"المستودع" - Translation from Arabic to Turkish

    • Depo
        
    • depoya
        
    • depoda
        
    • depoyu
        
    • deponun
        
    • Depodaki
        
    • Warehouse
        
    • depodan
        
    • ambar
        
    • ambarın
        
    • depodayız
        
    • ambara
        
    • deposu
        
    • ambarda
        
    • ambardan
        
    Tüm dünyada 17 fabrika var, ama burası merkez Depo. Open Subtitles سبعة عشر مصنعا في العالم لكن هذا هو المستودع المركزي
    Hayatımdaki değer verdiğim her şey artık gitti Depo hariç. Open Subtitles كل ما أهمني في حياتي قد رحل الآن عدا المستودع
    Böylece öğle yemeği boyunca depoya gidebilir ve bir iki şarkı patlatabiliriz. Open Subtitles لكي من خلال الغداء بأمكاننا الذهاب الى المستودع و نستمتع ببعض النغمات
    Bir canavar, Noel ağacının tepesindeki yıldızı çalmış ve depoda bir yerde saklıyormuş. Open Subtitles الجني الأخضر سرق النجمة من على شجرة العيد و لقد خبأها في المستودع
    Bütün bunları bana anlatmanın sebibi şovunuz için depoyu kullanmak istemeniz. Open Subtitles أنت تخبريني بكل هذا فقط لأنكم ترغبون باستخدام المستودع لأجل عرضكم
    deponun arkasındaki tünel diğer iki tünele çıkıyor. Sanırım biri sular altında. Open Subtitles هذا النفق في المستودع يقود لإثنان أخرين أعتقد ان أحدهم ممتليء بالماء
    Sana o meteor yağmurunda ne oldu bilmiyorum baba ama sanırım sen o Depodaki şeye hayal edebileceğimden daha çok bağlısın. Open Subtitles لا أعرف ما حدث لك في سيل النيازك ذلك، أبي لكني أعتقد أنك مرتبط بما كان في المستودع أكثر مما تصورت
    Pekâlâ, ama seni uyarayım Depo'da geçmiş her zaman geçmişte kalmaz. Open Subtitles حسنا، كلمة تحذير في المستودع الماضي لا يبقى دائماً في الماضي
    Peki neden Depo'ya gidip onları çıkarmanın bir yolunu bulmuyoruz? Open Subtitles لما لا نذهب إلى المستودع و نجد طريقة لإخراجهم ؟
    - Evet, Mills. Gelsene. Şu Depo yangınından beri durumunun farkındayım. Open Subtitles أجل ميلز , أدخل أعرف أنك كنت تعاني منذ حريق المستودع
    Dekalb Sokağı'ndaki Depo partisine iki kişiyi gizli göreve göndereceğiz. Open Subtitles نحن بحاجه إلى اثنين متخفيين في شارع ديكالب وحفلة المستودع
    Canım benim, Depo'dan birini öldürmek çok fazla özgüven ister. Open Subtitles أقول أنّكِ إلتزمتِ بحياة المستودع بثقة كبيرة بالنفس يا عزيزتي.
    Gelecekte Depo objeler kontrol altında tutmak için mor sazhorozlarını kullanmıyor mu? Open Subtitles لم يعد المستودع في المستقبل يستعمل دجاج الماء الأرجواني لتحييد القطع الأثرية؟
    Gitmemiz gerekiyor. - Adamları yeni depoya doğru harekete geçirmeliyiz. Open Subtitles يجب أن ننطلق ليبدأ الرجال بنقل البضائع إلى المستودع الجديد
    Böylece bu örnekte, bir dağıtım şirketi: "Yarın sabah depoya yetişmesi gereken çok önemli bir siparişimiz var. TED على سبيل المثال، أعلنت شركة توزيع، لدينا طلبية عاجلة علينا إعدادها للخروج من المستودع غدا صباحا.
    Dinle, depoya tekrar girmek istiyorum. Open Subtitles السبب في وجودي هنا هو أنني أريد العودة إلى المستودع
    Köpekler aramayı bitirdiğinde , onunda depoda olduğundan emin olmak istiyorum. Open Subtitles أريد التأكد من أنه بإمكاننا إيجاده عندما تنتهي الكلاب من المستودع
    Olay yeri ekibi depoda herhangi bir fiziksel kanıt bulamadı. Open Subtitles لم يعثر فريق البحث الجنائي على دليل ملموس في المستودع
    Bu, potansiyel olarak bu depoyu organize edebilmemiz için çok ilginç ve çok güçlü bir yol. TED هذا مثير للاهتمام جدًا أسلوب فعّال جدًا يمكنه تنظيم هذا المستودع.
    deponun önünden trenle içeri dalarız ve ezilen ruhları yakalarız. Open Subtitles نقود قطار خلال المستودع و نمسك بجميع الأرواح من الأنقاض
    Ama bunun Depodaki diğer fonksiyonları etkileyecek kadar yayılımcı olduğuna dikkat etmemiştik. TED لكننا لم ندرك فقط كيفية انتشار طريقة التفكر هذه امتدادها لوظائف أخرى في المستودع.
    Ooh, hayır, Warehouse genişlemeye çalışırken olanlardan sonra riske girmeyeceğim. Open Subtitles كلا، فبعد ما حصل عندما حاول المستودع التوسع، فلن أقوم بأيّ مخاطرة.
    Elimizdeki tek şey, depodan gelen sesler, ve adamı da antlaşmalarla bağlamak imkansız. Open Subtitles كل ما لديّ هو صوت يخرج من المستودع ولا توجد طريقة لربطه بالسندات
    Her gün bu ton balıkları, bunun gibi maviyüzgeçler, odun gibi istifleniyorlar, ambar ambar depolanıyorlar. TED وفي اليوم الواحد كل هذه التونة ، ومثل هذه ذات الزعانف الزرقاء ، مكدسة فقط على المستودع مستودع بعد المستودع.
    İki yıl öncesinde de başka birisinin cesedi ambarın önünde bulunmuş. Open Subtitles وانجرفت جثّة أخرى على الصخور أمام المستودع نفسه قبل عامين فقط
    Bir depodayız. Open Subtitles أيها الرجل ، لديها طفل نحن في المستودع
    Aedile kendini ambara kilitlemiş. Zift döktürüyor ve ateşe vermekle tehdit ediyor. Open Subtitles المُجهِز يحتجز نفسه في المستودع، ويخرب المستودع بالزِفت ويهدد بإحراق كل شيء
    Eski iskelenin yanındaki, yeni Batı deposu Caddesinde. Open Subtitles هذهِ منطقة المستودع الغربي الجديد إلى جانب الرصيف القديم
    Partide o da vardı. Onu geçen hafta kızları bıraktıkları ambarda görmüştüm. Open Subtitles كان في الحفلة, رأيته في المستودع حيث أحضروا الفتيات في الأسبوع الماضي
    Sekiz sene önce de aynı ambardan atlayan olmuş. Open Subtitles سقط أحدهم أو قفز من المستودع نفسه قبل ثماني سنوات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more