olduğunu bilmiyordum ama o sürekli bana geldi | Open Subtitles | انا لم أعرف من كانت فى البداية ولكنها استمرت فى المجىء إلىّ |
Ama bu ihlaller bu şekilde devam ettikçe, daha ne kadar kalacaklarını bilemem. | Open Subtitles | ولكن الى متى سيبقون هكذا لو استمرت مثل هذه التجاوزات .. لست ادري |
O ortadan kaybolduktan sonra makine fotoğraf çekmeye devam etmiş. | Open Subtitles | وتوجد سبعة صور هذا يعني أنها استمرت بالعمل بعد اختفائه |
Şey, Doğum öncesi yogasını yapmaya devam ederse... ve yerde kalça egzersizine... | Open Subtitles | هاهو إذا استمرت على تمارين اليوغا الخاصة بالولادة وتمارين الخاصة بعظام الحوض |
Vücuttaki safra artmaya devam ederse siroza ya da karaciğer yetmezliğine dönüşebilir. | Open Subtitles | ولو استمرت الصفراء بالتراكم، فأمامنا خطر تشمع كبد أو احتمال فشل كبدي. |
O ortadan kaybolduktan sonra makine fotoğraf çekmeye devam etmiş. | Open Subtitles | وتوجد سبعة صور هذا يعني أنها استمرت بالعمل بعد اختفائه |
İngiliz sanayisinin çoğu kapanmışken, silah sanayii büyümeye devam etti. | Open Subtitles | بينما أغلقت معظم الصناعات البريطانية استمرت صناعة السلاح في الازدهار |
Bu ülke inanca sırtını dönmeye devam ettikçe, kurtarılmaya değer bir şey kalmayacak. | Open Subtitles | إذا استمرت هذه البلاد بإعراضها عن الدين فلن يكون هناك ما يستحق الانقاذ |
Ve bu benzer ön yargı, bu aynı kör nokta 90'larda da devam etti. | TED | وهذا الانحياز هذه النقطة العمياء استمرت جيدا حتى التسعينات |
Hatta aynı kör nokta yüz tanıma teknolojisinde farklı insanların yüzlerini ne kadar iyi tanıdığımız konusunda bugün de devam etmektedir. | TED | و نفس النقطه العمياء استمرت لليوم كيف ندرك جيدا وجوه الناس المختلفة في تكنولوجيا نظام التعرف على الوجه |
O, bu yıl aramızdan ayrıldı. Öldüğü güne kadar sadece beyaz giymeye devam etti. | TED | لقد ماتت هذا العام، وحتى يوم موتها، استمرت بارتداء الأبيض فقط. |
Ama liste büyümeye devam etti milyonlarca ve bugüne kadar milyarlarca oldu. | TED | ولكن القائمة استمرت في النمو الى ملايين و بلايين حتى اليوم |
Konuşmalar sürdü gitti, kelimelerin zihinsel haritaları vardı ve çok geçmeden anlaşıldı ki dahilikleri karşısında şaşırmaktansa ben ciddi şekilde saçmalıklara maruz kalıyordum. | TED | و لكن الحوارات استمرت, مع خرائط عقلية للكلمات, و عاجلاً أصبحت العملية بدل أن تكون مليئة بالإبداع, لقد أصابوني حقيقة بحيرة مليئة بالهراء. |
Frank, o son işin dört yıl sürdü. | Open Subtitles | فرانك, ان الوظيفة الأخيرة استمرت لمدة 4 سنوات |
Rengi oldukça iğrenç de olsa o arabayı çok sevdim ve arabalarla bugüne kadar süren ilişkimi oldukça pekiştirdi. | TED | وبالرغم من ان اللون كان حقا بشع, لكنني احببت السيارة, وبالفعل رسخت مسألة حبي للسيارات بحيث استمرت الى يومنا هذا. |
Dostum, sürekli birbirimiz için yaratılmış olduğumuzdan ve nasıl ihanete uğramış hissettiğinden bahsediyor. | Open Subtitles | يا صديقي, لقد استمرت بالحديث عن أننا مناسبان جداً لبعضنا وأنها تشعر بالخيانة |
Altı hafta falan sürmüştü. Evet. | Open Subtitles | لقد استمرت العلاقة بينكم لخمسة أسابيع نعم |
Dozajı aşmayın Eğer semptomlar sürerse bir doktora görünün. | Open Subtitles | لا تتجاوز الجرعة المحددة لو استمرت الاعراض فاعرض نفسك على طبيب |
İmparatorluk kısa süre hayatta kalsa da Moğollar arkalarında bir Dünya Mirası bıraktılar: Eşsiz bir egemenliğin hatırasını. | TED | ورغم أن الإمبراطورية استمرت لفترة قصيرة، فقد خلف المغول إرثاً من التأثير على العالم لا مثيل له حتى الآن. |