"قلقة" - Translation from Arabic to Turkish

    • endişeleniyorum
        
    • endişeli
        
    • endişelendim
        
    • endişeleniyor
        
    • endişe
        
    • endişeleniyorsun
        
    • korkuyorum
        
    • endişelisin
        
    • endişelenmiştim
        
    • endişeliydi
        
    • endişelendiğini
        
    • endişelenmiyorum
        
    • endişelenmiş
        
    • Merak
        
    • endişeliydim
        
    Nasıl hissettiğini biliyorum. Ben o daha çocukkenden beri Vernon için endişeleniyorum. Open Subtitles أنا أعلم كيف تشعر فأنا دائما قلقة على فرنون منذ كان صغيرا
    ...birbirimizden kaçındık, fakat şu var ki, Senin için endişeleniyorum. Open Subtitles ويمكننا الأستمرار بتجنب بعضنا ولكن الحقيقة هي أني قلقة عليك
    Demek istediğim, biliyorsunuz, müzik endüstrisi gözümüzün önünde eriyor ve Hollywood da endişeli. TED أعني، تعلمون، سوق صناعة الموسيقى ينفجر من الداخل أمام أعيننا، وهوليوود قلقة أيضاً.
    endişelendim. Onun yanında olmanın bende nasıl bir etki yaratacağını bilmiyordum. TED كنت قلقة. لم أكن أعرف كيف هي ردة فلعي لكونها بجانبي.
    Küçük karım sağlığım hakkında endişeleniyor, bu yüzden ne yiyorum? Open Subtitles زوجتى قلقة على صحتى . فما الذى حصلت عليه ؟
    O adamla büyüdüğünü hayal et, ...yatmadan diş perisinin gırtlağını keseceğinden endişe edersin. Open Subtitles تخيلي النشأة مع هذا الشخص، الذهاب للفراش قلقة أن جني الأسنان سينحر عنقِك
    Biliyorum endişeleniyorsun, ama durumu öğrenmek için ufak bir muayene yapacağım, tamam mı? Open Subtitles أنا أعلم بأنك قلقة ,ولكن سأقوم باختبار نفسي ثم سأخبرك , حسنا ؟
    Ama isyankâr kardeşimi sorarsan... endişeleniyorum. Hâlâ insan olduğunun kanıtı. Open Subtitles إنّي قلقة على أخي المُتمرّد هذا إثباتٌ أنّكِ لازلتِ بشريّة
    Onun için endişeleniyorum. Onu hiç böyle bir durumda görmemiştim. Open Subtitles أنا قلقة عليه ، لم يسبق أن رأيته بهذه الحالة
    Eğer bazı şeyler olursa, ne yapacak diye endişeleniyorum. İşler yolunda gitmezse. Open Subtitles أنا قلقة بشأن ما يُمكنها فعله لو لم تمضِ الأمور بشكل جيد
    endişeleniyorum, senin gibi etkileyici bir kadını istemeyecek hiç bir erkek yoktur. Open Subtitles أنا قلقة فحسب أنّ الأمر رائع جدًّا بأنّ لا رجل سيرغب بكِ.
    Şimdi de Noel yaklaşıyor ve buna da gelmezse diye endişeleniyorum. Open Subtitles والآن اقترب الكريسماس وأنا قلقة أنه لن يحضر ذلك العيد أيضًا
    Neyse ki buna hazırlıklıyım, bu yüzden pek endişeli değilim. Open Subtitles لحسن الحظ أنني مستعدة لهذا ، لذلك لست قلقة جداً
    Doğru, tabii. Öyle olmalı. Yarın için biraz endişeli mi? Open Subtitles طبعا ستكون نائمة الان هل هى قلقة قليلا بالنسبة للغد؟
    Savunma Bakanlığında çok fazla kesinti oldu, orada değilsin diye endişelendim. Open Subtitles هناك الكثر من القصور ،في الدفاع كنت قلقة ألا تكوني موجودة
    Fakat son katılımın hakkında endişelendim, ya da bir nedenle yokluğundan. Open Subtitles لكني قلقة بالتحديد على حضورك مؤخراً أو بالأحرى على عدم حضورك
    Benim için endişeleniyor. Ben de. Open Subtitles إنها قلقة علىّ و أنا قلق على نفسى فى الحقيقة
    Seni hastaneye görmeye geldiğimde durumun iyiye gitmeyeceğinden endişe etmiştim. Open Subtitles كنت قلقة أنها لن تعمل مجددًا عندما قمت بزيارتك بالمستشفى
    Kulak misafiri olursun diye endişeleniyorsun ama oğlun için endişelenmiyorsun. Open Subtitles أنتِ قلقة من أن يسمعني أحد، ولستِ قلقة على ابنك
    İsteyerek veya istemeden özgürlüğümüze ait son kaleyi de kaybetmekten korkuyorum, yani zihin mahremiyetimizi. TED أنا قلقة من أننا سوف نتخلى طوعًا أو كرهًا عن معقلنا الأخير للحرية، وهو خصوصيتنا العقلية.
    Sen de çok endişelisin. İşte hikayemiz bu olacak. Open Subtitles وأنتِ قلقة كالمرضى هذه هي الطريقة التي ستسرد في القصة
    Sadece kötü bir anne olduğumu düşüneceğinden endişelenmiştim. Open Subtitles كنت قلقة فقط من أن تظن أني سأكون أما سيئة
    Jennie'ye burada yapmaya çalıştığımız şeyi anlattığım zaman, yardım etme konusunda endişeliydi. Open Subtitles عندما أخبرت جيني عما نود فعله هنا كان قلقة من تقديم المساعدة
    Onun için endişelendiğini düşünüyorum hem ben de bir doktorum. Open Subtitles لأنني أعتقد من أنكِ قلقة بشأنه وبسبب إنني طبيبي أيضاً
    - Eğer hakkında endişelendiğin buysa. - Yarınla ilgili endişelenmiyorum. Open Subtitles لن يؤثر شيئاً على حدث الغد إن كان هذا ما يقلقك لست قلقة بشأن الغد
    Önce annemin yanına gitmeliyim. Benim için endişelenmiş olmalı. Open Subtitles أنا يجب أَن أَصل إلى أمي في البيت, ستكون قلقة
    Bu arada kız kardeşim delirmek üzre. Durmadan arıyor. Merak içinde. Open Subtitles أثناء ذلك، أختي ستصاب بالجنون عندما تتصل بي وهي قلقة عليه.
    İlk kez bir yazı sınıfında öğretmenlik yaparken bayağı endişeliydim. TED عندما درست لأول مرة فصل الكتابة في الكلية، كنت قلقة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more