"ذنب" - Translation from Arabic to Turkish

    • suçu
        
    • günah
        
    • suçluluk
        
    • hatası
        
    • suçlu
        
    • günahtır
        
    • suç
        
    • günahı
        
    • hatan
        
    • Kuyruğu
        
    • suçluluğunu
        
    • suçun
        
    • suçunu
        
    • suçlusu
        
    • günahsız
        
    O sadece bir tiyatro yönetmeni. Bu onun suçu değil. Open Subtitles إنه مجرد مخرج مسرحي ليس له ذنب في ما حصل
    Belki Justine Sacco'nun suçu bunda Randy Newman kadar iyi olmamaktı. TED ربما ذنب جوستين ساككو هو أنها لم تكن جيدة مثل راندي نيومان.
    Ama önceden de pederdin! Bu bir günah! Bir günah! Open Subtitles لكنك الآن أنت كاهن سيعد هذا الآن ذنب ، خطيئه
    Ama bir şekilde kaçma iradeni kaybettiysen suçluluk veya utanç gibi şeyler dolayısıyla bu yükten kurtulsan iyi edersin. Open Subtitles ولكن إذا فقدتى الرغبة فى الهروب بسبب ذنب أو عار أو شئ ما من الأفضل أن تتخلصى من هذا
    İşçilerin de hatası, çünkü çalışıyorlar, ve kendilerine ödeme yapılmasını istiyorlar. Open Subtitles إنه ذنب العمال لأنهم يعملون ويريدون أجراً على عملهم
    Bazen olanlardan kimse suçlu değildir. Open Subtitles أحيانًا تحدث أشياء سيئة، ولا تكون ذنب أحد
    -Asla kimsenin suçu değildir! Open Subtitles ليس خطأ أحد دائماً؛ إنه دائماً ذنب شخص آخر
    Eğer kadın kısırsa, bu kilisenin suçu değil. Open Subtitles إن كانت تعاليمنا عاقرًا في اليابان فهذا ليس ذنب الكنيسة
    Bu, inananları kiliseden ayırmaya çalışan sen ve halkının suçu. Open Subtitles بل ذنب أشخاص مثلك يا سيّد إنواي الذين يحاولون الحيلولة بين الكنيسة وأتباعها
    Bizim erkeklerin suçu, çünkü hepsi savaşta ölmeye gittiler. Open Subtitles إنه ذنب رجالنا, لأنهم ذهبوا ليموتوا فى الحرب
    Tanrımıza hizmet için yapılan hiçbir davranış asla günah sayılamaz. Open Subtitles لا يوجد أي خدمة تتم من أجل الإله وتُسمى ذنب.
    Ama affetmeyeceği tek bir günah var... eğer bir kadın, bir erkeği yatağına çağırdığında... erkek gitmiyorsa. Open Subtitles لكن هناك ذنب واحد لَنْ يَغْفرَه لأحد: إذا كانت هناك إمرأة تدعو رجلاً ..إلى سريرِها.
    Eşcinsel ilişkinin birini öldürmekten daha ağır bir günah olduğunu düşünüyor gibisiniz peder. Open Subtitles هو تقريبا كما تفكر أنت , لواطة هل هناك ذنب كبير أخر من قتل احد ما ايها الخوري
    Bir suçluluk kompleksi senin adına konuşuyor. Open Subtitles مهمـا كـانت هويتك، إنهـا لعقدة ذنب أن يخرج منك مثل هذا الكلام
    Sana bunu söylüyorum, çünkü Bert'le yapacağın evlilikten dolayı suçluluk duymamanı istiyorum. Open Subtitles انني اقول لك كل هذا حتى لا تشعرين بأي ذنب تجاه الزواج من بيرت
    İyi çalışıyor çünkü ne bir utanç ne bir suçluluk, ne de akıbet var. Open Subtitles إنه يعمل لانه ليس هناك ذنب ليس هناك عذاب , ليس هناك عواقب
    Sadece onun hatası olmadığını bilmesini istedim. Open Subtitles أردت فقط له أن يعرف انه لا ذنب له جيمي يحبك
    - Sana göre her problem başkasının hatası. Open Subtitles أي مشكلة هي ذنب شخص آخر , هل سمعت عن مقولة :
    Uh, tarafsızlık Teal'c'in suçlu olup olmadığı hakkında önceden bir fikri... olmayan bir kişiyi gerektirir. Open Subtitles النزاهة تتطلب شخص ما لم يشكل رأي بعد حول ذنب أو براءةِ تيلك
    Hayır, hayır. Böylesi fena bir ölüm hakkında bu şekilde konuşmak günahtır. Open Subtitles كلا ، كلا ، إن الحديث عن الموتي بهذا السوء لهو ذنب
    Çok fazla suç kompleksi var, ama annesi Opus Dei üyesiymiş. Open Subtitles إنه يعانى من عقدة ذنب هائلة، ولكن هذا مفهوم بسبب انتماء أمه إلى الأوبس داى
    şeytani yaratık bu 3 hayat eder. öldürmenin günahı büyüktür onlar şeytanlar kelime oyunu yapma? Open Subtitles مخلوق شرير هؤلاء ثلاثة أرواح لقد تفاقم ذنب القتل لديك لقد كانوا شياطين
    Ağabeyi sorunlarını halletti, senin hatan değildi. Open Subtitles شقيقه أراحه من مشاكله. الآن، لم يكن لك ذنب بذلك.
    Çorak ve kapkara olan buzulun artık parıldayan bir halesi ve bir Kuyruğu var. Open Subtitles الجبل الجليدي القاتم و الموحش يتوشح الأن بهالة متوهجة و ذنب.
    Görüyorsun ya, senden evvel... o soru formu, ülkenin suçluluğunu test etmek için hazırlanmış. Open Subtitles .. ترى مسبقاً أن الاستبيان مصمم ليختبر ذنب الدولة
    Ve senin, sana verilen görevi yerine getirmen dışında bir suçun yok. Open Subtitles وأنت لا ذنب لك بلا شيء سوى أداء المهام الموكلة لك
    Her şeyin suçunu babana yüklemek en iyisi. İlk Gümüş Zil Cinayetinin işlendiği evden çıkıp, kayınvalidenlerin evine, saatte 128 km yaparak ulaştın. Open Subtitles من الأفضل ان تدع والدك يتحمل ذنب كل شيء لقد غادرتك لتو بيت اول جريمه لقاتل الاجراس الفضيه
    Onca sene bir kez olsun ölümlerinin suçlusu benmişim gibi davranmadın. Open Subtitles أعني، طيلة هذه السنين، لم يحدث ولو مرة واحدة، أن عاملتيني كما لو كان ذنب موتهما في رقبتي أنا.
    Ve günahsız olmak katıksız affetmeyi gerektirir. Open Subtitles ولكي تكون غير ذي ذنب يجب أن يكون هناك مسامحه مطلقة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more