"الحلفاء" - Translation from Arabic to Turkish

    • Müttefikler
        
    • Müttefik
        
    • Müttefiklerin
        
    • İttifak
        
    • müttefikleri
        
    • Müttefiklerle
        
    • müttefiklere
        
    • in
        
    • İtilaf
        
    • Müttefiklerimiz
        
    • müttefike
        
    • müttefiklerden
        
    • Union
        
    • Birlik
        
    Tüm Müttefikler sorun yaşıyordu ve benim de sorunlarım vardı. 1942'nin yazında, İngiltereye vardığımda bunun sonucu olmayan birşey olduğundan emindim. Open Subtitles الحلفاء كانوا في ورطة و انا كذلك, في صيف سنة 1942 عندما وصلت لإنكلترا لأسلم رسالة شفهية كنت متأكد من حماقتها
    1945 yılında Batılı Müttefikler, Sovyetlerle yazılı bir anlaşma yapmıştı. Open Subtitles ،في 1945 وقّع الحلفاء الغربيون على اتفاق مكتوب مع السوفيت
    Bu tvitin sonuçlarından biri güvenli ve özgür bir internet mücadelesi yapanlarla, diğer Müttefik ve aktivistlerle bağlantıya geçmem oldu. TED جزء مما نتج عن هذه التغريدة أني تواصلتُ مع الحلفاء وغيرهم من النشطاء الذين يقاتلون من أجل انترنت آمن وحر.
    Almanlar, sahilin üst kesimine yapılacak bir Müttefik çıkartması tehdidine karşı kuzeye çekilmişti. Open Subtitles لقد أنسحب الألمان شمالاً ليواجهوا تهديد نزول قوات الحلفاء بعيـداً عن خـط الساحل
    Görevi: Müttefiklerin 1 milyon Yahudi karşılığında 10.000 kamyon verip veremeyeceğini öğrenmekti. Open Subtitles أن يرى إذا كان الحلفاء يبادلون 10 الآف شاحنة مقابل مليون يهودي
    simdi Müttefikler sayisal olarak Almanlardan üstündü ve saldiracaklari ani kolluyorlardi. Open Subtitles كان عدد الحلفاء يفوق الألمان الآن واختاروا اللحظة المناسبة للقيام بضربتهم
    Hatırlatmama izin verirseniz, general Müttefikler hep iyi hava şartlarında indirme yaptılar. Open Subtitles أريد أن أذكرك يا جنرال أن الحلفاء يفضلون الإنزال في أحوال جوية مثالية
    Fransa'nın şerefi? Düşün, iki, en fazla üç güne kadar Müttefikler burada olacak. Open Subtitles وبالتفكير بأنه بعد يومين او ثلاثه على الاكثر ,ستكون قوات الحلفاء هنا
    Müttefikler sürekli hava saldırılarının moralimizi bozduğunu düşünüyor. Open Subtitles يعتقد الحلفاء أن غاراتهم الجوية المستمرة قد أضعفت معنوياتنا
    Müttefikler şu anki hava üstünlükleriyle tanklarımızı patlatır birliklerimizi öldürür, köprüleri bombalar ve haberleşmemizi keser. Open Subtitles بسيطرتهم الحالية على الأجواء، سيحطم الحلفاء دباباتنا و سيقتلون قواتنا و سينسفون جسورنا و يقطعون اتصالاتنا
    Müttefikler kıştan önce Ren Nehri'ni geçer. Ya şimdi ya da hiç. Open Subtitles وسوف يكون الحلفاء عبر نهر الراين قبل حلول فصل الشتاء ، فاٍما الآن أو أبدا
    ? Sonra, 5 Mayıs 1945'te Hollanda'nın Müttefik kuvvetler tarafından özgürlüğe kavuşturulmasıyla abluka umulmadık bir şekilde kalktı. TED ثم وفي 5 مايو 1945، و بصورة مفاجئة انتهى الحصار عندما تمّ تحرير هولندا من قبل الحلفاء.
    Büyük gün, 6 haziran 1944, Müttefik Normandiya çıkarması dünya tarihindeki en büyük amfibi çıkarma harekatı. TED اليوم الحاسم، السادس من يونيو، 1944، غزو الحلفاء لنورماندي أجبر غزو بري بحري في تاريخ العالم.
    O zaman Ege Denizi'ndeki hiçbir Müttefik gemisinin durduramayacağı kadar güçlü ve hatasız iki top. Open Subtitles مدفعين قويين ودقيقيين جاهزين لأي سفينه من سفن الحلفاء في بحر ايجه
    Müttefik İstihbaratı, planlanan bu saldırıyı ancak bir hafta önce öğrenebildi. Open Subtitles استخبارات الحلفاء كانوا يدرسون مشروع الغاره والميعاد المحدد اسبوع واحد
    Bu ilk Japon yenilgisidir ve bu Müttefiklerin moralini yükseltir. Open Subtitles كانت هذه اول هزيمه لليابانيين وقد رفعت من معنويات الحلفاء
    Müttefiklerin ana yürüyüş kolu, Fransa'nın başkentini es geçecekti. Open Subtitles الخط الرئيسى لجيوش الحلفاء على وشك أن يمر بالعاصمة الفرنسية
    Bu durum, Müttefiklerin hızını kesmekle kalmıyor aynı zamanda kamyonlar, cebin içinde kalan Alman birliklerinin yol boyunca kurdukları pusularla karşı karşıya kalıyordu. Open Subtitles ومع تزايد سرعة هجومهم، أضطر الحلفاء لترك جيوب محاصرة من القوات الألمانية خلفهم وهكذا اصبح طريق القوافل مقيداً أغلب الوقت بنيران قناصة العدو
    Bu beklenmedik ittifak, Batı'yı şaşkına çevirdi. Open Subtitles لقد أتفق الحلفاء الجدد على ما لم يكن فى الحسبان
    Sadece yakalanmış olmanızın, müttefikleri planlarını değiştirmek... zorunda bırakacağına Başkomutanlığı ikna ettim. Open Subtitles لقد اقنعت القيادة العليا ان مجرد اسرك سيجبر الحلفاء علي تغيير خططهم
    İngiltere ve Anakara arasındaki bir su şeridi Müttefiklerle aramızda. Open Subtitles هذا البحر بين إنجلترا و اوروبا بيننا و بين الحلفاء
    Taraf degistirmeye karar verir ve Cezayir ve Fas'taki Fransiz kuvvetleri, müttefiklere katilir. Open Subtitles قرر تبادل الادوار وان تنضم القوات الفرنسيه فى الجزائر و المغرب الى الحلفاء
    Berlin'in Batı bölümlerindeki Sovyet ablukasının, müttefikleri pazarlık masasına geri döndürmek için yeterli olacağından emindi. Open Subtitles كان واثقا أنّ الحصار السوفيتي لقطاع برلين الغربي سيكون كفيلاً لإجبار الحلفاء الجلوس على طاولة المفاوضات مجددًا
    1945 Nisan'ında, İtilaf Devletleri Nazi Almanyası'nın içlerine kadar ilerlemiş ...bugüne kadarki en tutucu düşmanla karşı karşıya gelmiştir. Open Subtitles في أبريل 1944. قام الحلفاء بالهجوم إلى داخل ألمانيا النازية, ووجهوا المقاومة الأكثر تعصباً.
    Diyorum ki tehlikeli kadınlar ve Müttefiklerimiz, kadın kozumuzu kullanma vakti, ırk kozumuzu kullanma vakti, tüm kozlarımızı kullanma vakti. TED أقول، أيتها النساء الخطيرات وأيها الحلفاء: حان الوقت للعب ببطاقة النساء، للعب ببطاقة العرقية، للعب بجميع بطاقاتنا.
    Çok fazla müttefike sahip olmanın bir kralı zayıf göstereceğine inananlar var. Open Subtitles ويوجد أولئك الذين يقولون أن الحلفاء الكثيرون يجعلون الملك يبدو ضعيفاً
    Başkan Bey, müttefiklerden gelecek çok güçIü şikâyet mektuplarıyla karşı karşıya bıraktınız beni. Open Subtitles سيادة الرئيس لم تعطيني أيّ خيار عدا تقديم شكوى قوية محتملة مع الحلفاء.
    Union Allied'ta finansal işler departmanında çalışıyordum. Open Subtitles كنت اعمل في القسم المالي بشركة اتحاد الحلفاء
    Aklımızda "Birlik olacağız, Ruslara karşıyız ve Batılı müttefikleri destekliyoruz" düşüncelerinden başka bir şey yoktu. Open Subtitles لم يخطر شيء آخر في عقولنا :إلا عبارات نقف متحدين نحن نُعارض الروس ونساند الحلفاء الغربيون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more