"المريض" - Translation from Arabic to Turkish

    • hastayı
        
    • hasta
        
    • hastanın
        
    • hastalıklı
        
    • hastayla
        
    • hastamız
        
    • hastası
        
    • hastaların
        
    • hastada
        
    • hastadan
        
    • hastam
        
    • hastaya
        
    • hastaları
        
    • sapık
        
    • hastalar
        
    Bu aslında bu hastayı tedavi etmekte kullandığımız akıllı bir bio-malzeme. TED هذه في الواقع مادة حيوية ذكية استخدمت بالفعل لعلاج هذا المريض.
    Dr. Lee'nin söylemeye çalıştığı şey şu; hastayı yatıştırmamız gerekiyor... Open Subtitles ما يحاول قوله الدكتور لي أنه علينا أن نسكن المريض
    Bir düşünün, ciddi kafa travmasıyla gelen bir hasta olduğunda, beyni şişiyor ve bu onun kafatası basıncını artırıyor. TED عليكم تخيل عندما يأتي المريض مع صدمة حادة في الرأس، يكون دماغه متورماً وهو يزيدُ من الضغط داخل جمجمته.
    Tüm tedavilerimizde, hastanın elinde bir "sonikasyonu durdur" düğmesi bulunur. TED في كلّ العلاجات التي لدينا، يُمسك المريض بيده زر التوقف.
    Çocuğumu kullanarak bana ulaşması hastalıklı bir şey. Open Subtitles أنها خبيثة , تكيد علي من خلال أبني المريض
    Sizi kendim de bulabilirdim, ama bu hastayla ilgilenmem gerekti. Open Subtitles أردت العثور عليكِ بنفسي ،لكن هذا المريض بحاجة إلى عنايتي
    hastamız tehlikede değil. Kapsüle sıvı nitrojen koyduğumuzdan beri mükemmel bir şekilde korunuyor. Open Subtitles بقايا المريض تبقى محفوظة طالما أن هناك نيتروجين سائل فى الكبسولة
    Birincisi, M.S. hastası olan hastanın hasarı. TED أولًا الضرر الواقع على المريض بتصلب الأنسجة المتعدد.
    Bağışıklık sistemini güçlendirmek için hastayı yüksek basınçlı oksijen çadırına koymak nerede yazıyor? Open Subtitles لا يوجد قانون يقول أنه يجب وضع المريض أكسجين لعلاج مشاكل جهاز المناعة
    Güzel. hastayı koşu bandına çıkarın. Kalbi durana kadar yüklenin. Open Subtitles حسن، ضعوا المريض على آلة الركض أنهِكوا قلبه حتّى يتوقّف
    hastayı kaybetsen bile, ne fark eder, hala bir işin var. Open Subtitles لو فقدت القدرة على مساعدة المريض فأنت لازلت ستنقله وهو ميّت
    'Bir sonraki test, hangi arabanın hastayı... 'en hızlı araca yükleyeceğini ölçecek.' Open Subtitles في تحدينا التالي سنختبر أي من سياراتنا تملك أسرع طريقة لإنزال المريض
    Tek şansımız 24 saat içinde ilk bulaşan hastayı bulmak. Open Subtitles فرصتنا الوحيدة هي إيجاد المريض الأول في خلال 24 ساعة.
    hasta insan, normale dönmeden önce iyileşmek zorundadır, değil mi? Open Subtitles على المريض أن يتحسّن. حتى يعود لحالته الطبيعية, أليس كذلك؟
    Rorschach lekelerinin neyi temsil ettiği sorulduğunda, hasta şöyle dedi: Open Subtitles وعندما سئل عن لوحات الحبر وما الى ذلك المريض رد:
    Yani yapılması gerekeni okulda değil çalışırken ya da bir hastanın kendisiyle hangi şekilde ilgilenmesi gerektiğini anlatması sonucu öğreniyor. TED وهذا يعني أنهم اجتازوها ومضوا قدمًا، أو انتهى المريض من تضييع وقته وهو يحاول أن يعلم الطبيب كيف يعتني بهم.
    hastanın ismini listeye koymadan önce bir miktar ön ödeme yapmanız gerekiyor. Open Subtitles يتطلّب دفعة أوليّة قبل أن نسجل اسم المريض على قائمة المتبرع إليهم
    O şimdiye kadar gördüğüm en hastalıklı kişiydi. Open Subtitles الاولاد ليسو لعبة ليز انه كان المريض الذى لم ارى اكثر منه مرض
    Şuradaki hastayı ben alacağım. Sen de bu hastayla ilgilen. Open Subtitles سأعالج هذا المريض، بالتالي كانغ سونباي ستعالج هذا المريض المزيف
    Bir iyi haber daha var, 36 numaralı hastamız Anand, o artık normale döndü. Open Subtitles هناك خبر آخر جيد يا سيدي المريض رقم ستة وثلاثين آناند لقد شُفى تماماً الآن
    Ayrıca metronidazol da yok, ve bu çocuk dizanteri hastası! Open Subtitles لدي أيضاً هذا الطفل المريض وليس لدي دواء له
    hastaların ihtiyacı ve doktorların uyguladıkları arasındaki kopukluğu giderebilir miyiz? TED هل نستطيع تجاوز هذا التعارض بين مايحتاج المريض وبين ما يفعله الأطباء؟
    Bu örnekta, hastada kan şeker seviyesi nedeniyle hafif bir diyabet riski var. TED في هذه الحالة المريض معرض لخطر بسيط للاصابة بالسكري بسبب مستوى الجلوكوز لديه
    Dr. Morton bana yıllar önce hücre 44'ten kaçan bir hastadan bahsetmişti. Open Subtitles دكتور مورتن اخبرنى عن المريض الذى هرب من الزنزانة 44 منذا سنة
    hastam kliniğe geldiğinde karın ağrım var diyecek, apandisit teşhisi koyacaktım. Open Subtitles :المريض يأتي الى عيادتي لدي الم في البطن, انها زائدة
    Sonuçlar alındıktan sonra başka bir uzman görüntüleri inceler ve teşhisi hastaya bildirir. TED وبمجرد جمع هذه الصور يقوم طبيب آخر بتشخيص تلك الصور والتحدث إلى المريض.
    Artık hiç gelmeyecek olan hastaları beklemek yerine biz hastalara gidebiliyoruz. TED نحن الآن نذهب إلى المريض بدل انتظار قدومه الذي لا يحدث.
    Çıkma teklif ederken bunları giymiş deli bir sapık olduğunu. Open Subtitles اكتب أنك المنحرف المريض الذي ارتداهم بينما كنت تعترف لها.
    hastalar ve terapistleri arasında duygusal bir transfer olması anormal bir durum değildir. Open Subtitles أسمعي, أنه ليس من المعتاد ان يكون هناك أنتقال عاطفي بين المريض والمعالج

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more