"بصدق" - Translation from Arabic to Turkish

    • Gerçekten
        
    • dürüst
        
    • Açıkçası
        
    • Cidden
        
    • Gerçek
        
    • içtenlikle
        
    • doğru
        
    • Ciddiyim
        
    • Doğrusu
        
    • Sahiden
        
    • içten
        
    • doğruyu
        
    • samimiyetle
        
    • dürüstçe
        
    • samimi
        
    Gerçekten sizde bu güzellik varken, başka bir şey olmanız mümkün değil. Open Subtitles بصدق , فأنتِ تبدين كذلك لابد و أنكِ تعملين في هذا المجال
    Sonuçta, kocasını Gerçekten seviyordu ve kocasının tepkisini yerinde buluyordu. Open Subtitles ومع هذا، لقد أحبت زوجها بصدق وتقبّلت وجهة نظره المعارضة
    Bu kadar şeyi aynı anda nasıl idare edebildiğini Gerçekten anlamıyorum. Open Subtitles لا أفهم بصدق كيف يمكنها عمل أشياء كثيرة في وقت واحد
    dürüst olmak gerekirse onun bir efsane olduğunu düşünmeye başladım. Open Subtitles لكن بصدق بدأت أفكر أنه لا شيء أكثر من اسطورة
    Açıkçası, dürüst olmak gerekirse, kıza ihtiyacım yok. Open Subtitles بصدق, لأكون صادقا معك لا أحتاج أي فتيات.
    Bu soruyu kendinize Cidden sorarsanız, kendinizi rahatsız hissetmekten alıkoyamazsınız. TED إذا سألت نفسك بصدق هذا السؤال، فليس بوسعك إلا أن تشعر بالضيق
    Sayın Başkan, Gerçekten üzgünüm ama sizi almalarına izin veremem. Open Subtitles سيدتي الرئيسة، إني متأسفٌ بصدق لكني لا أستطيع تركهم يأخذونك
    Gerçekten de, dünyanın en iyi satranç oyuncusu olduğunuza inanıyor musunuz? Open Subtitles هل تعتقد بصدق أنك ربما أعظم لاعب في العالم في الشطرنج؟
    Sana Gerçekten bir içki ısmarlamak istiyorum. Kesinlikle harika görünüyorsun. Open Subtitles .أريد بصدق أن أشتري لكِ شراباً .إنّكِ تبدين جميلة للغاية
    Gerçekten verilen her çaba, kazanmaktan ya da kaybetmekten daha büyüktür. Open Subtitles ان كل مجهود يتم عمله بصدق أعظم من الفوز أو الخسارة
    Ben Gerçekten, dürüst olarak inanıyorum ki buradaki esas problem sadece depresyon, ve bütün obsesif düşünceleri de ondan kaynaklanıyor. TED أنا حقا أعتقد بصدق أن المشكلة الأساسية هنا هى الاكتئاب الخالص، و كل الأفكار الهوسية تأتى منه.
    Orayı ilk gördüğümde, Sahiden de o eski viyadüke çıktığımda, bir insana âşık olmuş gibi oraya âşık oldum, Gerçekten. TED وعندما رأيت ذلك للمرة الأولى، بصراحة، عندما صعدت على ذلك الجسر القديم، وقعت في الحب كأنك تقع في حب أحد ما، بصدق.
    Eşlerine göre, günde ortalama olarak daha uzun süre çalışıyorlar. Gerçekten de iyi, ilgili babalar olmak istiyorlar. TED ويعملون لساعات مدفوعة أكثر، بشكل وسطي، أكثر من زوجاتهم، ويريدون بصدق أن يكونوا، آباء جيدين ومندمجين بحياة أطفالهم.
    Eğer birbirimizi Gerçekten dinlersek, kendi algılarımızı değiştirmemizi gerektiren şeyler duyacağız. TED وإن كنا نُصغي بصدق لبعضنا البعض، سنسمع أموراً تتطلب منا تغيير نظرتنا لأمور معينة.
    Seamus o parayla bar açıp dürüst bir yaşam sürecekti. Open Subtitles شيموس كان شيستعمل ذلك المال لشراء حانة , تكلم بصدق
    Sana dürüst gerçekleri söylemek için, bayım, hepsini çok hatırlamıyorum. Open Subtitles لأقول لك بصدق يا سيّدي، لا أتذكّر كل شيء جيّدًا.
    Açıkçası hiçbirini ayıramam ama Dany ile konuşmalısınız. Open Subtitles بصدق, استطيع ان اميزهم عليك ان تتحدث الى داني
    Açıkçası, efendim, üzerinde fazla düşünmedim. Open Subtitles وأود أن أعرف ما هى نواياك بصدق يا سيدى, لم أفكر كثيراً بالأمر
    Fakat Cidden kuramcı olan diğer insanlarla da konuştum. TED لكني تحدثت إلى أشخاص آخرين ممن كانوا أيديولوجيين بصدق.
    Ve şimdi, teknolojik yanılsamanın büyüsü altında korkularımızı görmezden gelebilir ve Gerçek anlamda etkileşime geçebiliriz. TED والآن، تحت سحر الخداع الإلكتروني، نستطيع تجاهل مخاوفنا ونبدأ بالتفاعل معهم بصدق.
    İçtenlikle, dondurdukları insanların bir zaman sonra hayata döndürüleceğine inanıyor. Open Subtitles انهم يعتقدون بصدق القتلى هم الحفاظ على ستتم اعادته الى الحياة في وقت لاحق في الوقت المناسب.
    Siz buraya gelmeden önce her şeye doğru cevap vereceğimiz konusunda anlaştık. Open Subtitles لقد إتفقنا كلنا قبل أن تأتون لهنا أن نُجيب على أسئلتكم بصدق
    - Hayır, alamam. Ciddiyim. Bunu sen almalısın. Open Subtitles لا لا بصدق أعتقد أنه عليك ان تأخذيها أرجوك أنت تحتاجين إليها أكثر مني
    Doğrusu artık hiç takmıyorum. Open Subtitles يمكنني بصدق قول أنّني لم أعد مهتمّة بعد الآن
    "Son olarak eğer hareketlerim herhangi bir rahatsızlık yarattıysa en içten özürlerimi iletirim." Open Subtitles و على الصعيد الشخصي ان تسببت أفعالي بالضيق لأي أحد أنا اعتذر بصدق
    doğruyu söylüyor, G. Gerçek bu. Open Subtitles إنها تتحدث بصدق ، إنها محقة مائة بالمائة
    Yatırımlarını kaybeden herkesten samimiyetle özür diliyorum Open Subtitles أنا اعتذر بصدق للجميع الذين خسروا أموالهم في الاستثمار
    Birbirimize üç soru soracağız ve dürüstçe cevaplayacağımıza yemin edeceğiz. Open Subtitles كل منا يسأل الآخر ثلاثة أسئلة ونقسم على الإجابة بصدق
    Eğer ben suçluysam, eğer yargılamamda hatalıysam, samimi olarak en büyük tövbekar olurum. Open Subtitles فإن كنتُ مذنبًا، وإن كان حكمي خاطئـًا، فإنني نادم عليه بصدق أشد الندم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more