"السبب" - Translation from Arabic to Turkish

    • sebebi
        
    • neden
        
    • nedeni
        
    • Nedenini
        
    • sebep
        
    • sebebini
        
    • nedenle
        
    • yüzünden
        
    • için
        
    • Çünkü
        
    • O
        
    • sebeple
        
    • İşte
        
    • Niye
        
    • sebebim
        
    Sonuç olarak -- bu yöntemin işe yaramasının sebebi -- insanlar robotlarla iletişim kurarken yine insan gibi davranıyorlar. TED وخلاصة القول السبب في ان هذا يعمل لأنه تبين الناس تتصرف تماما مثل الناس حتى عند التفاعل مع روبوت
    Bu, benim neden bir gazeteci olmak istediğimin en büyük sebebi. TED وهذا جزء كبير من السبب الذي جعلني قررت أن أصبح صحفية
    Sonuçta; bilinç gibi bir şey hakkında insanların fikrini değiştirmek çok zordur, ve bunun neden bu kadar zor olduğunu sonunda anladım. TED إنه من الصعب جدا أن نغير عقول الناس عن شيء ما مثل ا لإدراك و تبين لي بشكل نهائي السبب في ذلك
    Bunun bu kadar hızlı olmasının nedeni mobil işbirliği nedeniyledir. TED السبب أنه يحدث بسرعة جداً هو بسبب التعاون بتقنيات الموبايل.
    Önce, Nedenini anlamalıyız: Yozlaşma, ilk başta neden ortaya çıkıyor? TED أولاً، يجب فهم السبب: لماذا يحدث الفساد في المقام الأول؟
    diyor. sebep şu ki işitme merkezinden duygu merkezine giden farklı bir yol var ve bu yol kazada kopmamış. TED حسنا؟ السبب أن هناك مسار مختلف يذهب من مراكز السمع في المخ إلى مراكز العواطف، وهذا لم يقطع خلال الحادث.
    Harika, Fanny, nihayet bir koca seçememiş olmamın gerçek sebebini keşfettin. Open Subtitles أحسنت فاني , لقد كشفت السبب الحقيقي لماذا لم أجد زوجاً؟
    sebebi ve sonucu doğru tayin etmek dünyadaki tüm farklılıkları yaratan şeydir. TED إدراك السبب والأثر الحقيقيين في كل شيء يصنع تغيير جذري في العالم.
    Web sitelerinden birisinde şunlar yazıyordu: Karıncalar problemin sebebi olabilir. TED علمت من أحد المواقع أن النمل يمكن أن يكون السبب.
    İşte okyanusların neden en verimli olması gerektiğinin sebebi bu. Demek ki okyanuslar gıdaların yapabildiğinden daha fazlasını yapabilir. TED لهذا السبب يجب على المحيطات أن تكون أكثر وفرة، لكي تستطيع أن توفر لنا أكبر قدر ممكن من الطعام.
    Eğer Çin'i neden şaşmaz bir şekilde yanlış yorumladığımızı bilmek istiyorsanız - Çin'in geleceğine yönelik tahminlerimiz yanlış - nedeni budur. TED وان اردتم ان تعلموا لماذا نحن نستمر بفهم الصين بصورة خاطئة وتوقعاتنا دائما مُخطئة في يحدث هناك في الحقيقة ان السبب
    İnsanlar bana nasıl savaş haberleri yapmaya devam ettiğimi ve bunu yapmaya neden devam ettiğimi sorduklarında, işte nedeni bu. TED ولذا ؛ فإنه عندما يسألني الناس عن كيف أواصل تغطية الحرب ، ولماذا أستمر بعمل ذلك ، فإليكم السبب ..
    On kural ve üç anahtar, üzerlerinden geçmeyeceğim Çünkü kitap yazmamın nedeni bu, ve internette ücretsiz olmasının da nedeni. TED العشرة قوانين و الثلاثة مفاتيح موجودين في الكتاب، لذلك لن أسردهم. و لذلك السبب هو متوفر على صفحات الانترنت مجانا.
    Şimdiye kadar gördüğümüz veya duyduğumuz bu. Hiç kimse Nedenini bilmiyor gibi. Open Subtitles إن هذا كل ما نرى ونسمع منه الآن لا أحد يعرف السبب
    Düşünüyorum, Sebastian O halde varım. Çok iyi, Pris. Şimdi ona Nedenini göster. Open Subtitles أعتقد يا سيباستيان لذلك أنى جيد جدا , يا بريس إشرح له السبب
    sebep olarak sundukları Amerikan bombardımanı çok da uzak değildi. TED السبب الذي قدموه عن القصف الأمريكي لم يكن بعيداً كلياً.
    Ve artık senin herkesten daha zeki oluşunun sebebini öğrenmek istemiyorum. Open Subtitles ولا أعتقد بأنّ السبب هو أنك أذكى من أي شخص آخر
    Bu nedenle, çiftçiler dayanıklı gen taşıyan pirinç çeşitleri ekiyor. TED لهذا السبب المزارعون يزرعون أصنافا من الأرز تحمل مورثات مُقاومة.
    Arkadaşının ölmesi, şu anda burda olman, hepsi savaş yüzünden değilmi? Open Subtitles أليس هذا السبب هو الذي أتى بك هنا مع صديقك الميت
    Bu yüzden bunu söylüyorum. Söylüyorum Çünkü, tekrarlayayım, iyi bir neden için değilse hiçbir şey var olamaz. Güzel rüyamızın, bu uygarlığın nedeni. TED لهذا السبب أنا أقول ذلك. أقول ذلك ، لأنه، وأكرر، لا شيء موجود إذا لم يكن لسبب وجيه، سبب حلمنا الجميل، لهذه الحضارة.
    O zaman Quaker oldum. Kim haklı kim haksız umurumda değil. Open Subtitles لهذا السبب أصبحت غريبة لا أبالى بمن على حق ومن مخطئ
    Bu sebeple, kendini suçlar... Sessiz bir suçlamadır bu ki bunun çözümlenmesini daha da güçtür sessiz bir kendini suçlama. TED لهذا السبب, عليه أن يلقي اللوم على نفسه. انها ملامة صامتة, والتي من الصعب جداً أن تُحل, ملامة النفس الصامتة.
    Bu ülkeye gelen herhangi biri Niye geliyorsa onun için: Open Subtitles لا أعرف. نفس السبب الذي يحعل أي أخد يأتي هنا:
    Serbest bırakılma sebebim senin mahkum olmam gerektiğini düşünme sebebinle aynı. Open Subtitles السبب الذى سيطلق سراحى هو نفس السبب الذى تعتقد انه سيديننى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more