"المسن" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaşlı
        
    • ihtiyar
        
    • moruk
        
    • eski
        
    • ihtiyara
        
    • ihtiyarın
        
    • ihtiyarla
        
    • ayağa kalktı
        
    Yan tarafta tüylerini düzelten erkek ondan iki kat daha büyük ve bu yaşlı erkek onu lider yaptı. TED والذكر الذي يقوم بالتودد إليه على جانب الصورة أكبر منه بمرتين، وهذا الذكر المسن هو الذي جعل منه قائداً
    Yerine geçtiğin o yaşlı ucubeden bir milyon kat daha iyisin. Open Subtitles أنت أفضل كثيراً من المسن الأحمق عديم الفائدة الذي حللت محله
    yaşlı ördek, biftek siparişini son ana bırakmamayı öğrenmiştir umarım. Open Subtitles هذا من شأنه أن يعلم المسن المغفل ألا ينضج لحمه
    İhtiyar oradaysa, kamyonetini ödünç alırım. Orada değilse, telefonunu alırım. Open Subtitles إذا وجدت المسن سأستعير سيارته وإذا لم أجده سأستخدم هاتفه
    O yaşlı adam... Yani, Jihoo sunbae doktorun torunu muymuş? Open Subtitles الرجل المسن, اقصد ذلك الدكتور حفيده هو جي هوو سنباي؟
    O yaşlı ayyaşın hiçbir şeyine muhtaç değiliz, tamam mı? Open Subtitles ولا نحتاج أي شيء آخر من ذلك المسن المتقلب المزاج
    Evet, bu, geçen gece konuşmam için ücret aldığım yaşlı adam. Open Subtitles أجل،هذا الرجل المسن الذي تم الدفع لي لأتحدث معه الليلة الماضية
    Onunla beraber gelen yaşlı adam ABD ordusunda albay olarak teşhis edildi. Open Subtitles الرجل المسن الذي جاء معه، تم التعرف عليه كعقيد في الجيش الامريكي
    Onunla beraber gelen yaşlı adam ABD ordusunda albay olarak teşhis edildi. Open Subtitles الرجل المسن الذي جاء معه، تم التعرف عليه كعقيد في الجيش الامريكي
    yaşlı bir erkeğin desteğiyle bu güce sahip olursanız o yaşlı erkeğin dişilerle çiftleşmesini sağlamanız gerek. TED فإذا اعتليت السلطة بدعم من ذكر مسن فإن عليك أن تجعل هذا الذكر المسن يتزاوج مع الإناث.
    Bulgularımıza göre bu yaşlı beyinlerde yeni nöronlar üreten kök hücre sayısı daha fazladır. TED حيث اكتشفنا أن هناك خلايا جذعية عصبية أكثر تقوم بإنتاج خلايا عصبية جديدة في دماغ الفأر المسن.
    Genç fareye bağlandığında, bu modele göre aslında yaşlı beyne giden hücre yoktur. TED لذا عندما وصلنا بينهما، لم تنتقل أي خلايا إلى دماغ الفأر المسن في هذا النموذج.
    Özetle, bulgularımıza göre yaşlı fare ve de beyni yoğrulabilir. TED وخلاصة القول، وجدنا أن دماغ الفأر المسن دماغ طيع.
    Yani yaşlı kan faktörleri yaşlanmayı hızlandırabilir. TED وعليه هناك عوامل بالدم المسن تسرع من الشيخوخة.
    Ve herkes yaşlı adam başındaki örtüyü çıkardığında ve kendisini gösterdiğinde şok olur. TED ويصدم الجميع عندما يرفع الرجل المسن غطاء رأسه ويكشف عن نفسه.
    yaşlı biri, genç birinden daha farklı konuşabilir. TED قد يتحدث المسن بشكل مختلف عن شخص أصغر سنا.
    Ve o gördüğümde, yaşlı ve nazik bir adamdı. TED وعندما قابلته .. كان هذا المسن رجلا لطيفاً
    Fakat ihtiyar bir adamın bana yaklaştığı bir an vardı... Open Subtitles ..لكن كانت هناك لحظة عندما جاء إلي ذلك الرجل المسن
    İhtiyar sana yoldan ayrılma demişti. Open Subtitles لقد أخبرك ذاك المسن ألا تترك الطريق الرئيسي
    İhtiyar ortadan kalkarsa çıkacak yargı kararı lehte olur. Open Subtitles و المنصه ستترفق بنا اذا تقاعد الرجل المسن
    Bırakalım da pis moruk eceliyle ölsün. Open Subtitles سوف ادع المجرم المسن يموت حين تحين ساعته
    Ben olmasam, hala o eski çanta ile pazarlık yapıyordun. Open Subtitles بدوني، كنتم ستظلون .تتجادلون مع ذلك المسن
    Bunca zamandır o pis ihtiyara ve o beyefendilere bunları mı okuyordun? Open Subtitles أهذا ما كنت تقرئينه طوال الوقت للرجل المسن القذر و هؤلاء الرجال ؟
    Doretta'yı ihtiyarın elinden kaptığından beri, bütün kasaba Williard'ın Open Subtitles يقولون ان هذا سيجعله شريكا كاملا مع الرجل المسن.
    Galiba şu ihtiyarla birlikte partilere akacağız. Open Subtitles يبدو أنني سأذهب للأحتفال مع الرجل المسن هنا
    ayağa kalktı ve bu yaşlıca zenci adama gitti. TED فنهض ذلك النائب واتجه فوراً لذلك الرجل المسن الأسود.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more