"المحظوظة" - Translation from Arabic to Turkish

    • şanslı
        
    • şans
        
    • uğurlu
        
    • şanslıyım
        
    • Lucky
        
    • - Şanslı
        
    • sansli
        
    • talihli
        
    Bu benim en sevdiklerimden biri, tavşanları çiftleştiriyorsunuz, yani erkeklere şanslı tavşanı seçiyorsunuz. TED هذه أحد المفضلة لدي هنا، حيث يتكاثر الأرانب حيث يختار الذكر الأنثى المحظوظة
    Sadece, doğru zamanda doğru yerde olan şanslı kaltak sendin. Open Subtitles أنت فقط العاهرة المحظوظة التي كَانتْ في المكان والوقت الصحيحين.
    Başka bir memeliye adapte olmuş bir virüs için bir insana bulaşmak yalnızca birkaç şanslı mutasyona bakar. TED بالنسبة لفيروس متكيف لإصابة حيوان ثدييِّ آخر، فإن إصابة آدمي من الممكن أن تأخذ فقط قليلاً من الطفرات المحظوظة.
    Bende daima şanslı numaralar bulunur. İyi şanslar. Open Subtitles لدى التذاكر الكسبانة دائماً و كل الرقام المحظوظة , حظاً سعيداً
    Bu ayın şanslı kızı, Bayan Ivy Smith. Open Subtitles هذا الشهر الفتاة المحظوظة هي الآنسة أيفي سميث
    şanslı kız. Ona en iyi hareketlerimi uyguladım. Open Subtitles . هذا الفتاة المحظوظة قدمت لها افضل افعالى
    Dün gece sizlere şarkı söyleyebilmek... için şanslı yıldızlarıma teşekkür ettim. Open Subtitles هذا كان الليلة الماضية عندما شكرت نجومي المحظوظة. لأنني أستطعت أن أكون هنا معكم و الغناء لكم.
    Demek şu saat bittiğinde burada olan... şanslı kız sensin. Open Subtitles إذاً فأنتِ الفتاة المحظوظة التي كانت هنا عند الإنتهاء من تصليح الساعة
    Yani senin için bilerek içine koyduğum beş bin. Seni şanslı küçük kurabiye, seni. Open Subtitles وهي ما وضعته لك عن عمد أيتها الصغيرة المحظوظة
    Eğer böyle sinirli olmasaydın, şanslı kız sen olabilirdin. Open Subtitles لو لم يكن لذلك الموقف ليكن اذن لتلك البنت المحظوظة.
    Ee,sen kimi götürüyorsun? Kim o şanslı bayan? Open Subtitles إذن من سوف تذهب معهآ من هي الآنسة المحظوظة
    Kaçacak kadar şanslı olan çok az aileden biriyiz. Open Subtitles نحن من العائلات القليلة المحظوظة التي تمكنت من الهرب
    Eğer sözde şanslı günlerinden birini yaşıyorsan bugünün kazanan atlarını söyleyebilmelisin. Open Subtitles إلا إذا كان هذا اليوم من أيامكِ المحظوظة يجب عليكِ إخباري بأسماء الخيول الفائزة
    şanslı eş nerede peki? Open Subtitles التركيز على طفل واحد, به صعوبة كافية أين الزوجة المحظوظة ؟
    Bu atış, şanslı atışlar tarihinde görülmüş en şanslı atış oldu! Open Subtitles لقد كانت الطلقة الأسعد حظاً في تاريخ الطلقات المحظوظة
    Bu harika evlat. şanslı bayan kim? Open Subtitles هذا رائع يا صديقي، من هي الإمرأة المحظوظة
    Pekala Profesör, şanslı bayanla ne zaman tanışacağız? Open Subtitles اذاً يا بروفيسير متى سنقابل السيدة المحظوظة
    Hala ona sahip olduğun ve başına bir şey gelmediği için şans meleklerine şükret. Open Subtitles اشكري نجومك المحظوظة أنه ما زال معك وأن ذلك لم يحدث له
    Neden uğurlu silahlarını taşıyan savaşa hazır İrlandalı devrim çocukları gibi görünüyorlar? Open Subtitles لماذا يبدو لي أن أبناء الثورة السحرية المحظوظة يستعدون للقيام بمعركة ؟
    Senin gibi bir arkadaşım olduğu için asıl ben şanslıyım. Open Subtitles بل أنا المحظوظة لأنني أملك صديقة مثلك حتى تساعدني
    Baban sen doğduğun gece beni Lucky Duck adlı. Çin lokantasına götürmüştü. Open Subtitles والدك اخذني الى مطعم "البطة المحظوظة" الصيني
    - şanslı atış. Open Subtitles الطلقة المحظوظة
    Onu cebine koyma, bayim. Cebine koyma. O senin sansli paran. Open Subtitles لا تضعها في جيبك سيدي إنها الربع دولار المحظوظة
    Bir sürü sığırıyla birlikte alacağınız bu talihli genç hanımın kim olduğunu sorabilir miyim? Open Subtitles هل لي أن أسأل، من الشابّة المحظوظة التي ستتزوّجهـا صاحبـة كلّ تلك الأبقـار؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more