"اعتدنا" - Translation from Arabic to Turkish

    • Eskiden
        
    • Biz
        
    • Önceden
        
    • alıştık
        
    • çocukken
        
    • hep
        
    • kullandığımız
        
    • alışığız
        
    • zamanlar
        
    • olduğumuz
        
    • alışık
        
    • sürekli
        
    • alışkınız
        
    O zaman işe yaramayan sadece o olmayacak. Eskiden olduğumuz gibi de olamayacağız. Open Subtitles حينها ليس فقط أنها لاتعمل ، لكن لن نملك ما اعتدنا على ملكه
    Eskiden daha fazlaydı, ama ekonomik kriz var şu an. Open Subtitles لقد اعتدنا ان يكون اكثر.. لكننا الان نعيش فترة كساد
    Eskiden en iyi arkadaşımdın şimdi ise seni zor görüyorum. Open Subtitles لانك اختفيت تماما من امامي اعتدنا ان نكون افضل اصدقاء
    Çünkü Biz sıcak iklimlerin insanıyız ve soğuk hava bizi rahatsız eder. Open Subtitles لأننا اعتدنا على الطقس الدافئ و الطقس البارد هناك سيلحق بنا الأذى
    Pete, Lucas beşiğinde değil. Eskiden babamla beraber çizgi film izlerdik. Open Subtitles لوكاس ليس في سريره ابي وأنا اعتدنا مشاهدة الرسوم المتحركة معاً
    Eskiden burada bir şeyler icat ederdik, Şimdi sadece satıyoruz. Open Subtitles اعتدنا ان نصنع اشياء هناك والأن نحن نبيع الاشياء فقط
    Eskiden bu partilerde nasıl da dans ederdik, şimdi yanımda bile durmak istemiyor. Open Subtitles كم اعتدنا الرقص في هكذا حفلات والان هي بالكاد تتحمل الوقوف الى جانبي
    Eskiden adamakıllı düzenimiz vardı. Herkes uyardı, işe de yarardı. Open Subtitles اعتدنا ان يكون لدينا نظام عندما الناس تتأقلم عليه ..
    Yeşilin geleneksel devlet içi bir çatışmayı temsil ettiğini görüyorsunuz, Eskiden hakkında okuduklarımız. TED ترون الاخضر هي صراعات عامة بين الدول, النوع الذي اعتدنا القراءة عنه
    Yani bir bakıma, toplumumuzda Eskiden kullandığımız geleneksel kurumların birçok faydasına sahip olan teknolojik bir kurum haline geliyorlar, ama bunu daha merkezi olmayan bir şekilde yapıyor. TED لذلك وبشكل ما، فقد أصبحت مؤسسة تكنولوجية لديها الكثير من الفوائد التي تقدمها المؤسسات التقليدية التي اعتدنا على استخدامها في المجتمع، ولكنها تقوم بذلك بشكل لا مركزي.
    Eskiden mikroskopları, büyüteçleri mercekleri olan birçok biyoloğumuz vardı ve bu biyologlar hayvanları inceliyorlardı. TED اعتدنا على رؤية الكثير من علماء الأحياء التي لديها مجاهر، و لديهم نظارات مكبرة ويراقبون الحيوانات.
    Eskiden krizle aramızda zaman farkı vardı. TED فقد اعتدنا على أن يكون لدينا فاصل زمني.
    Eskiden şapkalarımızı ters giyerdik. Open Subtitles عندما كنت طفل صغير اعتدنا ان نقلب قبعتنا بالعكس.
    Evet, Eskiden sevgiliydik. Open Subtitles أجل، أنا و طليقها اعتدنا على ركوب الدراجات معاً
    Eskiden sohbet ederdik şimdi seninle görüşmek için telefon etmek zorundayım. Open Subtitles اعتدنا الجلوس في القهوة والمحادثة والآن, علي ان اتخطى كل هذا من اجل مكالمتك على الهاتف
    Bu sadece, Eskiden varoluşun iki ayrı derecesinde yaşadığımız için mi? Open Subtitles فقط لأن كلانا اعتدنا على العيش قي كوكبين مختلفين
    Sadece Biz insanların bu araçları kullanacak kadar zeki olduğumuzu düşünürdüm. Open Subtitles اعتدنا الاعتقاد أن البشر وحدهم ماهرون بما يكفي لاستعمال أدوات كهذه.
    Önceden bu aşkınlığı ailemize ve toplumumuza ait olmak hissinden alırdık. TED اعتدنا أن نحصل على هذا التعالي من شعورنا بالانتماء لأسرنا ومجتمعاتنا.
    Yıllar geçtikçe, daha düz ve uzun saçın daha iyi ve daha güzel anlamına geldiği fikrine alıştık. TED على مر السنين، اعتدنا على فكرة أنه كلما كان الشعر ناعمًا وطويلًا كلما كان أكثر جمالًا وحُسنًا.
    çocukken bunu hep yaparız. TED حينما كنا أطفالًا، اعتدنا فعل ذلك طوال الوقت.
    Program için potansiyel aday mısınız diye görmekte kullandığımız bir şey. Open Subtitles انه شيء اعتدنا على رؤيته أذا كنتي من المحتمل مرشحه للبرنامج
    Yardım etmeyi, yapmamız gereken bir şey olarak görmeye alışığız. TED اعتدنا على التفكير في العطاء على أنه شيء يجب أن نفعله
    Hatta Newfoundland'da bile bir zamanlar morina yakaladığımız yerde bile bir denizanası çiftliği var. TED وحتى في نيو فاوندلاند حيث اعتدنا على صيد سمك القد نحن الان نصيد قنديل البحر
    Yani burda gördüğümüz çok alışık bir şekilde kullandığımız sistemdir. TED ما نُشاهده هنا هو نظام يعيش بالطريقة نفسها التي اعتدنا العيش بها
    Harikaydı. sürekli telsizden konuşuyorduk ve bir gece, onunla bir buluşma ayarladık. Open Subtitles لقد كان ذلك عظيما لقد اعتدنا الحديث معها طوال الوقت بالسي بي
    Nereye gidiyor bunlar? Biz bu şeyleri tabaklarımızda görmeye alışkınız, peki tabağımıza olan yolculukta kaybolan yiyeceklere ne oluyor? TED ماذا يحل به في نهاية الأمر؟ اعتدنا على رؤية الطعام على صحوننا، لكن ماذا عن كل الطعام الذي يُفقد في الوسط؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more