"بفعل" - Translation from Arabic to Turkish

    • yapmak
        
    • yapmaya
        
    • yapmana
        
    • yapmasına
        
    • yaptı
        
    • yaparak
        
    • yapmayı
        
    • yapmanı
        
    • yapar
        
    • yapmış
        
    • yapmama
        
    • yüzünden
        
    • yapacak
        
    • yapıyor
        
    • yapacaksın
        
    Medyanın aramızda geçenleri öğrenmek için en ufak şansı varsa bunu yapmak istemiyorum. Open Subtitles لن اقوم بفعل هذا لو كان هناك احتمال أن تعرف وسائل الإعلام بشأننا.
    Bu işi bedava yapmaya başladığın anda kanatların çıkmaya başlar. Open Subtitles حينما تبدأ بفعل تلك الأمور بدون مقابل تنمو أجنحتك وقتها
    Biliyormusun beni gerçekten incittin Brian. Ve bunu bir daha yapmana izin veremem. Open Subtitles أنت جرحتني حقاً , براين ولا يمكنني أن أسمح لك بفعل ذلك مجدداً
    Ama aynı şeyi, başka kızlara da yapmasına izin veremezsin. Open Subtitles لا يمكنك ان تسمحى لة بفعل هذا مع فتيات اخريات.
    Sadece bilmekle kalmıyor bu konuda bir şeyler de yaptı. Open Subtitles إنه لا يعلم فقط بل قام بفعل شيئ حيال ذلك
    Böyle yaparak sanki ona sembolik olarak "hoşça kal" diyorduk. Open Subtitles ربما رمزيا كقول الى اللقاء له في عقلي بفعل هذا
    Sana böyle cömert davranan birisine bunu yapmayı nasıl düşünürsün? Open Subtitles إذا كنت تفكر بفعل شئ كهذا بشخص كان كريماً معك
    65 yaşına bastıktan birkaç gün sonra keşfettiğim en önemli şey yapmak istemediğim şeyler için artık vakit harcayamayacak olmamdı. Open Subtitles أهم شيء اكتشفته بعد بلوغي الـ65 بأيام هو أنني لا يمكنني تضييع المزيد من الوقت بفعل أشياء لا أريد فعلها
    Bunu yapmak istememen için gerekçelerin olabilir ama annen çok bilge bir kadındı. Open Subtitles قد تكون لديك أسبابك لعدم رغبتك بفعل ذلك لكن أمك كانت إمرأة حكيمة
    Gençliğimde, 15-16 yaşlarındayken, diğer bütün gençler gibi, sadece neyi seviyorsak ve neye inanıyorsak, onu yapmak istiyorduk. TED حين كنت في عمر الخامسة عشر, مثل كل المراهقين، كنا نقوم بفعل الاشياء التي نحبها , ونؤمن بها.
    Ve sonra anladım ki ona bunu yapmaya vicdanım ermiyor. Open Subtitles و بعدها عرفت أن ضميري لا يسمح لي بفعل هذا.
    Ve en iyi yaptığımız şeyi yapmaya hırsızları pataklamaya devam ettik. Open Subtitles و القيام بفعل ما برعنا في عمله القضاء على الحثالة المجرمين
    Ayrıca Başkanın, son aşamaya gelindiğinde gerekenleri yapmaya gönüllü olacağını sanmıyorum. Open Subtitles ولا أعتقد أنّ الرئيسة راغبة بفعل ما يستلزم في نهاية المطاف
    Bay Diaz'ın bunu yapmana izin vermesi için ne tür bir saçmalık yaptın? Open Subtitles أي نوع من الهراء هو هذا كيف سمح لك السيد دياز بفعل ذلك
    Bunu yapmana izin veren kadınlara yazıklar olsun. Open Subtitles عار على أي امرأة تسمح لك بفعل هذا على أي امرأة تسمح لك بفعل هذا
    Ama aynı şeyi, başka kızlara da yapmasına izin veremezsin. Open Subtitles لا يمكنك ان تسمحى لة بفعل هذا مع فتيات اخريات.
    Pekâlâ, kim yaptı ve mesajı neden yolladı? Nedeni şu. Open Subtitles من الذي يرغب بفعل هذا و لماذا أرسل تلك الرسالة؟
    Unutulmayacak bir şey yaparak, sonsuza kadar minnettar kalınacak bir şey... Open Subtitles بفعل أشياء لا تنسي شئ سأكون ممتن لك به إلي الأبد
    Ama ikimiz de yapmayı planladığın şeye izin vermeyeceğimi biliyoruz. Open Subtitles لكننا نعلم أنني لن أسمح لك بفعل ما تخطط له
    Bir şeyi bir ayda yapmanı söylüyorsa muhtemelen yapması bir yıl sürüyordur. Open Subtitles ،إن أخبرك بفعل أمر خلال شهر .فإنّه على الأرجح يستغرق عامًا كاملًا
    Bunu gece yapar, 15 günlük aralarla üç ya da dört kere bunu bırakır. Open Subtitles تقوم بفعل ذلك أثناء الليل لتبيض ثلاث أو أربع مرات في فترة 15 يوماً
    Bugün aynen bunu yapmış olan bir düzine şirket sayabiliriz. TED نستطيع اليوم الاشارة إلى عدد من الشركات التي قامت بفعل ذلك تحديداً.
    - Üç haftadır eğlenceli bir şey yapmama izin vermiyorsun. Open Subtitles لم تسمحي لي بفعل أي شيء ممتع لمدة ثلاث اسابيع
    İkinci büyük eğilim yüzünden, evliliklerin daha dayanıklı olacaklarını bile düşünüyorum. TED حتى أنني أعتقد أن الزيجات ربما تصبح أكثر إستقراراً بفعل الإتجاه العالمي الثاني العظيم.
    Goodman her zaman yaptığını yapacak ve Hodgins bundan hoşlanmayacak. Open Subtitles قام جوودمان بفعل ذاك الشيء و هوديجنز لن يحب ذلك
    İnsanlar bunu hala yapıyor mu bilmiyorum. TED أنا لا أعرف إذا كان الناس لا يزالون يقومون بفعل ذلك.
    Sana söylediklerimizi yapacaksın, ve her şey yoluna girecek, değil mi? Open Subtitles ستقوم بفعل كل ماطلبناه منك، وكل شيء سيكون على مايرام، صحيح؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more