"السمع" - Translation from Arabic to Turkish

    • işitme
        
    • duyma
        
    • kulak
        
    • sağır
        
    • duymak
        
    • işitiyor
        
    • duymayı
        
    • kulağını
        
    • duymuşsun
        
    • ses
        
    • işitsel
        
    • Dinleme
        
    • Kulaklık
        
    • duymuyor
        
    • kulakları
        
    Güncel bir projemizin görevi bu yaşlı insanlardaki işitme kaybı ile ilgilenmekti. TED كان مشروع الدورة الأخير عن معالجة فقدان السمع عند هؤلاء الأشخاص المسنين.
    Sağırlığın tamamen bir hastalık olduğunu düşüyordum. Bu zavallı insanlar duyamıyordu. İşitme yoksunuydular, onlar için ne yapabilirdik ki? TED لقد فكرت دائمًا بالصمم على أنه مرض. هؤلاء المساكين، لايستطيعون السمع. لا يسمعون، ما الذي نستطع أن نفعله لهم؟
    diyor. Sebep şu ki işitme merkezinden duygu merkezine giden farklı bir yol var ve bu yol kazada kopmamış. TED حسنا؟ السبب أن هناك مسار مختلف يذهب من مراكز السمع في المخ إلى مراكز العواطف، وهذا لم يقطع خلال الحادث.
    Anlayacağınız, üst üste tekrarlayan kulak enfeksiyonu duyma kaybıyla sonuçlanmış. TED وكما هو متوقع، فقد أفرزت عدة التهابات عن فقدان السمع.
    Düşündük ki, bu bakterileri sağır ve dilsiz hale getirirsek ne olur? TED فكرنا بان نقوم بجعل هذه البكتيريا غير قادره على الكلام او السمع
    Kulağımızın geri kalan kısmı, duymak kadar dengede yürümemizi sağlar, organlarımız ve ellerimiz, evrim sürecinin şekillenmesi sonucudur. Open Subtitles وأجزاء الأذن الأخرى ،التي تسمح لنا بالتوازن والاستقامة في المشي بفضل السمع أذرعنا وأيدينا ،جسمنا ،شكِّل برعاية متطورة
    Bize 3 işitme cihazı pili lazım olacak hepsi farklı ve bulması zor. Open Subtitles والآن نحن بحاجة إلى ثلاث ،بطاريات تقوية السمع جميعها مختلفة وصعبٌ الحصول عليها
    Geçtiğimiz 200 yıl içerisinde, işitme kaybı ve tedavisi oldukça gelişti. TED الآن فقدان السمع وعلاج فقدان السمع قد تطور حقا في ال 200 سنة الماضية.
    Bu işitme kaybına yapılabilecek en iyi şeydi. TED وكان ذلك أفضل يمكن القيام به لفقدان السمع.
    İşitme kaybı için iyi tedavilerin olmaması sizi şaşırtmamalı. TED لذا فإنه ليس من المستغرب جدا أنه لم تكن هناك علاجات جيدة لفقدان السمع.
    Ama bu işitme cihazları her ne kadar o dönemde piyasadaki en güçlü cihazlar da olsa, yeteri kadar yardımcı değillerdi. TED ولكن رغم أن هذه الأجهزة كانت مساعدات السمع الأقوى في السوق آنذاك، لم تكن مفيدة للغاية.
    İnsanların için özel olarak üretilmeleri gerekiyor, tam da bu yüzden mükemmel bir örnek bu teknolojiyi kullanarak, işitme cihazı için bir koruma kabı yapılabilir. TED يجب تصنيعهم فرديًّا لكل شخص، لذلك هذا مثال رائع لاستخدام هذه التقنية في صنع قوقعة تساعد على السمع.
    İki buçuk aylık tedavim boyunca dalağımı, böbreklerimi sol kulağımın duyma yetisini ve her iki bacağımın dizden aşağısını kaybettim. TED وفى غضون شهرين ونصف فقدت الطحال والكليتين، وحاسة السمع فى أذني اليسرى وكلتا قدماي من أسفل الركبة.
    Ben duyma engelliyim, bir duyma testini geçmem imkânsız. TED من الواضح أنني أصم، لذلك سأرسب في فحص السمع.
    duyma kaybı kırsal Alaska'ya özgü değil. TED إن فقدان السمع ليس فقط فى المناطق الريفية في ألاسكا.
    Kimse sizi birlikte görmez ve konuşmalarınıza kulak misafiri olmaz. Open Subtitles لا أحد يراكما سوية و لا أحد يسترق السمع لكلامكما
    Alaska yerlileri için duymanın ne kadar önemli olduğuna kulak verin. TED أنصتوا إلى الأصوات التي تفسر سبب أهمية السمع بالنسبة لسكان ألاسكا الأصليين.
    Çocuğun çenesine tel takmışlar, kısmen sağır olmuş. Open Subtitles و تعين على الفتى تركيب اسلاك لتثبيت فكه , و فقد جزءاً من حاسة السمع
    Sana duymak istediğini söylediğin şeyleri söyleyen nazik bir adamı aramaya alışık değiller. Open Subtitles هم غير متعودين على البحث عن بعض الرجل العطوف الذي يخبرك الذي تريد السمع.
    Sağ kulağım ağır işitiyor. Open Subtitles أعاني من صعوبة قليلة في السمع بأذني اليمنى
    Uzun iyileşme süresi boyunca, kendine duymayı öğretti... ve tekrar acıyı hissetmeyi. Open Subtitles أثناء تعافيه لمدة طويلة، علّم نفسه السمع والشعور بالألم من جديد.
    O altı yaşından beri kulağını kullanarak, beste yaptı. Open Subtitles لقد كان يعتمد على السمع و بدأ يألف النوتة عندما كان عمرة 6 سنوات
    Ne duyduğunu bilmiyorum ama yanlış duymuşsun. Open Subtitles لا أدري ماذا سمعت، ولكنّك أخطأت السمع
    duyma kaybı değerlendirmesi ses geçirmez bir odada daimi bir dizi ekipman eşliğinde, bir odyolog tarafından yapılıyor. TED إن اختبار فقدان السمع يتطلب في العادة كشفًا عند اختصاصي السمع في غرفة عازلة للصوت، مع الكثير من المعدات الدائمة.
    İşitsel kanalların zarar gördüğüne dair delil var. Open Subtitles هناك دليل على وجود ضرر على مناطق السمع الخارجية
    Beni duymadığını biliyorum ama yine de Dinleme, tamam mı? Open Subtitles آي يعرفك من المحتمل لا تستطيع السمع ني لكن لا إستماع على أية حال، موافقة؟
    Senin o bücür hocan bir Kulaklık alsa iyi olur. Open Subtitles لعل معلمك بحاجة لفحص السمع -لعلك تحتاج فحصا أنت أيضا
    Kulakların mı duymuyor yoksa hafızan mı kötü? Open Subtitles هل لديك مشكلة فى السمع ؟ أو ذاكرة سيئة ؟
    Şerif Wagner hiç bir değerlendirme yapmadı. Soruşturmaya yakın kaynaklar, saldırganın kurbanı kulakları veya parmakları arasında seçim yapmaya zorladığını söylüyor. Open Subtitles لذا أخر ضحيه خيره بين فقدان السمع أو أصابعه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more