"فعل ذلك" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bunu yapmak
        
    • Bunu yapabilir
        
    • Bunu yapan
        
    • Bunu yapmayı
        
    • yaptı bunu
        
    • Buna
        
    • bunu yapmaya
        
    • yaptığını
        
    • Bunu yapmana
        
    • Öyle
        
    • yaptın
        
    • bunu yapabiliyorsa
        
    Ben daha çok %99.5 in neler yaptığıyla ilgileniyorum. Bunu yapmak istemeyen insanların. TED أنا أكثر اهتمام بما يحدث لل99.5 الباقين من الناس الذين لايريدون فعل ذلك.
    İşte, Bunu yapmak zor, bu yüzden bazı teknolojiler geliştirmek zorundaydık. TED حسنا, من الصعب فعل ذلك, لذلك كان علينا أن نحدث تكنولوجيا.
    Sadece başarılı bir orta sınıf Bunu yapabilir. TED فقط الطبقة الوسطى المزدهرة يمكنها فعل ذلك.
    - Bunu yapan şey fazla uzağa gitmiş olamaz. - Ne kadar uzağa? Open Subtitles ــ أيا كان من فعل ذلك, فهو قريب ــ كم هو قريب ؟
    - Ya sen? Bunu yapmayı kesmen gerek. Ben Xander'ı seviyorum. Open Subtitles حسناً , يجب أن تتوقف عن فعل ذلك أنا أحب ألكساندر
    Hayır, benim evimde kalan biri yaptı bunu, Buna eminim. Open Subtitles لا ، شخص ما جاء لمنزلي وأنا متأكد أنه فعل ذلك
    Benim için bir şey ifade ediyordu, Buna gücüm yetecekti. Open Subtitles إن هذا مهم بالنسبه لي أني قادره على فعل ذلك
    Benim köyümde, benim adamlarıma bunu yapmaya nasıl cesaret edebilirler? Open Subtitles كيف يجرؤون على فعل ذلك بابن أخي و في قريتي
    Bunu yapmak için tekrar, risk almaya istekli bir müşteriye ihtiyacımız vardı. TED لنتمكن من فعل ذلك, كنا بحاجة لعميل مستعد على اتخاذ مخاطرة مدروسة.
    Dinle. Beni hayal kırıklığına uğratma, adamım. Pekala, Bunu yapmak istemiyorsun. Open Subtitles إسمع، لاتخيب ظني فيك يارجل حسناً، أنت لا تريد فعل ذلك
    Bunu yapmak istemezlerse diye, farklı bir kaç seçenek daha hazırladım. Open Subtitles في حالة هم لا يردون فعل ذلك أنا قد جهزت خيارين
    Şimdi, Bunu yapmak heba edilmiş bir yaşamdan kaçmama yardım mı etti yoksa, kaçmak istemeyeceğim için beni kör mü etti? Open Subtitles الآن , هل فعل ذلك يُساعدني على نسيان حياتي الضائعة أم أنها كانت تُعميني لكي لا أتكمن من الهروب منها ؟
    "Ahbap, Javier bir seks daveti aldı ve sen de hatırlarsan daha en başından beri Bunu yapmak istememiştim." Open Subtitles ألا تخدعني, يا وايت أيها المتأنِّق, جافير جاءته مكالمة مهمة و إذا كنت تذكر لم أرِد فعل ذلك أولاً
    İnsanları öldürmem, silah kullanmam. Herhangi biri Bunu yapabilir. Open Subtitles إني لا أقتل الناس ولا أستعمل الأسلحة أي شخص يمكنه فعل ذلك
    Milli Güvenlik'in sistemdeki gizli belgelere girmek istesem Bunu yapabilir misin? Open Subtitles على شبكة مجلس الأمن المركزي هل تستطيع فعل ذلك ؟
    - Hey, o iyi bir kelime. - Vazgeçelim. Bunu yapabilir miyiz? Open Subtitles إنها كلمة جيدة الاستسلام , أيمكننا فعل ذلك ؟
    Bu demek oluyor ki Bunu yapan kişi hâlâ dışarıda. Open Subtitles مما يعنى أن الشخص الذى فعل ذلك ما زال طليق
    Anlaşılan tüm arkadaşları bunu yapıyor ve annem benim de yaptığımı söyledi ve bu bana şunu düşündürdü: Bunu yapmayı ne zaman bıraktım? TED و يبدو إن كل أصدقائها يقومون بذلك وقد أخبرتني والدتي إني أيضاً كنت أفعل ذلك و هذا دعاني للتفكير متى توقفت عن فعل ذلك ؟
    Bu gerçekten de Usame bin Ladin ise, kim yaptı bunu, böylece bize kötü bir hediye verdi. Open Subtitles لو ان بحق من فعل ذلك هو اسامة بن لادن اذن فقد وضعنا على كف عريت
    Bizi aptal yerine koydu ve biz de Buna izin verdik. Open Subtitles يجعلنا نبدو بـ مظهر الأغبياء ونحن نسمح له بـ فعل ذلك
    Yani diyorsunuz ki bunu sizden istedi isteğiniz dışında bunu yapmaya zorladı. Open Subtitles لذا أنت تقول أنه طلب منك، وأجبرك على فعل ذلك ضد رغبتك.
    Ama onu almamıza izin vermelisiniz ki, bunu ona kimin yaptığını bulabilelim. Open Subtitles ولكن عليك ان تتركنا نأخذه، حتى نتمكن من معرفة من فعل ذلك.
    - A.B. Bunu yapmana gerek yoktu. - Biliyorum ama bu çok güzel. Open Subtitles اي بي لم يكن يجب عليك فعل ذلك اعلم لم يكن, لكنني احببته
    Artık Öyle yapacağız. Daha temiz. Çoraplarınızı da çıkarın lütfen. Open Subtitles عليك فعل ذلك الأن, ليبقى المكان نظيف و جواربكما أيضاً
    Seni durdurmadım çünkü Bunu yapmak istediğine karar kıldın ve yaptın. Open Subtitles لم أمنعك لأنك قد قررتي أنكِ تريدين فعل ذلك وقد فعلته.
    Şimdi, bunu yapabiliyorsa onu tekrar sokağa salarsanız neler yapacağını kimse bilemez. Open Subtitles إن كان بوسعه فعل ذلك فلا جزم لما سيفعله إن أطلقتم سراحه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more