"التصرف" - Translation from Arabic to Turkish

    • davranmayı
        
    • hareket
        
    • davranmaya
        
    • davranış
        
    • harekete
        
    • davranmak
        
    • davran
        
    • davranma
        
    • davranmaktan
        
    • uslu
        
    • tepki
        
    • olmayı
        
    • olmak
        
    • davranıyorsun
        
    • gibi
        
    Oli'nin kaybolması onların suçu değil, öyleymiş gibi davranmayı kes. Open Subtitles إن اختفائه ليس خطؤهم إنه لا يتوقف عن التصرف هكذا
    Bu yüzden böyle davranmayı kes. -Bizi ekmesine sinir oldum. Open Subtitles إن اختفائه ليس خطؤهم إنه لا يتوقف عن التصرف هكذا
    Öfke temsilcileri gibi hareket edip, intikam çağrıları yapmayı bırakmamız gerekiyor. TED يجب ان نتوقف عن التصرف كوكلاء للغضب والدعوة لأيام من الغضب.
    ...senin bunun hastanenin reklamı için ne kadar iyi olabileceğini görebileceğini ve seni insan gibi davranmaya zorlamam gerekmediğini düşündü. Open Subtitles يظن أنك ربما ترى أخيراً كم يمكن أن تكون هذه الحالة ترويجاً رائعاً لهذا المشفى ولا تجعلني أجبرك على التصرف
    Utanç hakkında anlaşılması gereken şey, onun suçluluk olmadığı. Utanç benlik üzerine yoğunlaşır, suçluluk ise davranış. TED مايجب علينا أن نفهمه بأن العار ليس خطيئةً. العار تركيز على الذات، الخطيئة هو تركيز على التصرف.
    Bunların kim olduklarını ya da ne istediklerini öğrenmeden de, kesinlikle harekete geçmemeliyiz. Open Subtitles يجب أن نحرص من عدم التصرف حتى نتأكد تماما من هويتهمهم وماذا يريدون
    Bebek olduğum için bebek gibi davranmak zorunda olduğumu mu düşünüyorsun? Open Subtitles إذا كنتي تعتقدين أني طفل إذا ربما علي التصرف مثل الطفل
    Şimdi, Dylan annesiyle dönebilir ve sen de bir göt gibi davranmayı kesebilirsin. Open Subtitles الآن ديلين يمكنه العودة مع والدته وأنت يمكنك التوقف عن التصرف كـ أحمق
    Bir tek sen boktan bir çocukluk geçirmişsin gibi davranmayı bırak artık. Open Subtitles عليك التوقف عن التصرف كأنكِ الشخص الوحيد الذي كانت لديه طفولة سيئة.
    Bu benim param. Ben saklıyorum. Annen gibi davranmayı bırak. Open Subtitles إنها أموالي، و سأحتفظ بها كُف عن التصرف مثل أمك
    Bana genç kız gibi davranmayı bırakır mısın? Open Subtitles هل يمكنك التوقف عن التصرف مثل العمة قبل الزواج ؟
    Bunun doğru hareket olacağına onları şahsen ikna etmem gerekecektir. Open Subtitles سأحتاج الى إقناعهم شخصياً و هذا هو التصرف الطبيعي للمخطط.
    Bunları yapmak yeterli değilse, kongrenin seçeneği kalmayacak ama hareket edecek. Open Subtitles إن قام عدد كاف منهم بهذا لن يكون للكونغرس سوى التصرف
    Ama sonra çok garip davranmaya başladı ve şimdi neye inanacağımı bilmiyorum. Open Subtitles وبعدها بدء في التصرف بشكل غريب والأن لا أعرف ما الذي أصدقه
    Evine uğradı ve sanki biraz babamsı davranmaya çalışıyor gibi görünüyordu. Open Subtitles لم يزوركَ , وبدا أن كان يحاول التصرف بأبوية بعض الشيء
    Bence bu, sinek beyninin bilgiyi ne kadar hızlı işlediğini gösteren büyüleyici bir davranış. TED وأعتقد أن هذا التصرف رائع والذي يوضح مدى سرعة دماغ الذبابة في معالجة المعلومات
    Öfke, harekete geçiren bir duygudur tehdide karşı eyleme geçmeyi teşvik eder. Open Subtitles إن الغضب يعد عاطفة منشطة إنه يحفز المرء على التصرف حيال التهديد.
    İşte o anda, yapacağı şeyin sonuçlarını düşünmeden davranmak zorundaydı. Open Subtitles في تلك اللحظة كان عليه التصرف بغض النظر عن العواقب
    Beni suçlama ve Sharon buraya geldiği zaman sadece normal davran. Open Subtitles لا ألوم لي. والاستماع، عندما يحصل شارون هنا، فقط التصرف الطبيعي.
    Hepimizin içinde, özellikle hayranı olduğumuz kişi gibi davranma arzusu gizlidir. Open Subtitles إن لدينا جميعاً سر فى التصرف مثل شخص نعجب به بشكل خاص
    Bence artık hepimiz ana okulu gibi davranmaktan vazgeçelim. Open Subtitles أظن أنّ الوقت قد حان لنكف عن التصرف كأطفال
    Doğru değil mi? uslu olursam annemi görebileceğim, değil mi? Open Subtitles هل صحيح إذا أحسنت التصرف سيسمح لي أن أرى أمي؟
    Ve varlığınızın her anını savunmak savunmak zorunda olduğunuz bir durumda olduğunuzda çok farklı bir tavırla tepki vereceğiniz bir durumda kalıyorsunuz. TED وعندما تكون في موقف يتوجب عليك فيه تبرير كل لحظة من وجودك، فتوضع في موقف حيث يتوجب عليك التصرف بسلوك مختلف جداً.
    O yüzden bencil olmayı kesip elinden geleni yapmaya başlamalısın. Open Subtitles لذا عليك أن تستفيدي من ذلك وتكفي عن التصرف بأنانية
    Ki emin olmak için DMV kayıtlarından da kontrol ettim. Open Subtitles حيث اتخذت حرية التصرف في البحث خلال سجلات ملكيّتها للسيارة
    Erkeğin olmadığı için erkek gibi davranıyorsun. Open Subtitles ليس لديك رجل لذا فإنكِ تريدي التصرف كأنكِ رجل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more