"دام" - Translation from Arabic to Turkish

    • sürece
        
    • Dam
        
    • Damme
        
    • sürdü
        
    • süren
        
    • Damn
        
    • eğer
        
    • varken
        
    • Dame
        
    • sürmüş
        
    • devam
        
    • sürmüştü
        
    Sıcak su ve temiz çarşaflar olduğu sürece bir süre orada kalacağım. Open Subtitles لذا ما دام هناك ماء دافى و ملائات نظيفه سأبقى هناك لفتره
    Bu da diğerleri haklı olduğu sürece işe yarıyor. TED اقصد، إن هذا يعمل ما دام أنه صحيح للآخرين.
    Bana zarar verecek olursan Dam Yeo Wool'ü bir daha asla canlı göremezsin. Open Subtitles ان قمت بأذيتى لن تتمكن من ريؤة دام يو وول حية ابداَ مجدداَ
    Az önce Yeo Joo Hanım benden Usta Dam'ı aramamı istedi. Open Subtitles فى الوقت الراهن انا والمربية نبحث عن المدربة دام
    Şortunu çekiştirirken Jean Claude Van Damme'a tezahürat edebilecek. Open Subtitles الملائم لملابس الشورت :الممتع أثناء مشاهدة "جين كلاود فان دام"
    Ve dediğim gibi, ilacın çok azını veriyorduk ve etkisi haftalarca sürdü, yani antidepresanlarda gördüğünüz şeyler gibi değiller. TED وكما قلت، أعطينا مقدارً ضئيلاً من العقار، والذي دام لأسابيع، وهو لا يشبه أي شيء رأيتموه مع مضادات الاكتئاب.
    DANİMARKA, MAYIS 1945 Beş yıl süren Alman işgali sona erdi. Open Subtitles الدنمارك ، مايو 1945 بعد نهاية احتلال ألماني دام 5 سنوات
    Yani veriye sahip olduğunuz sürece isteğiniz üzerine parçayı üretebilirsiniz. TED ما دام لديك بيانات تستطيع صنع الجزء عند الحاجة
    Bir yolcu gemisi ile olmadığı sürece seyahat etmeyi seviyor. TED يحب السفر ما دام الأمر لا يتطلب ركوب البحر
    Sonuçta, dünyanın kirletilmesinden elde edilecek bir rant olduğu sürece... şirketler ve bireyler istediklerini yapmaya devam edeceklerdir. Open Subtitles أخيرا ، ما دام هناك من يربح من تلويث الارض الشركات والأفراد سوف يواصلوا القيام بما يريدون
    Çok haklısın George. MacKenzie olduğu sürece bütün isimler olur. Open Subtitles أنت على حق تماما، جورج أي شيء على ما يرام ما دام يتناسب مع ماكنزي
    - O herhangi biriyle çıkabilir... bu kişi bir kız ve istekli olduğu sürece. Open Subtitles إلى أي درجة هو قد يخرج مع أى أحد ما دام ذلك الشخص فتاةً ولا تمانع
    Bu adamlar birden karşımıza çıktı ve Usta Dam.. Open Subtitles اولئك الناس ظهروا فجأة .. و هاجموا المدربة دام
    Gidip Lee Soon Shin'i öldürürsen Dam Yeo Wool'ü serbest bırakırım. Open Subtitles اذا ذهبت وقتلت لى سون شين سأبقى على حياة دام يو وول لكن اذا لم تستطع قتل لى سون شين
    Yarın sabah güneş doğana kadar bana Lee Soon Shin'in kellesini getirmezsen bu ikisinin ve Dam Yeo Wool'ün hayatları sonsuza kadar yok olur gider. Open Subtitles و اذا لم تأتينى برأس لى سون شين فأرواحهما و ايضا روح دام يو وول ستختفي للابد
    Jean-Claude Van Damme'nin orada olacağına dair bir söyleti var. Open Subtitles توجد أشاعات بأن "جان كلود فان دام" سيكون هناك
    Büyük hayranınızım, Bay Van Damme. Open Subtitles أنا من المعجبين بك، يا سيد فان دام.
    Demek istediğim, Seagal ve Van Damme Rambo'nun sadece ucuz taklitçileri. Open Subtitles ‫أعني، (سيغال) و(فان دام) ‫ليسوا سوى تقليد رخيص
    Sadece üç dakika sürdü. Çizburger yemek veya sevişmek gibi. Open Subtitles دام فقط ثلاثة دقائق، كتناول شطيرة بيرغر أو ممارسة الحبّ
    Guatemala 36 yıl süren silahlı bir çatışmanın yaralarını sarıyor. TED تتعافي جواتيمالا بعد صراع عسكري دام 36 عاما.
    Yağmur, çamur fark etmez. Van Damn her zaman dakiktir. Open Subtitles "لتسطع الشمس أو يهطل المطر فان دام) دومًا على الموعد)"
    eğer gerçekten bittiyse neden son üçü çekmek için para harcıyorlar? Open Subtitles دام أنهم يريدون إيقافة لماذا يصرفون المال لتصوير المسلسلات الاخرى ؟
    Bundan kaçınma imkanımız varken kimsenin zarar görmesine gerek yok. Open Subtitles لا حاجة لأن يتأذى أحد ما دام بإمكاننا تفادي ذلك.
    Notre Dame'a neyi kaçırdıklarını gösteremeyeceğim. Open Subtitles لن أكون قادرا على إظهار نوتر دام ما غاب عن.
    Arama bir dakikadan az sürmüş ve Doğu yakasında bir ankesörlü telefondan yapılmış. Open Subtitles إتصال دام أقل من دقيقة وتتبعته إلى هاتف عملة في الجانب الشرقي البعيد
    Bu olay yaklaşık 6 ay sürmüştü. Open Subtitles دام هذا الأمر لحوالي سنة و نصف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more