"الجيدة" - Translation from Arabic to Turkish

    • iyi
        
    • güzel
        
    • - İyi
        
    • kaliteli
        
    • harika
        
    • sağlam
        
    • çok
        
    • iyilik
        
    • İyi haber
        
    • de
        
    • var
        
    Ayrıca, kötü şeyler çok hızlı olabilir ama iyi şeyler bir günde olmaz. TED أيضا، الأشياء السيئة يمكن أن تحدث سريعا، لكن الأمور الجيدة لاتبنى في يوم.
    İyi haber şu ki karnımızdaki bakterileri canlandırma kabiliyetine sahibiz. TED الأخبار الجيدة هي أننا باستطاعتنا أن نشغل البكتريا في بطوننا.
    Bazılarımız iyi restoranlarda yiyordu ve iyi yemek yapmayı öğreniyordu. TED كان بعضنا يأكل في المطاعم الجيدة ويتعلمون كيف يطبخون أيضاً.
    Yavaş değişimlere veya güzel hikâyelere konsantre olmaya meyilli değiliz. TED فنحن لا نميل للتركيز على التغيير التدريجي وقصص الأخبار الجيدة.
    Benim için yaptığın ve hiç bilmediğim bütün o güzel şeyleri. Open Subtitles كل الأشياء الجيدة التى فعلتها معى والتى لم أكن أعلم بها.
    İyi haber şu ki, bizi tasarımlarımıza bağlayacak dijital sinir sistemi üzerinde çalışıyoruz. TED الأخبار الجيدة هى أننا نعمل على جهاز عصبي رقمي يربطنا بالأشياء التي نصممها.
    İlginçtir ki bu durum Amerikalıları değişime ve iyi riskler almaya kapalı yapmış. TED ومن المفارقة، هذا يجعل الأمريكيين أقل انفتاحاً على التغيير وأقل خوضاً للمخاطرة الجيدة.
    İyi müşterek karar iki bileşenden oluşur: görüş ve görüş çeşitliliği. TED إن القرارات الجماعية الجيدة تتطلب وجود عنصرين: التشاور والتنوع في الآراء.
    15 yaşında olmasına rağmen Muskan, 'iyi bir kızın' uzun bir tanımını verdi. TED موسكان أعطت تعريفا جد طويل للفتاة الجيدة وهي فقط في 15 من عمرها.
    Oxfam gibi iyi sivil toplum örgütleri bu fikre sıcak bakıyor. TED الجهات الجيدة ، مثل أوكسفام ، مصممين جداً على هذه الفكرة
    Eğer dünyanın çoğu için iyi şeyler olursa, iyi şeyler olabilir TED الأشياء الجيدة التي تحدث ، تكون جيدة لكثير من بلدان العالم.
    Bu bölgede çok sıkı çalışan iyi bir ekibimiz var. TED لدينا الكثير من الفرق الجيدة من الناس الذين يعملون هناك.
    Hayat boyu yoksulluk içinde yaşamana, iyi bir yemek için başkalarından gelecek sadakaya muhtaç kalmana nasıl razı olurum? Open Subtitles هل تعتقدين بأنني سأجعلك تعيشين حياة الضنك طيلة حياتك . وتعتمدين على إحسان الآخرين لتحصلين على وجبات الطعام الجيدة
    Bana bak, şişman ve aptal oldukça iyi yaşlı bir ruh. Open Subtitles انظروا لي، والدهون وأحمق ولكن لا بأس به الروح القديمة الجيدة.
    Pis bir numaraydı. Ama belki sana iyi bir eli fazla önemsememeyi öğretir. Open Subtitles انها حيلة قذرة, ولكن, ربما يعلمك هذا الا تبالغى باللعب مع اليد الجيدة
    İnsan yalnızca kötü şeyleri unutmak ister, ve uydurma iyi şeylere inanır. Open Subtitles الرجل فقط يريد أن ينسى الأشياء السيئة و يؤمن فقط بالأشياء الجيدة
    Bizi iyi mevsimlerde olduğu kadar, kötü mevsimlerde de yönlendirecek bir lider. Open Subtitles قائد, قادر على قيادتنا في المواسم السيئة بالإضافة إلى المواسم الجيدة ؟
    İnsanoğlunun güzel fikirleri alıp, inançlarını bunların üzere kurarak herşeyi yanlış yorumladığını söylerdi. Open Subtitles هو قال الجنس البشرى فهم كل خطاء يأخذ الفكرة الجيدة ويبنى اعتقادة عليها
    Belki de sen ve güzel arkadaşın bize hakemlik yapabilirsiniz? Open Subtitles ربما يمكنك وصديقتك الجديدة الجيدة المظهر أن تحكموا في الموضوع
    Peki eski o alıştığımız güzel eski moda değerlerimiz nerede? Open Subtitles لكن اين تلك القيم القديمة الجيدة التي كنا نعتمد عليها
    - İyi günleri, kötü günleri oluyordur. - Genelde iyi oluyor. Open Subtitles بعض الأيام الجيدة و بعض الأيام السيئة في الغالب أيام جيدة
    Ve kaliteli bir kız her zaman beni sana tercih eder. Open Subtitles والفتاة الجيدة ستختارني أنا قبلك في أي يوم هل أنتي عارضة؟
    harika, kızlar. Sıkı çalışmaya devam edin. Seni geri ararım. Open Subtitles عظيم يا فتيات, استمروا في مذاكرتكم الجيدة سأتصل بكِ لاحقاً
    "kaliteli, sağlam ama sade bir sürü isterim." Open Subtitles انا اهتم بالسلالة الاصيلة الجيدة ، وليس بالمنظر
    Biz bu kararları daha gözlemlenebilir kılarsak iyilik yapma fırsatlarını daha çok yakalarlar. TED ولكن، عندما نقوم بتوضيح قراراتهم أكثر، يبدأون بالاهتمام أكثر بفرص فعل الأعمال الجيدة.
    Aynı zamanda tersini de soruyor: Çevrim içi dünyada davranışların nasıl yapılandırılacağı hakkında doğru fiziksel alanlardan ne öğrenebiliriz? TED ويسأل السؤال العكسي: ما الذي يمكن أن نتعلمه من الفضاءات المادية الجيدة حول كيفية بناء السلوك في عالم الإنترنت؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more