"باع" - Translation from Arabic to Turkish

    • sattı
        
    • satmış
        
    • satan
        
    • sattığını
        
    • sattığı
        
    • satmıştı
        
    • satıp
        
    • sattığına
        
    • satıyor
        
    • sattın
        
    • satıyordu
        
    • satması
        
    • satarsa
        
    • satın
        
    • satar
        
    -Aslında geneç sene boyunca Jack McCallister, -Kendi sahip olduklarının yüzde seksenini sattı. Open Subtitles في الواقع في السنوات الماضية قد باع 80 بالمئة من أسهمه لشركات أخرى
    Apartmanda kira kontrolü var..., yani kendisi taşındığında, ...anahtarını bir sonraki kiracıya sattı. Open Subtitles هذه الشقة مرتبطة بالإيجار لذا عندما إنتقل منها لقد باع مفتاحهُ للمستأجر التالي
    İçinde büyüdüğüm evi satmış ve taşrada bir diğerini satın almıştı. Open Subtitles باع المنزل الذي ترعرتُ أنا فيه، واشترى منزلاً آخر في الريف.
    Onları, masalda Jack'a konuşan fasulye satan adamdan mı aldınız? Open Subtitles هل إشتريتها من نفس الرجل الذي باع لجاك الفاصولياء الناطقة؟
    Penn garındaki gişe memuru bir Pittsburgh bileti sattığını hatırlıyor. Open Subtitles بائع التذاكر فى محطة بن باع له تذكرة الى بتسبرج
    Sadece altı tane sattı, ama adam çelenk hususunda aşmış. Open Subtitles باع 6 فقط، ولكنّه يتفوّق عليَّ في بيع حلقات الزّينة.
    Ne yazık ki Cervantes, kitabın yayın hakkını çok az kişiye sattı. TED للأسف، باع سيرفانتس حقوق نشر كتابه بثمنٍ بخس.
    Anjali'nin ayyaş babası, çocuğunu pornografi sektörüne sattı. TED وأما والد أنجلي فقد كان سكير باع طفلته من أجل مواد إباحية
    Musa tüm kabilelerin yünlerini bir kerede sattı. Open Subtitles موسى باع كل الأصواف لجميع القبائل بثمن واحد
    Musa tüm kabilelerin yünlerini bir kerede sattı. Open Subtitles موسى باع كل الأصواف لجميع القبائل بثمن واحد
    Romatizması var dedim ya! Atını da sattı zaten. Open Subtitles قلت لكم أنه مصاب بداء المفاصل على أي حال فقد باع جواده
    Şimdi, bu adam dün bana geldi. - Size siyah bir at satmış. Open Subtitles هذا الرجل أتى إليّ بالأمس، وقال أنه باع عليكم حصاناً أسوداً
    Pardon, şef. O zaten 1976'da ruhunu Bee Gees bileti için satmış. Open Subtitles آسف رئيس، لقد باع روحه مسبقاً عام 1976 من أجل تذاكر حفل موسيقي
    - Yerel güvenliğe göre, Kellogg tam olarak 120.000 dolar değerinde sanat eseri satmış. Open Subtitles بالاستناد إلى الامن الوطني فإن كيلزج قد باع تماماً ما قيمته 120000 دولار من الفن في الخارج
    Kral Rash, taht için Onderon'u Ayrılıkçılara satan bir haindir. Open Subtitles قد باع اوندرون الى الانفصاليين لاجل التاج لكن اوندرون ملكنا
    Ama bundan gerçekten sorumlu olan kişi en başta bilgisayarı satan kişi. Open Subtitles ولكنّ الشخص المسؤول حقًّا هو من باع الحاسوب المحمول في المقام الأول.
    - İlacı ona sattığını kanıtlayabilirim. - Beraber çalışıyor bunlar. Open Subtitles أستطيع أن أثبت أنه باع لها الدواء، إنهم يعملان سوياً
    Hey, kazanan bileti sana sattığını söylemeye çalışıyor. Open Subtitles أنه يحاول أن يخبرك بأنه باع لك التذكرة الرابحة
    Bira içip, dev ekranda maç izleyip ne kadar çok ayakkabı sattığı yalanını anlatıyordur. Open Subtitles يشرب البيرة وهو يشاهد المباراة على الشاشة الكبيرة وهو يكذب بشأن كم حذاءاً باع اليوم
    Öldüğü zaman neredeyse 50 milyon satmıştı. TED عند وفاته كان قد باع حوالي 50 مليون نسخة
    Dairesini satıp bir ev almış. İşe alındıktan hemen sonra. Open Subtitles باع شقته و إشترى منزلا مباشرة بعدما بدأ في العمل
    Abimin beni, sevimli işvelerine sattığına inanamıyorum. Open Subtitles ل لا أستطيع أن أصدق أخي باع لي أسفل النهر لامثالك.
    Bazıları bu boktan şey için ruhunu şeytana satıyor. Open Subtitles باع بعض الرجال انفسهم للشيطان ليسكلوا مجموعة فوق تلك القطعة من التغوط
    Öyleyse Connecticut'taki kuzenime daha sonradan kiralık olduğu ortaya çıkan jipi sen sattın. Open Subtitles وكذلك أنت الرجل الذي باع لقريبي سيارة الجيب, وتحولت لتكون مموله
    O aslında burger satıyordu, bu içki işine başlamadan önce. Open Subtitles لم يكن محظوظاً لقد باع نفسه حتى اصبح رجلاً عجوزاً
    Rahibe kılığına girerek afyon satması dışında... Open Subtitles إلا إذا كنت تعول جميع الأوقات باع منشطات متنكرا في زي راهبة.
    Eğer baban evi satarsa, kullanmadığım 80 metrekarelik yerim var. Open Subtitles إذا باع والدك المنزل فإن لدي 800 قدم مربعة لا أستخدمها
    Miller, rüzgar olsun ya da olmasın, değirmenlerinin dönmesinin sırrı karşılığında ruhunu şeytana satar. Open Subtitles ميلر باع روحه للشيطان من اجل السر لجعل شفرات الطاحونة تدور بالريح او بدون ريح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more