"لصوص" - Translation from Arabic to Turkish

• hırsız
• hırsızlar
• hırsızları
• haydutlar
• soyguncular
• hırsızı
• hırsızız
• soyguncuları
• hırsızlarını
• soyguncu
• hırsızlık
• soyguncusu
• hırsızsınız
• hırsızdır
• hırsızlardan

Evet, tabii. Belli ki onlar hırsız. Buraya Güneş Savaşçıları'nın hazinelerini çalmaya geldiler.
نعم صحيح, من الواضح أنهم لصوص و هم هنا لسرقة كنوز محاربي الشمس

Dikkatli ol. Her peronda yankesici, katil ve hırsız var.
الآن توخ الحذر، هناك لصوص وقتله ونشالين على كل رصيف

Bana göre, bu adamlar aslında isyancı değil, sıradan hırsızlar.
أعتقد أن هؤلاء القوم ليسوا من المتمردين، لكنهم لصوص كذلك

Peşinde olduğumuz hırsızlar çetesi sonunda planladıkları işte başarılı oldular.
مجموعـة لصوص كنّا نتعقبهـا أخيرًا قاموا بعمل كانوا يخطّطون له

Sanat hırsızları çoklukla tablonun sahibiyle galeriyle ya da sigortacıyla anlaşma yapar.
رغم ذلك لصوص الفن أحياناَ يجرون صفقة مع المالك أو شركة التأمين

Hayalet kadar akıllı, çok az hırsız var.
هناك بضعة لصوص الذين يكونوا أذكياء كالشبح.

İnanın bana, Phantom kadar zeki bir sürü hırsız var.
هناك بضعة لصوص الذين يكونوا أذكياء كالشبح.

Bütün Yankilerin hırsız ve katil olduğu doğru mu?
هل صحيح أنكم انتم الاميركيين كلكم لصوص وقتلة ؟

Annem, Polonyalı'ların çingenelerden de kötü hırsız olduklarını söylüyor.
تقول أمي أن البولنديين لصوص وأسوأ من الغجر

Senin gibi gerzekler olmasa dünyada hırsız kalmazdı! İn aşağıya!
لو لم يَكُنْ هناك أغبياء مثلك لما وُجِدَ لصوص على وجه الأرض

Kimseyi... en yakın dostlarım kötüler ve hırsızlar oldu hep... bu yaştan sonra ömrümün geri kalanını yeni bir sayfa açarak mı geçireceğim?
لا احد كل معارفى الاعزاء اوغاد و لصوص لذا يجب الآن ان ابدأ حياه جديدة

Düğün günü, hırsızlar ormanının boşaltılmasını ve içindeki herşeyin tutuklanmasını istiyorum.
فى يوم الزفاف أريد أن يخلى سبيل جميع لصوص الغابه و جميع المقبوض عليهم

hırsızlar ormanı boşaltıldı. Şato kapısında 30 nöbetçi var.
تم إخلاء سبيل لصوص الغابه ثلاثين رجلا يحرسون بوابة القلعه

Dolgu farklı bir renkte demek ki mezar hırsızları büyük olasılıkla buraya ulaştı.
الطلاء بلون مختلف هذا يعني أن لصوص المقابر من المحتمل قد دخلوا هنا

Kaçak hat çekiyorlar ve “grillo” veya “çekirge” dedikleri hırsızları var ve bunlar elektriği çalıp mahallelerine bağlıyorlar.
الناس يوصلون الكهرباء ولديهم لصوص يدعون الجراد أو الصراصير، ويسرقون الطاقة الكهربائية، ثم يغذون المجاورة السكنية.

haydutlar için yiyecek topluyoruz. Herkes bir şeyler veriyor.
اننا نجمع طعام للمساكين المختفين في الجبال, لم يكونوا ابدا لصوص

Ölü polisler, ölü soyguncular, ölü siviller...
لديه رجال شرطة ميتون ، لصوص ميتون ، ومدنيين ميتون

Tamam, o zaman dünyanın en iyi hırsızı bize başka bir yol bulmak zorunda, değil mi?
حسنا، إذن ، أعظم لصوص العالم سيأخذنا من طريق آخر

Burada yaşarken tamam, teknik olarak hırsızız şu an.
ذلك عندما كنتِ تعيشين هنا والآن، نحن لصوص تماماً

Zamanlamanız sizi ve ortağınızı batının en ünlü banka soyguncuları yaptı.
سيجعلك حسن التوقيت أنت وشريكك أشهر لصوص بنك في عالم الغرب.

Bu yenilik, İçişleri Bakanı'nın da istediği gibi mezar hırsızlarını işlerinden edebilir ancak aynı zamanda bu ülkeyi de bölecek!
الآن ، هذه الإصلاحات قد تحرم لصوص القبور من أعمالهم ، كما ينوي وزير الداخلية لكنهم سيُقسمون أيضاً هذه الأمة

Tanıdığım salak soyguncu sayısı ne yaptığını bilenlerden daha fazla.
اعرف لصوص مصارف فاشلين اكثر من اللذين يعرقون ما يقومون به

hırsızlık yapıp kaçan çocuklara aramızda yer olamaz.
لن نستطيع ان نظم الينا اطفال لصوص وغير مبالين

Ben banka falan soyamam. Biz soyguncusu değiliz ki!
لن نسطـو على أي بنك لعين . نحن لسنـا لصوص بنـوك

- Zannımca, ya hırsızsınız ya da meskene tecavüz ediyorsunuz.
ـ لذا انا اراكم إما لصوص أو خارجون عن القانون.

İnsanlık gecenin bir yarısında çıka gelip istediğini topraktan söküp çıkaran bir hırsızdır.
البشر لصوص يأتون في عتمة الليل ويأخذون ما يريدون من الأرض

Biz daha büyük hırsızlardan çalan hırsızlar olacağız. O kadar.
نحن مجرد لصوص صغار يسرقون من اللصوص الكبار