"الصحفي" - Translation from Arabic to Turkish

    • basın
        
    • gazeteci
        
    • Muhabir
        
    • gazetecinin
        
    • gazetecilik
        
    • muhabiri
        
    • haber
        
    • muhabirin
        
    • Gazeteciler
        
    • gazeteciyi
        
    • gazeteciden
        
    • yazar
        
    • muhabire
        
    • gazeteciyle
        
    • habercilik
        
    Clark, basın kartını geri verdiğinde tüm bilgisayar imtiyazlarını yok ettin. Open Subtitles كلارك عندما سلمت تصريحك الصحفي فقد تخليت عن أمتيازاتك لأستخدام الكمبيوتر
    Reid ve Prentiss, basın toplantısını izleyin. - Bir şeyler bulmaya çalışın. Open Subtitles الخاص بالمؤتمر الصحفي و لنرى ان كنتما ستتمكنا من اكتشاف اي شيء
    basın toplantısındaki gözden kaybolma hareketin oldukça iyi bir performanstı. Open Subtitles مذهل، هلا أخذت سيجارة؟ كان عرضاً رائعاً في المؤتمر الصحفي
    Konuşmanın sonunda, gazeteci kolay gibi görünen bir soru ortaya atıverir. TED و في نهاية الإتصال، طرح الصحفي سؤالا بدا لطيفا نوعا ما.
    basın konferansına katılamazsın. Oraya ulaşmanın bir yolunu bulsan bile içeri giremeyeceksin. Open Subtitles لن تستطيعي المشاركة في اللقاء الصحفي حتى ولو وجدت طريقة للوصول متأخرة
    Yarınki basın toplantısında herkese sunacağız Ve her şeyi açıklayacağız Open Subtitles سنقدمه للقائد في المؤتمر الصحفي غداً و نوضح كل شيء
    Sonraki basın konferansının benimle, ... dünya şampiyonu olarak yapılacağını umuyorum. Open Subtitles أتوقع المؤتمر الصحفي الذي سنعقده لاحقاً سأكون أنا فيه بطلاً للعالم.
    ONI için basın irtibat temsilcisiyim. Niye gizli ajan muamelesi yapıyorsun ki? Open Subtitles أنا المسؤول الصحفي في مكتب الاستخبارات البحرية لماذا تعاملني كأنني عميلٌ سري؟
    Bu sabah ki Beyaz Saray basın toplantısında, başlıklardan biride bu olacak. Open Subtitles مع اقتراب المؤتمر الصحفي الذي سيقام في صباح اليوم في البيت الأبيض
    basın toplantısı bittikten sonra senin de işin bitmiş olacak. Open Subtitles متى ما انتهينا من المؤتمر الصحفي مهمتك ستكون قد انتهت
    Evie bu geceki basın toplantısına odaklanmalısın. Bununla biz ilgileniriz. Open Subtitles عليك أن تركزي على المؤتمر الصحفي الليلة ودعينا نتولى هذا
    basın açıklaması yapmadan önce dışarı çıkın, hava alın, bir kahve için. Open Subtitles وبعده، قبل تصريحك الصحفي , أذهب للخارج أستنشق الهواء أو أشرب قهوة
    basın kartının yeniden çıkarılması için CNN dava açmak zorunda kaldı. TED مما جعل قناة سي إن إن ترفع دعوى قضائية لإعادة تفعيل ذلك الإذن الصحفي.
    7:30'da basın toplantısı yaparız. Open Subtitles يمكن أن نعقد المؤتمر الصحفي في السابعة و النصف
    Lütfen, beyler, lütfen, basın toplantısından sonra. Open Subtitles أرجوكم أيها السادة ، من فضلكم بعد المؤتمر الصحفي
    basın ajanı, köşe yazarının pisliğini yiyip, bunun için teşekkür etmesi beklenen kişidir. Open Subtitles الوكيل الصحفي هو الذي يُداري على قذارة كاتبالعامود،ويمكنأنتسميذلكالمّن.
    - Düşüncelerini onaylıyorum ama, bu gazeteci tavırların insanların pek de yararına olmayacak. Open Subtitles أتعاطف مع موقفك الحرج لكن لا يمكن لواجب الصحفي أن يخرب الصالح العام
    - Düşüncelerini onaylıyorum ama, bu gazeteci tavırların insanların pek de yararına olmayacak. Open Subtitles أتعاطف مع موقفك الحرج لكن لا يمكن لواجب الصحفي أن يخرب الصالح العام
    Biz onun hangi hastanede olduğunu bilmiyoruz ama Muhabir biliyor. Open Subtitles لا نعلم بأيّ مستشفى يقطن. بيدَ أنّ الصحفي يعلم بذلك.
    Bu ayyaş gazetecinin Komünist saçmalıklarını dinlemeyeceğim, Jack. Open Subtitles لا استمع الي تخاريف هذا الصحفي مدمن الخمر اليساري الشيوعي
    CH: Soruşturmacı gazetecilik içeren bir algoritma CA: Nasıl yaparlar gerçekten bilmiyorum, ama bir şekilde, yani -- saçmalıkları filtreleyin! TED كريس: خوارزمية تتضمن التحقق الصحفي ـ ـ كريستيان: لا أعرف كيف سيفعلون ذلك ولكن بطريقة ما، تنقيح كل الكذب والهراء!
    Ve kusura bakmayın ama elinizdeki en deneyimli foto muhabiri benim. Open Subtitles ومع كل الاحترام الواجب، أنا المصور الصحفي الأكثر خبرة الذي لديكِ
    iyi bir Muhabir müsis haber bulmaz. Open Subtitles المراسل الصحفي الجيد لا يحصل على القصص الجيدة يا جيمى
    muhabirin makalesini editörüne teslim etmesi konusunu tam olarak idrak edememişsin sanki. Open Subtitles تبدو مرتعباً قليلاً حيث سيكون على الصحفي تسليم المقال إلى الناشر
    Gazeteciler gerçek değil, görüş bildirir. Open Subtitles ذلك الصحفي يقول رأيه. لكنها ليست حقائق مسلمة.
    der. Buna verilecek cevap bellidir, fakat Jobs'un cevabı gazeteciyi hayrete düşürür. TED توجد إجابة واضحة لهذا، لكن ما قاله جوبز أذهل الصحفي بشدّة.
    Önce Samantha'dan, sonra o gazeteciden ve şimdi de senden dinliyorum. Open Subtitles أولاً من "سامانثا" و بعدها من الصحفي والآن منك ، لقد فهمت
    Bayan Marie, o yazar bozuntusu yine buradaydı. Open Subtitles عاد الصحفي مرة اخرى حاولت أن اجعله يبقى،
    Eh, Bruce, eminim anlarsın ki, yanlış başlayan bir röportaj muhabire, kendisini ret edilmiş hissettirebilir. Open Subtitles حسناً يا بروس.. أنا متأكدة أنك تدرك أن المماطلة في بدء المقابلة تشعر الصحفي أنه غير مرغوب به
    Sana yardım eden gazeteciyle gidiyorsun yani. Onun yanında kalacaksın. Open Subtitles أنت تقصد مع الصحفي الذي يساعدك الذي سوف تقيم معه
    Ama habercilik daha çok ilgimi çekiyor. Gerçek anı yakalamak. Open Subtitles لكني مهتم أكثر بالتحقيق الصحفي التقاط اللحظات الحقيقية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more