"الكون" - Translation from Arabic to Turkish

    • evrenin
        
    • evren
        
    • evreni
        
    • evrendeki
        
    • evrende
        
    • evrene
        
    • kainat
        
    • kainatın
        
    • evrenden
        
    • dünyanın
        
    • dünya
        
    • dünyadaki
        
    • kozmik
        
    • kainatta
        
    Onun Big Bang hakkında bir bilgisi yoktu, evrenin genişlediğinden de haberdar değildi. TED لم يكن يعرف عن الإنفجار الكبير . لم يكن يعلم عن تمدد الكون.
    evrenin çok canlı bir görsel anlayışına sahip olmamıza rağmen, evrenin nasıl bir sesi olduğuna dair bir algımız yok. TED ولكن إمتلاكنا هذا الكم الهائل من من الفهم البصري الحي للفضاء, لم يعطينا اي فكرة عن ما هو صوت الكون.
    Fakat, evren bir sessiz film değildir, çünkü evren sessiz değildir. TED رغم ذالك، فإن الكون ليس بشريط صامت، لأن الكون ليس صامتا.
    Geçmişte evren çok daha yoğundu, ve daha da sıcaktı. TED في الماضي، كان الكون أكبر كثافة، و كان أيضا أسخن.
    Bir tanesi dışarıdaki evreni araştırıyor, diğeri ise içimizdeki varoluşu. TED واحد هو استكشاف الكون الخارجي، والآخر هو استكشاف ذواتنا الداخلية.
    Ve bunu beyinle, insan beyniyle izlediğimi farkederim. -bilinen evrendeki en kompleks yapıyla- TED وأدرك أنني ألاحظ هذا بدماغ، الدماغ البشري، أكثر شيء معقد في الكون المعلوم.
    Hepimizin kalbimizin en derininde biliyoruz ki evrende işler bu şekilde yürümüyor. TED و كلّنا يعلم في صميمه بأن الكون لا يسير على هذاا المنوال.
    Bize evrenin patlamadan sonra nasıl evrildiğini açıklıyor, ama o patlamayı neyin tetiklediği hakkında en ufak bir fikir vermiyor. TED فهو يخبرنا كيف ان الكون تطور بعد الانفجار ولكنه لا يعطينا نظرة متبصرة عما قد يكون منح القوة للانفجار نفسه
    Öte yandan, şu an evrenin ne kadar yaşlı olduğunu anlayabiliyoruz. TED على الجانب الآخر ، يمكننا الآن ان نفهم كم عمر الكون
    Böylece ben ulaşımın evrenin merkezi olduğunu düşünmeye devam ediyorum. TED لذا ما زلت أعتقد أن النقل هو مركز الكون الثابت.
    Çoklu evrenin çoğunda hiçbir şey yoktur ve biz fizik kanunlarının bir şeylerin olmasına izin verdiği birkaç yerden birinde yaşıyoruz. TED في غالب الكون المتعدد لا يوجد شئ، ونحن نعيش في واحد من الأماكن القليلة حيث تسمح قوانين الفيزياء بوجود شئ ما.
    Bu da dünya'nın evrenin merkezinde olduğu kuramını boşa çıkarmış oldu. TED وأدى هذا الاكتشاف إلى استبعاد نظرية أن الأرض هي مركز الكون.
    Yaklaşık 13 milyar yıl önce bir "Büyük Patlama" oldu, hakkında az çok birşeyler duymuşsunuzdur, bilirsiniz, evrenin kaynağı. TED بطريقة ما، منذ 13 بليون سنة حصل الإنفجار الكبير، و أعتقد أنكم سمعت القليل عنه، و بأنه أصل الكون
    Ama karanlık enerji orada, ve bir yere de gitmiyor, bu nedenle evren sonsuza dek genişlemeye deva edecek. TED لكن إذا كان هنالك طاقة مظلمة ، وهذه الطاقة المظلمة لا تتبدد، فإن الكون سوف يظل يتمدد لأبد الآبدين.
    Böyle bir evren tanımını yapan teori Büyük Sıçrama olarak biliniyor. TED إن النظرية التي تُوصِّف هذا الكون تعرف باسم نظرية الارتداد العظيم.
    evren başka bir şeyden yapılmış olsa veya daha az ya da çok madde içerse onların geçmişleri nasıl değişirdi? TED كيف كان تاريخها ليختلف إذا كان الكون مصنوع من موادٍ أخرى؟ أو إذا كان يحتوي على مادة أكثر أو أقل؟
    evren genişliyordu ve son 13,8 milyar yıldır yoğunluğu her tarafta azalıyordu. TED كان الكون يتوسع وقلت كثافته بشكل عام على مر 13.8 مليار عام.
    Eğer su damlasına geri dönersek, evreni yeni şekliyle düşünmek. TED إذن عودة إلى القطرة، مجددا، بالتفكير حول الكون بطريقة جديدة.
    Böyle bir çarpışmanın yankısı evrendeki erken Büyük Patlama döneminden kalma bir radyasyon çorbası olan kozmik mikrodalga arka planında görülebilir. TED قد يظهر صدى تصادم مماثل في إشعاع الخلفية الميكروي: فيض من الأشعة تقطع الكون والتي تعتبر بقايا من حقبة الانفجار العظيم.
    Bugün evrende olan herşeyi barındırıyor içinde, hayal edebilirsiniz, patlıyor ve, TED و يشتمل على كلّ ما يحتويه الكون حالياً، فيمكن تصوّره ينفجر،
    Evet, şimdi bir tweet attığında evrene, yüzlerini bile görmediğin bütün o insanlara ulaşıyor ve sen de her söylediğinin heyecanla beklediklerini varsayabilirsin. Open Subtitles تخرج خارج الكون إلى كلّ هؤلاء الناس ـ و تستطيع أن تدّعي أنهم مثبّثون على كلامك ـ ذلك عميق ، عليكِ أن تزقزقيه
    Ölçeğin diğer ucuna gittiğimizde, atalarımız hiçbir zaman kainat içerisinde ışık hızına yakın hızlarla hareket etmek zorunda kalmadı. TED بالإنتقال إلى الطرف الآخر من القياس، لم يكن يتعين على أسلافنا.. التنقل عبر الكون بسرعات تقترب من.. سرعة الضوء.
    Bana göre, bu kainatın her şeyi yapabilme kapasitesini gösterir. Open Subtitles برأيي إنها تظهر أن الكون قادر على فعل أى شيء
    Sanatçılar bizimle tanıdık, fakat bir o kadar da uzak bir evrenden sesleniyor. Open Subtitles تبدو لوحات الكهف كما لو أنها تتحدث إلينا من الكون المألوف بعيد المنال
    dünyanın evrenin merkezinde olduğunu düşünün ve onu çevreleyen gökyüzü bir küreye yansıtılmış. TED عليك أن تتخيل أن الأرض في منتصف الكون وتحيط بها السماء بشكل كروي
    Beş yüz yıl önce, Kopernik dünya'nın yerine, kozmosun kalbine Güneş'i koydu. TED ومنذ 500 سنه قام كوبرنيكوس بإزاحة الأرض، ووضع الشمس في قلب الكون.
    Beni, senin için dünyadaki en önemli şeyi nasıl öldürtürsün? Open Subtitles الشيىء الاكثر اهمية فى الكون مهما حدث فالحب شرف، إحترام؟
    Geçen zamanı ölçmenin bir yolu yoktur çünkü kainatta hiçbir şey değişmez. Open Subtitles فسيكون من المستحيل قياس مرور الزمن لأنه لن يتغير شيء في الكون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more