"فارغة" - Translation from Arabic to Turkish

    • boş
        
    • bomboş
        
    • boştu
        
    •   
    • temiz
        
    • kuru
        
    • boşmuş
        
    • boştur
        
    • bitmiş
        
    • yok
        
    • boşken
        
    • boşluk
        
    • bitti
        
    • bos
        
    • boşalmış
        
    Bir bakıma, bu proje bir alışkanlığın boş bir jest halini alması hakkında. TED وبمنظور آخر، فإن المشروع بمجمله كان حول الطقوس التي تصبح فارغة من معانيها.
    Bu, hiç boş portrenin olmadığı çok az rastlanan bir durum. TED هذا واحد من الحالات النادرة حيث لا يوجد لدي صور فارغة.
    Acıdan başka bir şey getirmediğini bilerek geçirilen uzun ve boş günler. Open Subtitles أيام طويلة و فارغة عندما لم أكن أعيش إلا من خلال الألم
    Böyle bir gecede insanın boş bir eve girmesi ürkütücü oluyor. Open Subtitles في ليلة كهذه، إنه شيء مخيف، أن تدخل إلى شقة فارغة
    Ta ki bunun içi de verdikleri kadar bomboş olana dek. Open Subtitles . إلي أن يأخذوا هذه . كما هي فارغة مثل وعودهم
    Aslında onu boynuna bağlasak ellerin boş kalır. Daha rahat yersin. Open Subtitles يمكننا أن نربطها حول عنقكِ ونجعل يديكِ فارغة حتى تأكلى الكعك
    Evet, Bay Koo'nun oğlu evlendi ve onun odası boş. Open Subtitles أجل إبن السيد كو تزوج واصبحت غرفته فارغة شكرا لكِ
    Ama 3 hafta içinde, ofise dönüştürüyorlar, o yüzden şimdi boş. Open Subtitles لكن بعد ثلاثة أسابيع سيحوّلونها إلى مكتب لذا هي فارغة الآن
    14 sessiz insan 6 boş masa ve sizi cehennemde görüyorum. Open Subtitles لقد كنتم 14شخص هاديء و 6 موائد فارغة سأراكم في الجحيم
    Bu patron konuşmaları eskiden boş yüzme havuzlarında ter döken birine yakışmıyor. Open Subtitles يبدوا متعاون جداً بالنسبة لشخص كان يجهد نفسه في حمامات سباحة فارغة
    Çamaşırhanede iyi bir kadın bile boş makine için annesini doğrayacak kıvama gelirdi. Open Subtitles في المغاسل حتّى المرأة المهذّبة قد تصفع أمّها مرّتين من أجل مغسلة فارغة
    Peki ya, çocuk için nafaka ve boş bir daireye ne dersin? Open Subtitles ما رأيك بـ: معونة طفل، نفقة للطليقة وشقة فارغة في مركز المدينة؟
    Anne, yakınlarda boş bir ev var mı, ...mesela, 350 metre? Open Subtitles أمي هل هناك منازل فارغة قريبة ؟ تقريبا ضمن 350 متر
    Bu kadar yol geldikten sonra ellerim boş olarak geri dönmeyeceğim. Open Subtitles لا استطيع الرجوع فارغة اليدين بعد أن قطعت كل تلك الطريق
    Evet ama silah aradıkları yerde değil. Hepsi boş bir hangarın önünde duruyorlar. Open Subtitles إنها ليست بالموقع الذي يعتقدون بأنها موجودة إنهم يقفون جميعاً أمام حظيرةٍ فارغة
    Herkes boş olduğunu görüyor. Yenlerimde birşey yok. İçeri giriyorsun. Open Subtitles الكل يستطيع رؤيتها فارغة لا شئ فوق اكمامى, انت أدخلى
    Evet ama bu planlara göre boruların yöneldiği oda boş. Open Subtitles نعم ، وطبقاً لتلك الخرائط الغرفة التى تقود إليه فارغة
    Ceplerim boş olmasına rağmen içimde, her zaman dövüş patronu gibi hissettim. Open Subtitles داخلي، دائماً ما شعرت بأنني مبّذر بالرغم من أن جيوبي كانت فارغة
    Günler geçtikçe, sınıfların neredeyse bomboş olduğunu fark ettim. TED ومع مرور السنة الدراسية، لاحظت أن الفصول الدراسية كانت تقريبا فارغة.
    - Onları bulamadı. - Veritabanı bile boştu. Open Subtitles أنه لم يجدهم، حتى خزائن البيانات كانت فارغة
    Arjantin'de bir atasözü vardır: Güç karnına içki içmek gibidir. TED هنالك حكمة في الأرجنتين تقول: القوة كشرب النبيذ على معدةٍ فارغة.
    temiz olanlar. İlham gelirse diye her zaman fazladan saklardı. Open Subtitles انها فارغة كان عندها عدد زيادة في حالة أتاها الإلهام
    Çünkü bu zarf boş kağıtlarla ya da senin kuru temizleme faturalarınla dolu. Open Subtitles لأنّ هذا الظّرف لا يحتوي إلى على أوراق فارغة أو فواتير غسيل ملابسك
    Patron benden almamı istedi. boşmuş. Open Subtitles قال لى الرئيس ان أبحث عن خزانة وقد وجدت هذه فارغة
    Benim deneyimlerime göre kutular genelde boştur ya da belki de üstüne biraz peynir sıkışmıştır. Open Subtitles حسب خبرتي, الصناديق عادةً فارغة أو ربما عالق بها قطعة صغيرة من الجبن
    Ya telefonu kapalı ya da şarjı bitmiş. Open Subtitles ـ بحثت عن هاتف ماكلاين هاتفها اما مغلق او بطاريته فارغة
    Tutuklama kaydı yok, emniyette fotoğraf ve parmak izleri yok. Open Subtitles لا يوجد سجل للإعتقال لا طلقات فارغة, لا بصمات أصابع
    Tahta boşken, basit ve düzenli gözükse de, oyundaki hamleler sonsuzdur. Open Subtitles بالرغم من أنها وهي فارغة تبدو بسيطة ومنظمة غير ان الإمكانيات بها لا نهائية
    Her boşluk Kim İl-Sung ve Kim Jong-İl'in portreleriyle doldurulmuştu, Kuzey Kore'deki diğer her yer gibi. TED وكل جهة فارغة كان يتم تغطيتها بصور كيم ال سونغ و كيم جونغ ال، ككل مكان في كوريا الشمالية.
    Şarj bitti. Belki en azından bir arama yapabilirim. Open Subtitles البطارية فارغة, معي ما يكفي لكالمة واحدة فقط
    Lutfen bana o cinlilerin arabalarinin bos olmadigini soyleyin. Open Subtitles أرجوك قل لي أن سيارات الصينين ليست فارغة
    Meyhane boşalmış, loşlaşmıştı gaz lambaları. Open Subtitles الحانة أمست فارغة ، والأضواء أصبحت خافتة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more