"تراه" - Translation from Arabic to Turkish

    • gördüğün
        
    • görüyorsun
        
    • görmek
        
    • görüyor
        
    • gördüğünüz
        
    • görmen
        
    • gördüğünü
        
    • gördün
        
    • gördüğünde
        
    • gördüğü
        
    • göstermek
        
    • görmedin
        
    • görmeliydin
        
    • görmeniz
        
    • görüyorsunuz
        
    Senin gördüğün şeyi görmesem bile, nasıl olsa onu göreceğim. Open Subtitles إذا لم أرى ما تراه فسوف أراه في كل الأحوال
    Şimdi neye sahip olduğunu görüyorsun ve neler olacağını kucaklıyorsun. Open Subtitles إنك ترى ما لديك الآن، وتحتضن ما تراه أمام عينيك.
    İnsanların görmek için millerce yol katettiği bir sol dirseği var. Open Subtitles لديها كوع أيسر يمكن للناس أن تراه من على بُعد أميال
    Daha geniş bu bakış açısı ile ne görüyor olurdunuz? TED ما الذي تراه الآن من وجهة النظر الأوسع؟
    Burada gördüğünüz prototip tek bir yolcu ve valiz taşımak üzere tasarlandı. TED النموذج الأوليّ الذي تراه هنا تمّ تصميمه لحمل راكب واحد مع أمتعته.
    Oraya bayılacaksın. görmen için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles ،سوف تحب المكان هناك لا أطيق الصبر حتى تراه
    Şimdi, oraya bakmanı istiyorum ve bana ne gördüğünü söyle. Open Subtitles والآن، أريدك أن تنظر في الأسفل هناك وتخبرني بما تراه.
    sen sadece Karanlık Lord ne istediyse onu gördün şimdi kehaneti bana ver. Open Subtitles انت ترى فقط ما يريدك سيد الظلام ان تراه الآن اعطنى النبوءة
    Öyleyse başka yerde gördüğün gerçeklik kadar gerçek, değil mi? Open Subtitles أذاً، فهو حقيقى تماماً كالواقع الذى تراه أيضاً، أليس كذلك؟
    Bir dahaki sefere yüzüm, dünyada son gördüğün en son şey olacak. Open Subtitles لأن المرة القادمة التى ستراه سيكون أخر شئ قد تراه.على هذه الأرض
    Eğer gördüğün hoşuna gitmediyse, o zaman fişi çekmek gerek Open Subtitles اذا لم يرق لك ما تراه فانزع عينيك من راسك
    Onlar gibi olmadığını biliyorum, kurban ne görüyorsa sende onu görüyorsun. Open Subtitles أنا أعلم أنك لا تعمل مثلهم، أن ترى ما تراه الضحية.
    Bir gün haça bakıyorsun ve çarmıhta ölmek üzere olan bir adamı görüyorsun. Open Subtitles فى احد الايام تنظر الى المصلوب ، وكل ما تراه هو رجل يموت على الصليب
    Erkekler buraya geldiğinde ne görüyorsun? Open Subtitles أخبرني ما الذي كنت تراه عندما يكون لدي رفيق
    Ama o zamana kadar, görmek isteyene kadar birlikte kahve içemeyiz. Open Subtitles ولكن عندما تريد أن تراه لن يجدى.. أن نذهب لشرب القهوة
    Adamı her gün işte görmek çok zor olsa gerek. Open Subtitles لابد وأن الأمر كان صعباً بأن تراه أمامك كل يوم
    Yılda iki kez onu görüyor. Open Subtitles أنها أم أيميل وهي تراه مرة أو مرتين في السنة
    Ve burada gördüğünüz şekilde sonuçlanır, bir rasyonalite sonucu olduğunu düşünmeyeceğiniz bir biçimde. TED وتقوم بـاستنتاج الشيء الذى تراه هنا والذي لن تتوقع أن يكون نتيجة للمنطق
    Keşke görmen gereken adamın adını hatırlayabilseydin. Open Subtitles فاذا فقط تذكرت أسم الرجل المفترض أن تراه
    Doktor gibi konuşmayı kes de bana ne gördüğünü söyle. Open Subtitles توقف عن الحديث معي و كأنك طبيب أخبرني بما تراه
    Bak, bu işi yaptın ve senin adına mutluyum. Dışarıda her ne görmek istiyorsan gördün. Senin için "deneyim" oldu. Open Subtitles فعلتها و أنا مسرور, رأيت ما أردت أن تراه في الخارج , جربت و الآن عدت
    Onu bir daha gördüğünde, onun benim kahramanım olduğunu söyle. Open Subtitles عندما تراه في المرة القادمة فأخبره بأنه هو مثلي الاعلى
    Tyra büyük ihtimalle Gibbs'in onun görmesini istemediği bir şey gördüğü için öldürüldü. Open Subtitles لقد أطلق الرصاص على، تايرا لأنها رأت أمر ما لم يرغب بأن تراه
    Belki sana yardımcı olabilirim. göstermek istediğim bir şey var. Open Subtitles ربما يمكنني مساعدتك في هذا لدي شئ أريدك أن تراه
    - Hortum ne yapabilir görmedin! - Az önce gördüm! - Hiç görmedin! Open Subtitles لم تر أبدا ما يمكنه أن يفعل لقد رأيت لتوى لم تراه أبدا
    Bunu biliyor muydun? Gitmeden önce Lucius'a gösteriyordu. Onu görmeliydin. Open Subtitles لقد أرى لوشيوس قبل أن يغادر كن يجب أن تراه
    Eğer izin verirseniz efendim, görmeniz gereken bir video var. CTU sunucusundan gerebilirsiniz. Open Subtitles اذا سمحت لى, هناك ملف فيديو يجب أن تراه انه على سيرفر اختارته وحدة مكافحة الارهاب
    'Farece' konuşmuyoruz tabi ki. Bunun yerine bir mandalımız var. Hayvan eğitimlerinde standart bir yöntem ki onu şurada görüyorsunuz. TED نحن لا نتحدث بلغة الجرذان، ولكن لدينا الطقاقه، طريقة قياسية لتدريب الحيوانات، الذي تراه هناك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more