"كل حال" - Translation from Arabic to Turkish

    • zaten
        
    • Yine
        
    • Bu arada
        
    • Sonuçta
        
    • Herneyse
        
    • nasıl olsa
        
    • Ancak
        
    • Hem
        
    • Her
        
    • azından
        
    Gelme o zaman. Çünkü ben zaten mahvolmuş bir adamım. Open Subtitles لا تذهبي إذن، لأني خائف من الآن على كل حال
    Daha önümüzde sıkıcı ve uyuz olmak için uzun bir süre var, 30larımızın sonlarına yaklaştığımızda zaten sıkıcı ve uyuz olacağız. Open Subtitles هنالك الكثير من الوقت لإرتداء الخواتم وأن تصبح مملا و معقد عندما نبلغ أواخر الثلاثينات وونكون مملين ومعقدين على كل حال.
    - Hazır olduğun zaman. - Evet, kimin elektriğe ihtiyacı var ki zaten? Open Subtitles متى ما كنت مستعدة أجل ، من يحتاج للكهرباء على كل حال ؟
    Ama Yine de, bir ev işte, ve hepsi orada kaldılar. TED على كل حال, كان هذا هو البيت, و كلهم أقاموا هناك.
    Bu arada salı günü kesinlikle öğle yemeği yemeliyiz. Balthazar'daki toplantından sonra. Open Subtitles على كل حال يجب ان نتعشى يوم الثلاثاء بعد اجتماعك مع بالتزار
    Ama Sonuçta; tarihin tadı, sadece onu şekerle kaplı sananlara acı gelir. Open Subtitles و مغريات القوة و الإمتياز على كل حال , التاريخ مذاقة مُر على من يتوقع أنه مليء بالسكر
    Herneyse, anladığım kadarıyla buradaki istiridyeler uh, uh... kesinlikle ithal. Open Subtitles علي كل حال انهم يقدمون الديك الرومي هنا بشكل.. بشكل..
    Uyutulması gerektiğini söyledi çünkü nasıl olsa yaşlı bir köpekti. Open Subtitles قال انه يجب تخدير الكلب. لانه عجوز على كل حال.
    Ancak, altı Jaffa laboratuvar olduğuna inandığımız bir yerin dışında ölü bulundu. Open Subtitles على كل حال ستة جافا وجدوا موتى خارج ما نعتقدة أنه مختبر
    Açık pazarda bizim önerdiğimiz fiyatın yanına yaklaşmaları bile mümkün değil zaten. Open Subtitles على كل حال فى السوق المفتوحة لن يجدوا مثل السعر الذى نعرضه
    Bir adresin ya da telefonun olmadan bir işe de giremezsin zaten. Open Subtitles على كل حال لا يمكن الحصول على عمل بدون عنوان أو هاتف
    zaten seninle ciddi ciddi konuşmak istediğim bir şey var. Open Subtitles هناك شيء كنت أنوي التحدث لك عنه على كل حال.
    - Sen söyle. Benimki saçmaydı. zaten benim gidip işemem lazım! Open Subtitles لا كان شئ غبي يجب أن أذهب للحمام على كل حال
    Her neyse, sen bu eziklerin aklına gelen Her yarışmayı kazanırsın zaten. Open Subtitles على كل حال بإمكانك الفوز في أيّ تحد يقوم به أولئك الحمقى
    Yine de inşaat alanı ve Tamakyuro'daki doğa üstü olaylar gazeteler ve televizyon programları için kaçırılmayacak bir konuydu. Open Subtitles على كل حال, ان الامور الخارقة التي حصلت بمنطقة البناء و في تاماكيورو وفرت العنوان الرأيسي لصحف و لتلفاز
    -Evet ama sonra Yine de gittiler. Çünkü onlar iki inatçı keçi. Open Subtitles أجل, لكنهن سيعدن فيما بعد على كل حال لأنهن خفافيش مسنات متعنتات
    işte benimkiler burada! Hey. Bu arada belki bunu görmek istersin... bulmuşsun! Open Subtitles ها هما فتياي ..أوه على كل حال, أعتقد أنك تود أن ترى
    Oh, ve Bu arada, o bir adam aşık bir sonraki, onu bir şekilde durmak yok, tamam mı? Open Subtitles أوه ، على كل حال عندما تقع في الحب مرة ثانية لا تثقي بوجهها حسناً ؟
    Sonuçta senin uyuşturucuyla bir bağın var, Vishnu. Open Subtitles على كل حال ، لديك رابطة شخصية مع المخدرات
    - Herneyse.. bu ayrılık ilişkiniz açısından iyi olacak david buznik açısından da. Open Subtitles على كل حال, ان تجربت الانفصال ستقوي حبكم و تقديركم لبعض من اجلك
    Plan nasıl olsa onları tutuklamak olduğuna göre büronun ödeme falan yapması gerekmez. Open Subtitles ونقوم بمنافسة الجميع بما أن الفكرة متعلقة بالقبض عليهم جميعا على كل حال
    Ancak Yine de belli bir noktada para suyunu çekecek. Open Subtitles على كل حال .. في نقطة ما سينفذ منك المال
    Hem neden onun onayına veya sevgisine ihtiyacın var ki? Open Subtitles على كل حال لما تحتاجين إلى موافقته أو عاطفته ؟
    Her neyse, ben Easter düşünüyordum, çünkü lanet pastel renklere bayılıyorum. Open Subtitles على كل حال ، كنت أفكر بقضاء عيد الفصح والمضاجعه والحب
    Varlıklarının başka bir nedeni yok. En azından şu anda. Open Subtitles ليس مهما الأسباب الأخرى للوجود ليس الآن على كل حال

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more