"الفنون" - Translation from Arabic to Turkish

    • sanat
        
    • sanatları
        
    • sanatlar
        
    • resim
        
    • sanatı
        
    • sanata
        
    • sanatlarını
        
    • sanatlarında
        
    • sanatını
        
    • sanatlarda
        
    • sanatların
        
    • sanatın
        
    • sanatlara
        
    • sanatlarının
        
    • sanatla
        
    Ben bir görsel sanatçıyım, tarihi ileriye taşımak için devrimsel sanat yapıyorum. TED أعمل في مجال الفنون المرئية، وأنتج فناً ثورياً لدفع التاريخ إلى الأمام.
    sanat, resim, edebiyat, müzik bunların hepsi, Sosyalist Gerçekçilik doktrini tarafından belirleniyordu. Open Subtitles الفنون والرسم والأدب والموسيقى خضعت لنظام صارم من قبل دكتاتورية الواقعية الإشتراكية
    Zavallı yetim kız havalı Fransız sanat okuluna gider koca bir üniversiteliyle çıkar... Open Subtitles أيتها اليتيمة المسكينة الذاهبة إلى كلية الفنون الفرنسية الراقية والتي تواعد شاباً جامعياً
    Bu arada, yarış pistinin yanında küçük bir Uzakdoğu dövüş sanatları gösterisi yapacak. Open Subtitles أوه ، بالمناسبة ، راولي سيعرض بعضاً من الفنون القتالية بجانب مضمار السباق
    Güzel sanatlar eğitimim hayatımın en iyi dokuz buçuk yılıydı. TED درجتي في الفنون كانت أفضل 9 سنوات ونصف في حياتي
    Yoksa sen de, her sanat okulu fıstığı gibi Audrey Hepburn takıntısı mısın? Open Subtitles ام انك كاي معتوهه مهووسه باودري هيفرن كاي بنت في مدرسه الفنون ؟
    Birkaç ay sonra, Joy sanat okulundan cevap mektubunu aldı. Open Subtitles بعد أشهر قليلة، تلقّت جوي أخيراً رداً من معهد الفنون
    - Soytarı ve salon dalkavukları olarak. sanat müzesine gitmişsiniz. Open Subtitles هذا كلام فظّ و مضحك أرى أنكِ كنت بمتحف الفنون
    Ondan sonra bir süre sanat okuluna gittim o da ayrı bir hikâye. Open Subtitles لذلك بعد هذا ذهبت لدرسة الفنون لفترة صغيرة و لهذا قصة هراء طويلة
    Kaç defa o sandalyede oturup, sanat programı ile ilgilenmediğim için şikayet ettin. Open Subtitles كم مرةً جلست على على هذا الكرسي متشكياً لعدم أهتمامي ببرنامج الفنون ؟
    Yazın sanat galerilerinde staj yapmış. - Gayet normal biri. Open Subtitles نجحت مستحسن جيّد بالكليّة، ثم دخلت معارض الفنون هذا الصيف.
    sanat okulu mezunu geri zekalının teki, evlerimizi tuval olarak kullanabileceğini mi düşünüyor? Open Subtitles احد رسامي كلية الفنون يعتقد ان عقارنا الخاص هو مرسمه الفني الخاص ؟
    sanat hocam gibi konuştun. Biraz onu da andırıyorsun hani. Open Subtitles ، إنك تبدين مثل معلمة الفنون لدي وتبدين مثلها أيضاً
    Yani çizmek çok acı verdiği için sanat okulunu bırakmak zorunda kaldı. Open Subtitles لقد إضطُرت لترك كلية الفنون لأنّه كان مؤلماً جداً لها بأن ترسم.
    Ya da dövüş sanatları öğrenerek bir ülkeyi yağmalayabilir miyim? Open Subtitles أو بإستطاعتي أن أخدم البلاد عن طريق تدريب الفنون القتاليه?
    Dövüş sanatları camiasında, sıradaki hedefi bulmak için zamana ihtiyacım var. Open Subtitles وإنّي أحتاج وقتًا لتبيّن هويّة هدفه التالي وفق حلقات الفنون القتاليّة.
    Güzel sanatlar bölümü ve kamu fonu belediye komisyonunda vekil başkan yardımcısı. Open Subtitles هو النائب الثاني لرئيس لجنة رئيس البلدية الخاصة بمناهج الفنون والتمويل العام
    Genellikle görünmez olan bir topluluk, ışıklarını ortaya çıkarmak için sanatı kullanıyorlar ama görünmezlikten çıkış yolculuğu kolay değildir. TED هؤلاء الناس غير المرئيين معظم الوقت يستخدمون الفنون للخروج إلى النور، لكن رحلة الخروج من الظلّ تلك ليست سهلة.
    Ama çoğu zaman dünya nüfusu sanata ve kültüre gerçek bir erişimi olmadan yaşıyor. TED ولكن في معظم الأحيان، لا تسنح الفرصة لسكان العالم من الوصول إلى الفنون والثقافة.
    Küçüklüğümden beri sporu ve dövüş sanatlarını sevdiğimden böyle oldum. Open Subtitles أصبحت هكذا لأنني أحب الرياضة و الفنون القتالية مُنذ الصغر.
    Tabii, tamam... bizim de dövüş sanatlarında usta memurlarımız var. Open Subtitles حسنًا بالتأكيد لدينا ضُباط شُرطة جيدين في الفنون القتالية أيضًا.
    Hudson'da sadece sanatını yaptığını düşünebilirdik. Open Subtitles كنا مازلنا نتظاهر انها في هودسون تقوم ببعض الفنون
    Çay seromonisi gibi efemine sanatlarda kendilerini geliştirmişler geri plânda kalmışlardı. Open Subtitles وبمهارة أجتماعية وحيدة تتلخص فى الفنون النسائية لطقوس شرب الشاى كان مكانهم اجتماعياً فى خلفية الصورة
    Malezya'da yakın zamanda, bir sanat sergisi yapılacak ve önde gelen sanatçılar tüm sanatların temelinde yine sefkatin yattığını insanlara, genç insanlara gösterecek. TED في ماليزيا سيقام معرض فني الذي سيقوم فيه كبار الفنانين بأخذ الناس، الشباب، ويشرحوا لهم أن الرحمة أيضاً موجودة في جذور كل الفنون.
    Gençlerimiz sanatın dönüştürücü elementlerine sığınıyorlar ve ChopArt'ın bunu yapmalarına fırsat verdiği güvenli alana güveniyorlar. TED مراهقونا يجدون ملجأً في عناصر الفنون التي قد تغيّر حياتهم، ويعتمدون على المساحة الآمنة التي نوفرها لهم القيام بذلك.
    Vergi mükelleflerinin otuz milyon dolarını sapkın sanatlara destek için ayıralım. Open Subtitles 30مليون دولار من أموال دافعي الضرائب لمساندة الفنون المنحرفة
    Burası, Dasar dövüş sanatlarının doğduğu yer. Open Subtitles ما هذا المكانِ؟ هنا توجد اصولُ الفنون العسكرية للأباطرةِ
    Einstein, halkı eğitme işinden dinlenmeye ihtiyaç duyduğunda, sanatla uğraşmayı sever. TED لكن عندما تود آينشتاين الإسترخاء من عملها تعليم العامة، تُحب الاتجاه نحو الفنون.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more