"حياته" - Translation from Arabic to Turkish

    • hayatını
        
    • hayatı
        
    • hayatında
        
    • hayatına
        
    • hayat
        
    • hayatından
        
    • hayatındaki
        
    • hayatta
        
    • canını
        
    • yaşamı
        
    • hayatının
        
    • yaşam
        
    • hayatıyla
        
    • yaşamını
        
    • hayata
        
    Sadece son 3 yıl içinde, 12.000'den fazla mülteci hayatını kaybetti. TED خلال الثلاث سنوات الماضية فقط، فقد أكثر من 12000 لاجئ حياته.
    Onunla ilgilenmezseniz, kendinizi, onun hayatını şekillendiren durumları düşünmek için gereken manevi yükümlülüğe sahipmiş gibi görmek zorunda olmazsınız. TED وإذا كنتم لا تهتمون به، لا ينبغي عليكم أن تشعروا بوجود التزام أخلاقي للتفكير حول الظروف التي شكلت حياته.
    Bana karşı çok iyi, beni seviyor, benim için hayatını değiştirdi. Open Subtitles كان جيدًا جدًا معي و يحبني و غيّر حياته من أجلي
    Anımsayın, ben 60'larda hayatı seramik sayesinde kurtulan siyah çocuğum. TED تذكرون انني الفتى الاسود من الستينيات انقذت حياته بواسطة السيراميك.
    Chris Anderson: Pekâlâ, neredeyse tüm hayatı boyunca pandemi konusunda endişelenen biri var. TED كريس أندرسون: حسناً، إنه رجل قلق من الأوبئة كثير جداً في كل حياته.
    Kötü niyetli ağızlar, hayatında ilk defa... aşık olduğunu bile söylüyorlar. Open Subtitles حتى أن الألسنة الحاقدة تقول أنه يُحب لأول مرة في حياته
    Bir aşığın hayatına son verdiği yerde, afetler eksik olmaz. Open Subtitles عندما ينهي حبيب حياته فإن القرية سوف يحل بها الكوارث.
    DeSilva, bana hayatını alacak yöntem hakkında birkaç şey okuduğunu söyledi. Open Subtitles وقال ديسيلفا لي انه قد قرأت عن الأسلوب الذي سيستغرق حياته.
    Yeter ki Tony'yi senden uzakta kendi hayatını kurması için serbest bırak. Open Subtitles فقط اذا سمحت لتونى بالخروج بحرية وان يكون لديه حياته بعيدا عنك
    Yanlış zenciyi linç edemezsin ve bu adamın hayatını kurtardı. Open Subtitles لا تقتل الزنجي الخطأ دون وجه حق وقد أنقذ حياته
    Gerçek bir evi yoktu, hayatını çalan adamı bulma adına gerçek amacından sapmıştı. Open Subtitles ليس له بيت محدد وتاه فى البرية في بحثه عن من سرق حياته
    Bir başkasını kurtarmak için kendi hayatını tehlikeye atan kimse kötü olamaz. Open Subtitles لا أحد الذين يخاطرون حياته الخاصة لحفظ آخر يمكن أن يكون الشر.
    Ve artık ona çocukluğu ve hayatı hakkında ve diğer şeyler hakkında hikayeler anlatmaya hazırız, ve bir sürü macerasını. TED ونحن الان مستعدون لكي نتدخل في خضم طفولته وفي حياته وكل شي سيسير من حولك وسوف تواجه العديد من المغامرات
    hayatı boyunca topal gezecek, çünkü Eddie, masasının altındaki tabancayla onu dizinden vurdu. Open Subtitles سيعرج بقية حياته لأن إدي أصابه في الركبة بمدفع كان يخبأه تحت مكتبه
    Bahse girerim, hayatı boyunca bir gece bile evinin dışında kalmamıştır. Open Subtitles أراهن أنه لم يقض ليلة واحدة بالخارج طيلة حياته بالطبع لا
    Ponce de Leon hayatı boyunca gençlik kaynağını bulmaya çalıştı. Open Subtitles بونس دي ليون بحث طوال حياته كلها عن نافورة الحياة
    Onu, ne olursa olsun babasının onun hayatında olduğu konusunda rahatlatmak istedim. Open Subtitles اردت أن اؤكد انه رغم ما قد يحدث سيظل ابيه فى حياته
    15 yıl sonra, mahvolmuş hayatına geri dönüp baktığı zaman... Open Subtitles خمسة عشر عاما من الآن و سيرى كيف ستصبح حياته
    Bir süre kamyon şoförlüğü yapmış. Ama hayat onu hep hemşireliğe geri çekmiş. TED قام بقيادة الشاحنات لبعض الوقت، ولكن مسار حياته كان دائماً يرجعه إلى التمريض
    Onun seni hayatından çıkardığı gibi sende onu çıkarıp at. Open Subtitles بنفس الطريقة كما اخرجك من حياته اخرجيه انتى من حياتك
    hayatındaki onca şey içinde en çok onunla gurur duyuyordu. Open Subtitles كان فخورا به اكثر من أي شيء فى حياته كلها
    Brick hayatta futbol oynayıp içmekten başka bir şey yapmadı. Open Subtitles بريك لم يحمل مسؤلية شئ فى حياته الا كرة القدم
    O küçük kızın emniyette olması için canını feda etti. Open Subtitles لقد دفع حياته مقابل أن يعرف أن الفتاة ستكون بأمان
    yaşamı boyunca peşinden gittiği amacın arayışı içinde bulunduğu bir dönemde. Open Subtitles هو في مرحلة بحثه عن الهدف منها لقد تابع حياته كلها
    Kendi hayatının senin için bir değeri yoksa, belki onunkinin vardır. Open Subtitles إذا كانت حياتك لا تعني لك شيئاً ربما تعني حياته لك.
    O zamanlar, 15 yıl önce, canlı bir beynin içine bakma ve yaşam süresi içerisindeki gelişimini takip etme imkanına sahip değildik. TED وفي ذلك الوقت ، أي قبل 15 عاماً، لم يكن لدينا القدرة على النظر داخل دماغ إنسان حيّ ومتابعة التطور خلال حياته.
    Devletin elinde Mike'ın günlük hayatıyla ilgili yüzlerce böyle fotoğraf var. TED تمتلك الحكومة مئات الصور كهذه عن مايك اثناء قيامه بشؤون حياته اليومية.
    Biliyorsun, Dells'de birkaç gece evvel öğrencilerimizden biri yaşamını yitirdi. Open Subtitles تعلم ان احد طلابنا فقد حياته منذ عدة ايام مضت
    Tam hayata tutunmaya çalıştıkları anda iki tane kurşun onların sonu oldu. Open Subtitles عندما سنحت له الفرصة في العيش أخيراً، قد سلبت حياته بواسطة رصاصتين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more