"سلطة" - Translation from Arabic to Turkish

    • salata
        
    • yetkisi
        
    • güç
        
    • güçlü
        
    • yetkin
        
    • salatasını
        
    • yetkim
        
    • yetkiniz
        
    • yetkili
        
    • salatasından
        
    • salatasına
        
    • gücün
        
    • gücünü
        
    • otoritesi
        
    • salatalı
        
    Biri için büyük salata satın alıyorsun, bunu onların bilmesi güzel olurdu. Open Subtitles عندما تشتري سلطة كبيرة إلى شخص ما فمن اللطيف أن يعرف ذلك.
    Eğer sofra terbiyem beni yanıltmıyorsa sol korneadaki çıkıntı bir salata çatalı. Open Subtitles إذا يخدمني حقّ الآنسة مانيرس، ذلك النتوء من قرنيته اليسرى شوكة سلطة.
    Tamam, hafif salata... zayıf somon ve bir bardak beyaz şarap. Open Subtitles اذاً .. سلطة خفيفة سلمون طري و كأس من النبيذ الأبيض
    O zaman bilirsin. Ordunun kendi personelini yargılama yetkisi vardır. Open Subtitles يفترض أن تعلم ذلك إذن فالجيش له سلطة على أفراده
    Diktatörlükte, güç şiddet tehdidi altında ortaya çıkar, yönetilenin rızasıyla değil. TED في الديكتاتورية، تبرز سلطة الدولة من التهديد بالقوة، وليس موافقة المحكوم.
    Liderler güçlü pozisyona sahiptirler... ...veya yetki. Fakat öncülük yapanlar bizlere ilham verirler. TED قادة يشغلون منصب سلطة أوقوة، لكن من يقودون يلهموننا.
    Kaçmışsın. Ne getireceğimi bilemedim, ben de salata getirdim. İnsandan yapılma! Open Subtitles لم أعرف ما الذي أحضره, لذا قمت بصنع سلطة من الناس
    Belki bir dahaki sefere, salata veya yeşillik yapmayı düşünebilirsin. Open Subtitles ربما يمكنك التفكير بصنع سلطة او خضروات في المرة القادمة
    Pekâlâ, küçük bir salata ve iki dilim peynir alayım. Open Subtitles حسناً. سأتناول طبق سلطة صفير و مغرفتين من الجبن الريفي
    Beni götürdüğün sözde doktor, kurşunu bir salata maşasıyla çıkarttı. Open Subtitles الطبيب المزعوم الذي جلبته لي اخرج الرصاصة بواسطة ملقط سلطة
    Kahvaltıda salata yiyen adam söylüyor. - Şampanyadan nefret ederim. Open Subtitles كلام الرجل اللذي يأكل سلطة في وجبة الافطار اكره الشمبانيا
    Bütün okullarımıza salata büfeleri koydum. TED قمت بوضع مناضد سلطة في جميع مدارسنا عندما ترأست عملي.
    Bence Stevie güzel bir yumurtalı ekmek ister ve ben de karışık salata alacağım. Open Subtitles اعتقد ان ستيف سيأخذ بيضة مسلوقة على قطعة توست وانا سأتناول سلطة مشكّلة
    Katı kuralları uygulama yetkisi bana verilmedikçe teklifleriniz benim için kabul edilemez. Open Subtitles مالم يكن لدي سلطة لفرض أمر صارم.. فإن خططك غير مقبولة لدي..
    O zaman neden şirketiniz kadınları güç sahibi olacak yerlere terfi etmeyi istemiyor? Open Subtitles حسناً إذا لماذا شكركتكِ لا ترغب بترقية النساء إلى مناصب أكثر سلطة ؟
    Son derece güçlü sosyal kurumlardır, ve özelliklerinin bir çoğu, önceki özelliklerine dayandırılabilir ve bunları da en iyi, tümden gelimle anlayabiliriz. TED مؤسسات ذات سلطة اجتماعية كبيرة ويمكن تتبع الكثير من ملامحها الى ملامح الماضي لكي نستطيع فهمها من خلالها عكس هندسة أصل الدين.
    Şu anda görüşmeleri ben yapıyorum; seninse hiçbir yetkin yok. Open Subtitles أنا من سيجري اتصالاته الآن لن يكون لك أي سلطة
    Önce domates salatasını sonra da evlenmeyi önerdim. Open Subtitles اقترحت لديه سلطة الطماطم، ثم اقترحت نتزوج.
    Hartum'dan tüm Mısırlıları boşaltmak dışında hiç bir yetkim yok. Open Subtitles ليس لدي أي سلطة خارج اخلاء كل المصريين من الخرطوم.
    Ayrıca bütün sorumluluk sizde ancak hiçbir yetkiniz yok, çünkü hükûmetler aldıkları her kararda bağımsızdır. TED و تكون عليك كل المسؤولية، و لكن ليس لديك أي سلطة على الإطلاق، لأن الحكومات ذوات سيادة في كل قراراتها التي تتخذها.
    Lastik tekerleklerin satışını yasaklamaya da yetkili değildik. Open Subtitles و لم يكن لأدارتنا سلطة ايقاف عمليات بيع الأطارات مطاطيه
    Şu lezzetli patates salatasından biraz daha alabilir miyim? Open Subtitles هل لديك كمية اخرى من سلطة البطاطا الشهية
    Biri şu beyaz kıza yardım etsin. Patates salatasına yumurta kabuğu kaçırıyor. Open Subtitles ليساعد أحدكم تلك الفتاة البيضاء إنها تسقط قشور البيض في سلطة البطاطا
    O yüksek gücün, çoktan senden vazgeçtiğinin aşikar olduğunu düşünmüyor musun? Open Subtitles ألا تعتقد أنه من الواضح أنى أعلى سلطة بالفعل تخلت عنك؟
    Birisinin gücünü kullanarak onun kim olduğunu bulmaya çalıştığını söyledi. Open Subtitles شخص كان يرتب إستحواذ سلطة كان يحاول أن يعرف من
    Bu uğursuz başlangıçla Golding’in anlatımı, yetişkin otoritesi olmadan iş birliğinin nasıl mahvolduğunu açığa çıkarır. TED من هذه البدايات المشؤومة، يكشف سرد غولدنغ مدى سرعتهم في التعاون في ظل عدم وجود سلطة من الكبار.
    salatalı olmamış. Sert ve. kıtır kıtır olmamış. Open Subtitles لم تصبح سلطة تونة لم يكن لها صوت أثناء الأكل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more