"سوداء" - Translation from Arabic to Turkish

    • kara
        
    • zenci
        
    • karanlık
        
    • siyah
        
    • koyu
        
    • Sade
        
    • siyahi
        
    • siyahtı
        
    • simsiyah
        
    • kapkara
        
    Facebook, Google veya YouTube reklamlarına sınırsız para harcayabilirsiniz ve kimsenin haberi olmaz çünkü tam bir kara kutu. TED ويمكنك إنفاق أي مبلغ من المال على إعلانات الفيسبوك أو جوجل أو اليوتيوب. ولا أحد سيعرف، لأنها صناديق سوداء.
    Eylemlerin bölüğe ve benim kişiliğime karşı kara bir leke oluşturuyor. Open Subtitles تركت علامه سوداء فى جبين هذه السريه وفى جبينى انا شخصيا
    zenci bir kutup ayısı bulmak zenci bir kız bulmaktan kolaydır. Open Subtitles سوف تعثر على دب أسود قبل أن تعثر على زميلة سوداء
    -Teşekkürler. Bayım, alnınızda karanlık bir sis var ... -Defol! Open Subtitles سيدى لقد رأيت علامه سوداء على جبهتك اغرب من هنا
    Bir parça İsviçre peynirinde görüldüğü gibi siyah bir zeminde bir küp olarak. TED كمكعب , على خلفية سوداء كما يرى من خلال قطعة من الجبن السويسري
    Carlotta'nın saçının biçiminde koyu renk peruk takmış, gözlüklü ve siyah giysili Open Subtitles بمساعدة باروكة سوداء تشبه شعر شارلوتا ادامز, وفى فستان اسود ونظارات سوداء,
    Bir çörek, Sade kahve. Öğlene kadar yiyeceğin bu. Open Subtitles فقط بيضة واحدة , كعكة واحدة وقهوة سوداء هذه هى حصتك الى وقت الغذاء
    Siz Salem halkı sanırım... tüm bu kara kedilere, cadılara ve uydurmacalara inanıyorsunuz. Open Subtitles أتعلمون نحن هنا فى مدينة السلام وكل شىء هنا, قطط سوداء والساحرات وأغراضهم
    kara bir kediyi kırık bir ayna üzerinde... ay modülünün merdiveni altında yürüttük. Open Subtitles لقد جعلت قطة سوداء تسير فوق مرآة مكسورة تحت نموذج مصغر للوحدة القمرية
    Sanırım buranın tek eksiği, gıcırdayan bir şey ve bir kara kedi. Open Subtitles أعتقد أن الشيء الوحيد المفقود الآن هو قطة سوداء وأشياء تصدر صريراً
    Bu son derece uçucu olan kara madde birazcık da mısır. Open Subtitles .. إنها مادة سوداء شديدة الخطورة بالاضافة إلى بعض حبات الدرة
    Hep etrafımı çevreleyen kara bulut gibi bir şey vardı. Open Subtitles لطالما كان هناك شيء مثل سحابة سحابة سوداء تُخيّم عليّ
    Etrafımı çevrelemiş kara bulut gibi bir şey vardı hep. Open Subtitles لطالما كان هناك شيء مثل سحابة سحابة سوداء تُخيّم عليّ
    zenci olup da yardıma ihtiyacı olmak nedir bilir misin? Open Subtitles هل تعرفين معنى أن تكوني سوداء و تحتاجين لمن يقلك؟
    Buralarda gördüğün her zenci kadın benim annem olabilir mi? Open Subtitles تظنّين أنّ أيّ إمرأة سوداء هنا يُمكن أن تكون أمّي؟
    Morello ve böcek gözlü zenci kız kaka olayını fark ettiler. Open Subtitles وجد موريلو وفتاة سوداء من الشوائب العينين خارج عن الشيء أنبوب.
    Ancak bizim karanlık bir lanetimiz, sihirli fasulyemiz veya gümüş ayakkabılarımız yok. Open Subtitles لكنْ ليست لدينا لعنة سوداء أو حبّة فاصولياء سحريّة أو خفّان فضّيان
    Veya onlar okyanusları hiçbir şey vaat etmeyen karanlık ve kasvetli yerler olarak mı kabul ediyorlar? TED هل هم يظنون أن المحيطات سوداء و كئيبة وليس لديهم شىء ليقدموه؟
    Tam belli değil, giysileri koyu renk. Boyu hedeften kısa olabilir. Open Subtitles لا يُمكنني الجزم، الملابس سوداء ربما الطول أقل من طول الهدف
    Lütfen bir domates suyu, Sade kahve ve bir masör. Open Subtitles هل لك أن ترسل لي عصير طماطم قهوة سوداء.. والمدلك!
    2012 yılında siyahi bir kadın doğum sırasında beyaz bir kadına göre 10 kat fazla ölme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. TED امرأة ذات بشرة سوداء في سنة 2012 واجهت خطر الوفاة أكثر من 10 مرّات عند الولادة مقارنة بامرأة ذات بشرة بيضاء.
    Bazılarını tutanların elleri beyaz, bazıları siyahtı. TED بعض منها تحمله أيادي بيضاء، والبعض الآخر أيادي سوداء.
    Akciğerleri simsiyah olmuş günde iki paket sigara içmesi yüzünden olmalı. Open Subtitles رئتيه كانتا سوداء ما أظن من عادة علبتين بمعدل كل يوم
    Silahlar art arda patlıyordu. Gökyüzü kapkara olmuştu. Open Subtitles الطلقات كانت تخرج كالقنابل والسماء سوداء من الآلات الجهنمية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more