"مستعداً" - Translation from Arabic to Turkish

    • hazır
        
    • hazırdım
        
    • hazırım
        
    • hazırdı
        
    • Hazırlıklı
        
    • hazırsan
        
    • hazırsındır
        
    • gönüllü
        
    • razı
        
    • hazırdın
        
    • göze
        
    • hazırdır
        
    • hazırsanız
        
    • hazırlanmış
        
    • istekli
        
    Savaşa hazır ol ama saklanmayacak kadar gururlu olma, ha? Open Subtitles كن مستعداً لتقاتل لكن لا تفتخر بالأختباء ، صحيح ؟
    - Sana söylemiştim. - Evet söyledin. Ama buna hazır değildim. Open Subtitles ــ لقد أخبرتك ــ نعم، أخبرتني ومع ذلك لم أكن مستعداً
    Eğer Lex Şirketini yönetmeye hazır olsaydın asla elinden alamazdım. Open Subtitles لو كنت مستعداً لإدارة شركة ليكس لما أمكنني أخذها منك
    Altı günde üç şehir gezdim. Başım çatlıyor. Buna hazır değilim. Open Subtitles ثلاث مدن في ستة أيام، رأسي يدور لست مستعداً لحفل عشاء
    Hayır, hayır henüz hazır değil. Yani, bu benim suçum değil. Open Subtitles لا, لا انه ليس مستعداً بعد للعودة أقصد أنها ليست غلطتى
    Evet ve berbat bir öğretmensin. Kimseyi ameliyat etmeye hazır değilim. Open Subtitles نعم، وأنت معلم فاشل أنا لست مستعداً للتعامل مع أي أحد
    O zaman esas adamla tanışmaya hazır. Ash bize bir profil ayarla. Tamam. Open Subtitles جيد, إذا سوف يكون مستعداً لمقابلة الصفقة الحقيقية آش, سنحتاج إلي ملف تعريف
    Dünyanın buna hazır olduğu anlamına gelmez. Gerçek şu ki; Open Subtitles لكن، لم يكن يعني هذا أن العالم كان مستعداً لوجوها
    Beni artık takip etme, tabii yakalamaya hazır olana kadar. Open Subtitles لا تطاردني بعد الآن ان لم تكن مستعداً للامساك بي
    Bu sorumluluğa hazır değilim daha. Hatta pazar günleri için bile. Open Subtitles أنا لست مستعداً لتحمل هذه المسؤولية كما تعلم، حتى ليوم الأحـد
    Eğer duygusal olarak hazır olmasan, sen seks yapar mıydın? Open Subtitles أعني، لو لم تكن مستعداً عاطفياً أتود حينها ممارسة الحب؟
    Bir zamandan diğerine geçebilmesi için hastanede hazır olması gerekiyor. Open Subtitles يجب أن يكون في المستشفى مستعداً لينتقل من زمن لآخر
    Yetkisi olmadan emir verdiği taktik takımı 10 dakika içinde hazır olacak. Open Subtitles الفريق التكتيكي الذي أمر به بدون تصريح سيكون مستعداً بعد 10 دقائق.
    Şu adam, evde kendi halinde bırakın, hazır hissettiğinde konuşur dedi. Open Subtitles كما قال الرجل، سيبقى هادئاً بالبيت وسوف يتحدث عندما يكون مستعداً
    hazır olmadığın hiçbir şey için seni zorlamayacağız, tamam mı? Open Subtitles لن نُجبِرك على القيام بأي شيء لستَ مستعداً له، حسناً؟
    Kapıyı çaldığında biz de Oliver'ın nihayet konuşmak için hazır olduğunu sandık. Open Subtitles عندما طرقتَ على الباب ظننا أنه أوليفر وأنه أصبح مستعداً أخيراً للتحدّث
    Bir kaç yıla kadar, duygusal olarak hazır olduğunda tonla seks yapacaksın. Open Subtitles خلال بضعة سنوات عندما تكون مستعداً عاطفياً سوف تمارس الكثير من الجنس
    İki hafta sonra, eve dönmeye hazırdım. TED بعد اسبوعين .. كنت مستعداً للعودة الى منزلي
    Daha sonra vereceğiniz her kağıdı imzalamaya hazırım Bay Gupta. Open Subtitles عندها سأكون مستعداً لتوقيع اي ورقة تقدمها الي ياسيد جوبتا
    Çocuk hazırdı zaten, hiç zorlamadım bile. Open Subtitles الطفل كان مستعداً للاعتراف كان عليك الضغط عليه فقط
    Bugün burada olan herkes bu görev için her riski almaya Hazırlıklı geldiler. Open Subtitles كل من أتى إلى هنا كان مستعداً للمخاطرة بكل شيء لإنجاح هذه المهمة
    Sana karşı koymanda yardımcı olacağım. Ama sadece sen hazırsan bunu yapabilirim. Ben hazırım. Open Subtitles يمكنني مساعدتك في مواجهة ذلك التهديد فقط إن كنت مستعداً
    - Onlar Asya'nın şampiyonları. Yani umarım hazırsındır. Open Subtitles إنهم أبطال الصين، لذا آتمنى أن تكون مستعداً.
    Ama asla böylesi bir intihar görevine gitmeye gönüllü olacak bir ekip bulamazsınız. Open Subtitles لكنك لن تجد طاقماً مستعداً لخوض مهمة خطيرة وانتحارية كهذه.
    Onun güçleri var, ve seni kendine aşık edecek, ve onun için canına kıymaya razı olacaksın. Open Subtitles و ستجعلك تقع في الحب و ستكون مستعداً للموت من أجلها
    Başkalarının hayatlarını kurtarmak için kendi hayatından vazgeçmeye hazırdın baba. Open Subtitles كنت مستعداً للتضحية بحياتك لإنقاذ آخرين يا أبي.
    Senin için her şeyi yapardım. Senin için vurulmayı bile göze alırdım Keats. Open Subtitles كنت مستعد لأفعل أي شيئ من أجلك كنت مستعداً لتلقي رصاصة بدلا منك
    Kendisini bu kadar geçmişe adayan bir adam ya kendini mezara sokmaya hazırdır ya da günümüzdeki acısından kaçmak için bir yol arıyordur. Open Subtitles الرجل الذي يزوج نفسه بالماضي هو إما أن يكون مستعداً لقبر نفسه أو ليبحث عن وسيلة للهروب من ألم الحاضر
    Avukat Bey, hazırsanız dünya adına başlayabilirsiniz. Open Subtitles يمكنك أن تشرح القضية بالنيابة عن الأرض إن كنت مستعداً
    Bana öyle geliyor ki, bu kişi uzun süredir size karşı hazırlanmış. Open Subtitles كما أرى ، يبدو أنه شخص كان مستعداً للوقوف ضدك منذ زمن طويل
    Bir tadın oluşmasının ilk adımı kendi fikrine itibar etmeye istekli olmaktır. Open Subtitles الخطوة الأولى في تطوير الذوق هي أن تكون مستعداً للوثوق بذوقك الخاص

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more