"فطور" - Translation from Arabic to Turkish

    • kahvaltı
        
    • kahvaltısı
        
    • kahvaltıya
        
    • Kahvaltıyı
        
    • kahvaltıda
        
    • kahvaltıyla
        
    • kahvaltısını
        
    • kahvaltının
        
    • brançı
        
    • kahvaltımı
        
    • kahvaltıdan
        
    • yemeği
        
    • kahvaltıları
        
    • kahvaltısından
        
    - İyice kahvaltı Klübü'ne benzemeye başladı. - kahvaltı da mı var? Open Subtitles هذه طريقته للحصول على المزيد مثل نادي الفطور الآن هناك فطور ؟
    İşe gitmeden önce güzel sıcak bir kahvaltı yapmanı istedim. Open Subtitles أن تحصل على فطور ساخن وجميل قبل أن تتجه للعمل
    Hazır kahvaltı ya da trende bulabileceğin kahvaltıya en yakın şey. Sandviç. Open Subtitles فطور مُعد، أو أقرب شيء لما يعدونه في القطار ومن المحتمل الشطائر
    Whoops. Bu annemin yaptığı en güzel doğum günü kahvaltısı olacak. Open Subtitles سيكون هذا أفضل فطور لأمي في عيد ميلادها على الإطلاق
    İlk araçlarını bir Ağustos günü gece yarısı fırlatsalar aynı gün kahvaltı vaktine kadar galaksiyi kolonize edebilirlerdi. TED في حال أرسلوا أولى سفنهم مباشرة بعد منتصف ليل الأول من أغسطس فإذاً، وقبل فطور اليوم ذاته، كان بإمكانهم استعمار المجرة.
    İstersen müzik dinleyebilirsin.... ve doyurucu bir kahvaltı hazırlayabilirim. Open Subtitles ستستمعين الي الموسيقى التي تريدي ان تسمعيها. و ساحضر لكي فطور ودود.
    - kahvaltı yapmam. - Öyleyse erken bir öğle yemeği olsun. Open Subtitles أنا لا أتناول فطور إذن , تناول غداء مبكر , هيا بنا
    Ama neden bilmiyorum, yürürken canınız kahvaltı, yemek ve çay ister. Open Subtitles لا علم عندما كنتم تسيرون، إنكم تريدون فطور وغذاء وشاي.
    Seninle yatakta kahvaltı yapabilirdik. Open Subtitles واستطيع ان اعمل لكِ فطور وانتي على السرير
    Görevim ona kahvaltı hazırlamak ve ona öyle bir kahvaltı hazırlayacağım ki parmaklarını yiyecek. Open Subtitles .. عملي إعداد الفطور له وسأعد له أفضل فطور على الإطلاق
    Jüri seçimi, bugün şehirdeki her kahvaltı masasında başladı. Open Subtitles بدأ اختيار هيئة محلفين اليوم في كل منضدة فطور في المدينة
    Odunlukta bir adam görüldü. Yatakta bir kişilik kahvaltı. Open Subtitles بصر حديدي على كوخِ الخشبَ فطور في السريرِ لواحد
    Sen de şu BS hikayesini, Bölüm Üç'le erken kahvaltı masalını falan uydurmuştun. Open Subtitles لقد ابتكرت تلك القصه العظيمه فطور مبكر يجمع ثلاثتنا
    Bir düzine yazar arkadaşla aptal bir kahvaltı olacak. Open Subtitles إنه مجرد فطور سخيف مع مجموعه من رفقائي الكاتبين
    Gününde olmalı, baksana kahvaltı ve bira parası. Open Subtitles كانت فى مزاج ممتاز فطور و مال من أجل البيرة ؟ نعم, يا صاح
    Kadınlar Kulübü'nde kahvaltı ettim. Sen neredesin? Open Subtitles أنا فقط كان عندي فطور متأخر في نادي النساء أين أنت؟
    -Hayır gidemezsin. Komünyon kahvaltısı yapmadan bir yere gidemezsin. Open Subtitles أنت لا تستطيع جمع التبرعات حتى تتناول أول فطور مقدّس مناسب في منزلي
    La de da, ben burdayım,Bana 4 parça pastırmalı super doğumgünü kahvaltısı hazırlandığından tamamen bihaberim. Open Subtitles ها أنا لا أعلم تماما أني على وشك أن أحصل على فطور عيدي ميلادي المميز مع أربع قطع لحم مشوي
    Kahvaltıyı bir öğrenci için geciktirmeye alışık değiliz. Open Subtitles نحن لا نسمح بتأخير فطور من أجل طالب واحد.
    O kısıtlı malzemeden, kahvaltıda harikalar yaratan bir iskoç kadınıdır. Open Subtitles مطبخها محدود إلى حد ما لكن عندها فطور كأي إسكتلندية
    Her bir ninja, güne sağlıklı bir kahvaltıyla başlamalı. Open Subtitles في كلّ يوم يجب أن يبدأ نينجا يومه بأكل فطور صحّيّ.
    Bay Kane'in kaldığı yer yere daha yakın, ama orada daha iyi görünüyor, aynı sizin gibi, muhtemelen sağlıklı kahvaltısını da beğenmiştir. Open Subtitles أرباع السيد كان أقرب الأرض، لكنه إعتنى بحسنا ، ومثلك، من المحتمل تمتع ب فطور قلبي.
    İnsanların önceden paketlenmiş besleyici bir kahvaltının keyfini çıkarmaları için daha aradan yüzlerce yıl geçmesi gerekecekti. Open Subtitles وكان أمامهم مئات السنوات كي يتمتعوا فطور معلب ومغذي.
    Şu anda cumartesi brançı ve tıklım tıklım doluyuz! Open Subtitles إنه فطور السبت المتأخر والمكان مكتظ!
    Saçım, Protestan saçı gibi dikildi ve ilk Komünyon kahvaltımı kustum. Open Subtitles وبـرز شعري مثل بروتستانتي وتقـيأت أول فطور رباني لي
    Yemeğini aldığım için özür dilerim. Dün sabah kahvaltıdan beri bir şey yemedim. Open Subtitles آسفة لأني أكلت من طعامك ولكني لم أتناول شيء منذ فطور البارحة
    Güzel kahvaltıları severim, adımdan da belli zaten. Open Subtitles لكنني أستمتع كثيرا بوجبة فطور جيدة ومن هنا جاءت تسميته
    Efendinin kahvaltısından sana biraz domuz pastırması ayırdım. Open Subtitles وفرت قطعة صغيرة من لحم الخنزير لك من فطور سيدي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more