"باد" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bud
        
    • Kötü
        
    • iPad
        
    • Bad
        
    • Budd
        
    • Pad
        
    • Paddy
        
    • evlat
        
    • Budweiser
        
    • Buds
        
    • iPod
        
    • myPad
        
    Sonra Bud ve Bev Nestor ile görüştüm, Paula ile çalıştıklarını öğrendim. Open Subtitles لذا ذهبت الى باد و بيف ناسترد وكانا قد تعاملا مع بولا
    Bud, son 4 yılda, Başkan Boone... milyonlarca kaçak yabancının sınırlarımızı geçip... Open Subtitles باد في آخر أربع سنوات، الرئيس بوون سمح لملايين المهاجرين لتعبر الحدود
    Amerika Bud Johnson olmak nasıl bir şey bilmek istiyor.. Open Subtitles أمريكا تريد أن تعرف كيف هوالأمر أن تكون باد جونسون؟
    Muhtemelen, Kötü taraf. Bu kıyafetle mi çıkıyorsun? Open Subtitles انا لا اعرف , باد جايز ربما استخرجين و انت تلبسين مثل هذا ؟
    Bilgisayar ve teknolojiye oldum olası ilgiliyimdir ve iPhone, iPod Touch ve iPad için birkaç uygulama geliştirdim. TED لطالما كان لدي افتنان بالكومبيوترات والتكنولوجيا، وقد قمت بتصميم عدة تطبيقات للآي فون الآي بود، والآي باد
    Yükselme olmadan önce hisse senedi ticareti asla yapılmamalı bu yüzden kararlı ve sabırlı Charlotte, Bad'e nasıl iyi öpüşüleceğini öğretmeye karar verdi. Open Subtitles أبدا واحدة لتداول الأوراق المالية قبل انها نضجت، حاول العزم والصبر شارلوت لتعليم باد كيف لتقبيل جيدة.
    Sadece ben değil, Bud. Bu kasabaya yaptıklarını kimse sevmiyor. Open Subtitles ليس فقط أنا باد لا أحد يعجبه ما فعلته بالبلدة
    geçen ay Bud Meeks şu kekleri çaldığında, sen ne yaptın? Open Subtitles عندما سرق باد ميكس تلك المقرمشات الشهر الماضي ماذا فعلت ؟
    John Schuck, Fred Williamson, Indus Arthur, Tim Brown, Corey Fischer, Bud Cort, Open Subtitles جون شوك، فريد وليامسون، اندوس ارثر، تيم براون، كوري فيشر، باد كورت
    Hey, Dale. Seni Chicago'da gördüm. Sanırım Dizzy ve Bud' laydın. Open Subtitles مرحبا , ديل , لقد رأيتك في شيكاغو أعتقد أنك كنت مع ديزي و باد
    Dostum, eğer Bud bununla birlikte çalışırsa bu kadını sakinleştirici silahla vurmak zorunda kalacaklar. Open Subtitles ياصح , لو استمر باد على هذا فسيضطرون لإستعمال المخدر معها
    Bud, Monk'a göre biraz önce araçsız dalış rekorunu kırmış durumdasın. Open Subtitles باد , طبقا لقراءات مونك , يبدو انك اول من وصل لهذا العمق ببذلة للغطس
    Burada biraz Kötü durumdayız. Bud dahil yedi kişi kaybettik. Open Subtitles فنحن بحالة سيئة هنا بالأسفل , لقد فقدنا 7 رجال بما فيهم باد
    Unutma Bud White yaşadıkça senden intikamını alacak. Open Subtitles تذكر: باد وايت سيقتص منك حتى لو كرّس عمره لذلك.
    Bud White'i izlemeni istiyorum. Open Subtitles أريدك أن تراقب باد وايت إلى أن يذهب للعمل هذا المساء.
    En azından Bud lce ya da Bud Dry falan iç. Open Subtitles علي الاقل خذ باد ايس او باد جاف او شئ من هذا القبيل
    Kötü Chad annenin bankasında iş buldu. Open Subtitles هيه.أنا لا أعرف لو كنت سمعت000 لكن باد تشاد أخذ وردية فى بنك أمك
    Çeşitli noktalarda, küçük bir harf karşıma çıkıyor -- ve iPad GPS sayesinde nerede yaşadığınızı biliyor -- ki aslında beni gösteriyor. TED وفي عدة مرات، يسقط حرف صغير نحوي -- ويعرف الآي باد أين تسكن بسبب نظام تحديد المواقع -- وهو في الحقيقة يخاطبني.
    Bad Boy buraya oyunu almaya geldi. Open Subtitles باد بوي ليست هنا لتكون اللعبة باد بوي هنا لتنهي اللعبه
    - Hepatit olabilir, Budd Chiari. - Uyuşturucu ya da alkol. Open Subtitles "قد يكون الكبد الوبائي، "باد كياري - أو المخدرات و الكحول -
    Hiç I Pad'in var mı Kullanabilirmiyim? Open Subtitles هل لديكي اّي باد يمكنني إستعارته ؟
    Kuşa bak. Bak, Paddy. Open Subtitles أنظر إلى الطير أنظر باد
    Rahatsız ettiğim için üzgünüm evlat ama, küçük hanım galoşlarını unutmuş. Open Subtitles آسف على إزعاجك أيها الفتى (باد) لكن السيدة الصغيرة قد نست حذائها
    Sanırım Budweiser'a döneceğim. Open Subtitles اعتقد اني سأشرب من الان باد فقط.
    Buds, tüm bu şeyler için parayı nerden buldun? Open Subtitles (باد)، من أين جلب كل المال لكي تفعل هذا؟
    myPad çekilişi için bilet aldım baba. Open Subtitles ابي باد" "الماي لربح تذكرة لك اشتريت لقد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more