"ضحية" - Translation from Arabic to Turkish

    • kurbanı
        
    • kurbanın
        
    • mağdur
        
    • kurbanımız
        
    • kurbana
        
    • kurbanım
        
    • kurbanla
        
    • kurbanını
        
    • mağduru
        
    • kurbansın
        
    • kurbandan
        
    • kurbanıydı
        
    • kurbanları
        
    • kurbandı
        
    • kurbanıyım
        
    Şeytani bir zihin kontrolünün kurbanı olduğu apaçık ortada. Bu saçmalık. Open Subtitles لا شك أنه وقع ضحية سيطره شيطانية على دماغه هذا هراء
    Her şeyden öte, siz de onun hastalığının kurbanı oldunuz. Open Subtitles بعد كل هذا, لدى إحساس بأنك أوقعت ضحية إلى مرضها
    Flack, sağlık görevlileri gelene kadar birinin, kurbanı hayata döndürmeye çalıştığını söylemişti. Open Subtitles أتذكر فلاك قائلا أن شخصا ما حاول إحياء ضحية قبل وصول المسعفين.
    Ama bu bir kurbanın hiç yaşam üzerinde doğrudan girişimi kaçtı ilk kez. Open Subtitles لكن هذه المرة الأولى التى تهرب فيها ضحية من قدرها المحتوم فى عالمها
    Bu kişi ya mağdur birisiydi ya da fantastik bir aktördü. Open Subtitles هذا الشخص اما لو كان ضحية نفسه او كان ممثلاً مذهلاً
    Utanç verici olayın kurbanı Mad Dog Grimes uydu bağlantısıyla yayınımıza katılıyor. Open Subtitles وينضم إلينا عبر القمر الصناعي ضحية هذه المعركة الشهيرة, ماد دوغ غرايمز.
    Sezgilerin için sorumluluklar alarak hayatındaki olayların kurbanı olmadığını kanıtlayabilirsin. Open Subtitles بتلقي المسؤولية لأفعالك إذاً أنت لست ضحية الأحداث في حياتك،
    Her kurbanı 30'dan fazla bıçaklaması zanlının kesinlikle öfkeli olduğunu gösteriyor. Open Subtitles لكل ضحية,هذا الجاني عنده الكثير من الغضب نحتاج للمزيد من الأجوبة
    Senin insan tacirliği kurbanı olduğunu ve seni kurtardığımı söyledim. Open Subtitles أخبرتها أنكِ ضحية من ضحايا المتاجرة البشر وأنني قمت بإنقاذكِ.
    Tanrıların insanlar üzerinde oynadığı acımasız oyunların başka bir kurbanı daha. Open Subtitles إنها ضحية آخرى من حيل القاسية التي تلعبها الآلهه على البشر.
    Sana baktığımda tek görebildiğim kibrimin kurbanı olan başka bir potansiyeldi. Open Subtitles لا أرى سوى ضحية أخرى لغطرستي، وأجل، لقد صنعت هذا الجنون،
    Tek bildiğim, benden para çalan bir hackerın kurbanı olduğum. Open Subtitles كل ما اعرفه انني ضحية مختق حواسيب قام بالسرقة مني
    Hayır, tabuttaki kişi mumyalanmamıştı, ama topraktaki cinayet kurbanı öyleydi. Open Subtitles ،لا، لا المتوفى في تابوت لكن ضحية القتل في التراب
    Bize sadece iki erkek ve sonuncu kurbanın da kadın olduğunu söyleyebiliyor. Open Subtitles يمكنها ان تخبرنا ان اثنين منهما رجال و اخر ضحية هي امرأة
    Amsterdam'daki kurbanın sahte doktorlar tarafından çalınan orijinal bir Van Gogh tablosu vardı. Open Subtitles ضحية أمستردام كان لديها لوحة فان قو الأصليّة سرقت من قبل مسعفيين مزيفين
    Sebebiyse zehirleniyorlar. İnsan ve vahşi yaşam arasındaki savaştan dolayı zehirleniyorlar. Doğayla iç içe yaşayan topluluklar bu zehri yırtıcı hayvanları zehirleri için kullanıyorlar. Sonuçsa, akbabalar mağdur oluyor. TED والسبب أنها تتعرض للتسمم، والسبب في تعرضها للتسمم أن هناك صراعا بين الإنسان و الطبيعة. فالمجموعات القروية تستخدم السم لاستهداف الحيوانات المفترسة، لكن في المقابل، تقع النسور ضحية لذلك.
    - ya da burada başka bir kurbanımız daha mı var? Open Subtitles في نزاع ، وهل لدينا ضحية أخرى في الخار ج ؟
    45 kalibrelik bir silah kullanıyor ve her kurbana 13 el ateş ediyor. Open Subtitles إنه يستخدم سلاح من عيار 0.45 و أطلق 13 عيارا على كل ضحية
    Eğer bu bir sahtekarlıksa burada bende kurbanım değil mi? Open Subtitles انظر, اذا كانت هذه مزيفة, فأنا ايضاً ضحية هنا ؟
    Çalıştığın bir vakada kurbanla mesleki sınırları ihlal ettiğin hiç oldu mu? Open Subtitles هل اجتزت حدود الاحترافية مع ضحية لقضية كنت تعمل بها؟
    Biliyorsun, burada işlenen bir suçun kurbanını belirlemeye çalışıyoruz. Open Subtitles تعلمون، ونحن نحاول لتحديد ضحية لجريمة هنا.
    Onun bir anne, bir mülteci veya zulüm mağduru olabileceğini mi düşünürsünüz? TED هل تظن أنها أم، أو لاجئة أو ضحية إضطهاد؟
    Suçlu olduğunu söyledin ama annem gibi bir kurbansın. O fotoğraf annen ile ilgili değildi. Open Subtitles إنظر، أنتَ تقول أنكَ مجرم لكنكَ ضحية مثل أمّي
    kurbandan aldı. Open Subtitles لقد اخذ النظارات من ضحية واحدة.. التاسعة
    Savaşın içerisindeki şartların bir kurbanıydı, zamanın acımasız şartları ona hücum etmişti. TED ضحية ظروف حبسته في الحرب، اصطدمت به بكل قسوة ظروف الزمن القاسية.
    Zaten bir kurbanları var, niye bu çifte de saldırdılar? Open Subtitles لديهما ضحية سلفا في هذه الغابات لم سيهاجمان هؤلاء الثنائي؟
    Çünkü eminim ki, Bay Packington, tamamen masum bir kurbandı. Open Subtitles لكنني واثق من أن السيد باكينتون كان ضحية يريئة من اي جرم إذا لماذا تم قتل؟
    Çünkü öyle görünüyor ki ben tipik bir aile içi şiddet kurbanıyım ve tipik bir şiddet sağ kalanıyım. TED لأنه تبين أنني ضحية نمطية جدا للعنف الأسري وناجية نمطية من العنف الأسري.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more