"صنع" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaptı
        
    • yapmış
        
    • yapan
        
    • yapılmış
        
    • yapmaya
        
    • yapmayı
        
    • yarattı
        
    • yapmıştı
        
    • yaptığını
        
    • yapıldı
        
    • yaptın
        
    • yapıp
        
    • yaptığı
        
    • işi
        
    • yapabilirim
        
    O bombayı sahiden de bu yaşlı adam mı yaptı? Open Subtitles أعني ، هل تعتقد فعلا أن هذا العجوز صنع قنبلة
    Sadece üç tane film yaptı ama aslında onlara film diyemem. Open Subtitles حسناً، لقد صنع 3 أفلام فحسب لكنّي لم أكن لأسمّيهم أفلاماً..
    Bugün ondan ayrılmaya çalıştım ama bana karışık kaset yapmış. Supertramp mi? Open Subtitles و حاولت أن أنهي العلاقه معه اليوم , لكن صنع لي شريط
    "Burunda yaşayan bir adam vardı." "Kendine krepten elbiseler yapan." Open Subtitles كان هناك رجلاً عجوزاً، صنع لنفسه ثوباً من القماش الرقيق.
    Kağıt, odun parçaları selüloz, bitki dünyasına ait bir sürü ortak şeyden yapılmış. Open Subtitles لقد صنع من الورق، ألياف الخشب، السلولوز, وهي مكونات شائعة في النباتات المحليه
    Hakikaten, teknolojiyi kullanarak bir şeyler yapmak -- ve her ne kadar alaycı sesimi kullansam da bunda ciddiyim yapmaya -- durun biraz. TED في الواقع، صنع الأشياء باستخدام التكنولوجيا – و أنا جاد هنا، على الرغم من أنني استخدم نبرة ساخرة – أنا لن – انتظروا.
    Bu çok kötü. Büyükbaba uzun bir süre önce bunu yapmayı bıraktı. Open Subtitles هذا سيء جدا، جدي توقف عن صنع خبز بونغ منذ مدة طويلة
    Gross Mill Mutluluğunu yarattı böylece halkı hoşnut ve sadık kalsın diye. Open Subtitles لقد صنع ميزان السعاده القوميه الإجماليه لكي يكونوا قومه راضون ويبقون مخلصين
    Ama her bir davada, yürütme makamı gerekli değişikliği yaptı. Evet. Open Subtitles لكن فى كل قضيه , الفرع التنفيذى هو الذى صنع الفارق.
    Daha az tatlı püresi yapmaktan uzak. Çünkü o, desteklenebilirliği karışımın içine ekledi, o aslında önemli ölçüde kıyaslamayı daha iyi yaptı. TED بعيداً عن صنع حساء أقل لذة لأنه أضاف الاستدامة إلى هذا المزيج، تجاوز في الواقع أداء المؤشر بشكل ملحوظ.
    Kralın çocukları için, gerçekmiş gibi görünen, mekanik canlandırılmış oyuncaklar yaptı. TED فبالنسبة لأطفال الملك، صنع ألعابًا آلية متحركة تبدو حقيقية.
    Her şey yedi ay önce yapmış olduğum bir belgeselle başladı. Open Subtitles كل شيء بدأ قبل سبعة أشهر مع فيلم وثائقي كنت صنع.
    Tanrım yine o kendi rozetini kendi yapan marketçi aptal. Open Subtitles ياالهي، انه الغبي من متجر البقالة الذي صنع شارته بنفسه.
    Kolyeyi beğendiğini söylüyor. O kadar güzelmiş ki, cüceler tarafından yapılmış olmalıymış. Open Subtitles تقول أن القلادة جملية للغاية لدرجة أنها اعتقدت أنه من صنع الأقزام
    İş saat yapmaya gelince acele etmek diye bir şey yoktur. Open Subtitles حينما يكون العمل صنع الساعات يا أبتاه فلا يوجد مايسمى بالسرعة
    Çilek kasası ya da başka bir şeyle bomba yapmayı bilmem. Open Subtitles أنا لن أعرف صنع قنبلة بصندوق فراولة أو أي شيء آخر.
    Hollis Mulwray bir şehir yarattı ve bu şehri bana miras bıraktı. Open Subtitles صنع هوليس مولوراي هذه المدينة، وجعل مني ثري.
    Bu kuruşu, Carlsbad mağaralarına gittiğimizde babam benim için yapmıştı. Open Subtitles ابي صنع هذا القرش لي عندما ذهبنا الى كهف كارلسباد
    Ona affedilmez hatalar yaptığını ve çekilmesi gereken zamanın geldiğini söyleyeceğim... Open Subtitles سأقول أنه صنع بعض الأخطاء التى لا تُغتفر وحان الوقت ليتنَحّى
    Batı hint adalarının yakınındaki harika... bir deniz yaratığının kabuğundan yapıldı. Open Subtitles لقد صنع من قشور كائن بحرى فى جزيرة بعيده فى الهند
    Bana getirdiğin akide şekerli turtayı sen mi yaptın? Open Subtitles هل أنت من صنع فطيرة المارشملو التي أحضرتها لي؟
    Lapa yaparsan macun gibi yapıp pankek yapabilirsin. Open Subtitles إذا قمت بعجنهم يمكنك صنع عجينة ومن ثم فطيرة
    Bu hiç bir öğretmen olmadan çocukların yaptığı bir şey. TED هذا من صنع اطفال من غير مساعدة اي معلم.
    Çünkü bal üretme işi, birçok arının birçok küçük işi yapmasını gerektirir. Open Subtitles لأن صنع العسل يتطلب الكثير من النحل يقوموا بالكثير من الوظائف الصغيرة
    İkiniz de iyi biliyorsunuz, yaban mersinli, enfes bir krepten daha fazlasını yapabilirim. Open Subtitles أعتقد أنّ كلاكما مدركان أنني قادر على أكثر من مجرد صنع نسيج البيض

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more