"سيء" - Translation from Arabic to Turkish

    • fena
        
    • bir
        
    • yazık
        
    • korkunç
        
    • boktan
        
    • iyi
        
    • kötüdür
        
    • yanlış
        
    • çok
        
    • kötüsün
        
    • kötüyüm
        
    • - Kötü
        
    • değil
        
    • hiç
        
    • kötü mü
        
    Kız tarzımı beğendiğini söyler, Bence o bana fena hasta... Open Subtitles هي قالت بأنها تحب غنائمي, انا اعتقد انها سيء بما
    Aslında tek bir ölçüm var. Eğer film milletin çıkarlarına hizmet ediyorsa iyi bir filmdir; milletin çıkarlarına hizmet etmiyorsa kötü bir filmdir. TED يوجد مقياس واحد فقط لذلك: إن كان الفيلم يخدم أهداف الأمة، فهو فيلم جيد. وإن لم يخدم الفيلم أهداف الأمة، فهو فيلم سيء.
    Ne yazık ki bayan Carr şeytanın ayrıntıda gizli olduğundan bihaber. Open Subtitles سيء جدا انسه كار ألا تعلمي ان الشيطان يكمن في التفاصيل
    Tünel girmek için korkunç ama çıkmak için harika bir yer. Open Subtitles إن النفق طريق سيء في الدخول لكنه طريق جيد في الخروج
    boktan bir otel restoranındaki garsonun müstesna acılarına hoş geldin. Open Subtitles مرحبـا بـك في التصنيف الخـاص للنـادل فـي مطعـم فنـدق سيء
    Bazen bu kötüdür maymunlardan insanlara mutasyona uğrayan bir virüs gibi. Open Subtitles في بعض الأحيان هو سيء كتحور الفيروس من القرود إلى الإنسان
    yanlış ayak üzerinde yakalandınız,John. Bu yüzden beni kötü adam zannediyorsunuz. Open Subtitles اشعر أننا بدأنا بداية غير جيدة لهذا تعتقد أنني شخص سيء
    Ki hiç fena değil. Fakat Peyton dört tane attı. Open Subtitles الذي هو ليس سيء , ماعدا بيتن كان لديه أربعة
    Bölgemi fena halde böldüler, uyuşturucu satmayı bırakmak zorunda kaldım. Open Subtitles لقد قسموا منطقتي بشكل سيء وأضطررتُ للتوقف عن بيع المخدرات
    Delikanlı hakkında kötü konuşmak istemem ama fena hâlde kokuyor. Open Subtitles لا اقصد التحدث عن الفتى بشكل سيء ولكن رائحته جيده
    Bu öznellik ve nesnellik üzerine kötü bir kelime oyunu. TED هذا تلاعب لفظي سيء عند الحديث عن الموضوعية و الذاتية
    Yatakta çok iyisin, ama sonra tam bir pislik oluyorsun. Open Subtitles أنت ماهر بحق في الجنس، لكنك سيء جداً بعد ذلك
    Bazen ada çok uzakmış Andre Linoge kötü bir rüyaymış gibi geliyor. Open Subtitles بعض الاحيان تبدو الجزيره بعيده جداً واندري لينوج ليس الا حلم سيء
    Pek kötü, çok yazık. Şimdi beni geri gönder, balık parmaklı. Open Subtitles هذا سيء و حزين أرسليني للأعلى ، يا صاحبة أصابع السمك
    - Kendisini ilaçlara boğuyor. - Başına gelenler çok korkunç Open Subtitles إنها مدمنة على هذه الأقراص إن مفعولهم سيء جداً عليها
    Sanki ben o boktan evlilikteyken de üzgün olduklarını söylemiyorlarmış gibi. Open Subtitles مثل ، انت لم تتأسف عندما كنت عالق في زواج سيء
    Ya da sokakları temizlersin. Pek iyi değil ama daha kötüsü de olabilirdi. Open Subtitles .أو تستطيعين كنس الشوارع إنه شيء سيء لكنه من الممكن أن يصبح أسوأ
    Dediğimiz gibi, bu sağlığınız için büyük ölçüde zararlıdır, etkilediği kişiler için kötüdür, ve eğer bir canlı bomba iseniz doğrusu bu da iyi değildir. TED وكما قلنا، الإرهاب له تأثير سيء جداً على الصحة، سيء على من يتأذى منه، وهو كذلك سيء عليك إن كنت مفجراً انتحارياً.
    Protokolde der ki, eğer yanlış birşey olursa SGC'ye döneriz. Open Subtitles البرتوكول ينص على إذا حدث شيء سيء نعود الى القاعدة
    derdiniz ki, bu çok kötü ve hayatınıza devam ederdiniz. TED وأنت ستقول، حسنًا هذا سيء جدًا، وسوف تستمر في حياتك.
    Bu, bazı adamlar için hoş olabilir. çok kötüsün! Sen yaramaz bir kızsın! Open Subtitles قد يكون هذا جيداً لبعض الرجال أنت سيء أنتِ فتاة شقية حسناً
    Ben de artistim ve çok kötüyüm. Open Subtitles صحيح؟ انا ممثل سيء لهذا انا بحاجة لسيارتك أنا لست ويسلي سنايبس
    - Kötü bir olay mı yoksa kötü bir adam mı? Open Subtitles ــ أهو شيء سيء علي وشك الحدوث, أم وحش سيء ؟
    -Q-adam ile birlikteysen hiç bir zaman kötü değildir girsene Open Subtitles لا يكون وقت سيء ابداً عندما تزورين السيد كيو, تفضلي
    Utanarak belirteyim ki, onun kim olduğunu bilmiyorum. kötü mü? Open Subtitles إنني مُحرجة لأقول أنني لا أعرفه, هل هو سيء الطِباع؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more