"لم يسبق" - Translation from Arabic to Turkish

    • Daha önce
        
    • asla
        
    • hiçbir
        
    • önce hiç
        
    • Hayatımda hiç
        
    • hiç bu
        
    • Ben hiç
        
    • Şimdiye
        
    • kez
        
    • Seni hiç
        
    • - Hiç
        
    • Önceden hiç
        
    Nollywood ayrıca Afrika'da Daha önce hiç görülmemiş bir tür moderniteyi örneklemektedir. TED تجسد نوليوود أيضا نوعًا من الحداثة لم يسبق لها مثيل في أفريقيا
    Bunu Daha önce kimse yapmamıştı. O zamanlar 26 yaşındaydım. TED لم يسبق لأي أحد أن قام بمثل هذا من قبل.
    Fakat kara delikten gelen resme sıra geldiğinde gerçek bir muamma ile karşılaştık: Kara deliği Daha önce hiç görmemiştik. TED لكن عندما يتعلق الأمر بصور لثقب أسود، فإننا نواجه معضلة حقيقية: لم يسبق وأن شاهدنا ثقباً أسوداً حقيقياً من قبل.
    Senden asla bir talebim olmadı, ancak bu çok önemli. Open Subtitles لم يسبق لي أن طلبتك شيئًا, لكن هذا مهم جدًا.
    Şimdiye kadar yıllar önce yaptığım o seçim yüzünden asla pişman olmamıştım. Open Subtitles لم يسبق لى أن ندمت على شئ طوال تلك السنوات.. إلا الآن
    Köyü savunmak, hiçbir zaman benim planlarım içinde yer almadı. Open Subtitles لم يسبق مطلقا بأن كانت سياستى هى الدفاع عن القرية.
    Daha önce hiç duymadığınız bir ses tanıma sistemine sahip. TED انها تعتمد على ادراك الكلام بطريقة لم يسبق لها مثيل
    Daha önce hiç sohbet etmedik ve ilk sohbetimizde, garip garip sorular soruyorsun. Open Subtitles لم يسبق لنا إجراء محادثة فعلية وأول مرة نتحدث فعليا تسألينني أسئلة غريبة
    Demek istediğim, sen bana vurdun. Daha önce hiç yapmamıştın. Open Subtitles أقصد، لقد ضربتني لم يسبق لك أن فعلت هذا، أنا
    Daha önce hiç bu kadar zengin olmamıştık, tamam mı? Open Subtitles لم يسبق لنا أبداً أن كنا بمثل هذا الغنى، صحيح؟
    - Şemsiyenle mi? Yara izi olan adamla Daha önce karşılaşmamıştım. Open Subtitles لم يسبق لى أبدا أن قابلت رجلا ذو ندبه من قبل
    Daha önce hiç tanka binmemiştik, o yüzden gittik tankın içine girdik. Open Subtitles لم يسبق لنا أن دخلنا دبابة من قبل لذلك دخلت تلك الدبابة
    - asla çocukluların arkasına geçme 20 dakikadan az sürmez işlemleri Open Subtitles لم يسبق وأن رأيت عربة تنطوي في أقل من ثلث ساعة
    Ke Ming, sen asla beni vuracak yeteneğe sahip olmadın. Open Subtitles كي مينغ ، أنت لم يسبق لك القدرة على اصابتي
    Ve bir gün hoşnut olacağımız bir noktaya ulaşacağımızı, asla sorgulamadım. TED لم يسبق لي أن شكّكت في ذلك يوما ما، سنصل إلى مرحلة سنكون فيه راضين.
    hiçbir yönetmenin ona rolünü bu kadar çabuk ifade edemediğini söyledi. Open Subtitles أخبرتني أنه لم يسبق لمخرج أن أشركها في دور بهذه السرعة
    Bu yüzden, hiçbir zaman uzun soluklu bir ilişkim olmadı. Open Subtitles لهذا لم يسبق لي وأن كنت في علاقة طويلة الأمد
    Seni Daha önce Hayatımda hiç görmedim. Değil mi, küçük hanım? Open Subtitles لم يسبق لي أن وضعت عيني عليك من قبل أيتها الشابة؟
    Hayır, Ben hiç kriz geçirmedim! Onlar minik boğaz kasılmalarıydı sadece. Open Subtitles لا, لم يسبق وعانيت من الصرع كانت تشنجات طفيفة في الحنجرة
    Ama benim için çalışanların Şimdiye kadar hiç ciddi yarası olmadı. Open Subtitles لكن لم يسبق لأي أحد عمل عندي أن تكبد إصابة خطيرة
    Evet, birkaç kez ona eşlik etmişlerdi ama onlarla tam olarak hiç tanışmadım. Open Subtitles نعم, لقد رافقوه لمرة أو اثنتين لكن في الحقيقة لم يسبق لي مقابلتها.
    - Seni hiç bu kadar gülerken görmemiştim. Open Subtitles لم يسبق لي و أن رأيتكِ و أنتِ تضحكين بشدة هكذا
    - Hiç sayamadım Open Subtitles لم يسبق لي ذلك وأخشى أن لا اعرف مكان عجلة القيادة
    Büyüklü küçüklü diğer tüm hayvanlar daha Önceden hiç düzenlenmemiş... böyle bir toplantıda bulunmaktan endişelilerdi. Open Subtitles كل الحيوانات الاخرى كبيرها وصغيرها كان متلهفا للذهاب هناك لاجتماع لم يسبق عقده من قبل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more