"وأنتِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • sen
        
    • Senin
        
    • siz
        
    • seni
        
    • ikimiz
        
    • da
        
    • Sana
        
    • sensin
        
    • Sende
        
    • sense
        
    Harika bir düğün salonu yaptılar ve sen kullanmak istemiyorsun. Open Subtitles لقد أنشأوا قصر لحفلات الزفاف, وأنتِ لا ترغبين حتى باستخدامه.
    Kendime köpükten elbise yapacağım. sen de çıplak banyo yapıyorsun değil mi anne? Open Subtitles سأصنع لنفسي بدلة من الفقاعات هل تستحمين وأنتِ عارية أيضاَ يا أمي ؟
    Ben evde göz yaşı dökerken, sen dışarıda gününü gün ediyorsun. Open Subtitles ‫انا في البيت أبكي وعيناي جاحظتان ‫وأنتِ بالخارج تقضين وقتا طيبا
    Yani eğer Senin araban garaj yolundaysa, ben köpek evinde değilim demektir. Open Subtitles أعني، أن سيارتكِ في الممر، وأنتِ لن تطرديني لأعيش في منزل للكلاب
    Bu erkek işi ve siz kadınsınız. Oraya inmenize izin veremem. Open Subtitles إنه عمل للرجال، وأنتِ رقيقة، لا يمكننى أن ادعك تذهبين لأسفل
    sen de egzotik dansözdün. Aşık olduk. Annen ve baban onaylamadılar. Open Subtitles وأنتِ كنتي راقصة إغراء ووقعنا في حب بعضنا وأبواكي قاما بمعارضتنا
    Daha evli bile değiliz ve sen şimdiden beni dinlememeye başladın. Open Subtitles لم نتزوج حتي الآن وأنتِ بالفعل توقفتِ عن الاستماع إلي كلامي
    Şişman insanları tanırım. sen onlardan biri değilsin. Beline bak. Open Subtitles أعرف أشخاص سمان وأنتِ لست واحدة منهم أنظري إلى معدتك
    Bunu babanın seks yaşamı için asla söylemediğimi sen de biliyorsun. Open Subtitles أنا لن اطبق ذلك المفهوم في حياة أبوك الجنسيه وأنتِ تعرفين
    cenaze evindeki insanları izliyorduk ve sen ilk krizini geçirdin. Open Subtitles وكنا نشاهد الأناس الذين أخذوا الجنازة وأنتِ تعرضتي لنوبتكِ الأولى
    bir çok insan işi için ölüyor,sen sadece işe lanet ediyorsun ! Open Subtitles لأن هذا المكان، الكثير من الناس يتوقون للعمل به وأنتِ تتكرمين بالعمل
    Onlardan bir isim alabilmek için doğruluk iksirini kullanacağız ve sen burada kalıp Leprikonların geri gelip gelmeyeceğini öğren. Open Subtitles لنستخدم جرعة الحقيقة الخاصة بكِ لنحصل على الإسم منهم وأنتِ ابقي هنا وحاولي معرفة إذا كان الجن يحاولن العودة
    İki arkadaş gibi, sadece sen ve ben. Olur mu? Open Subtitles ونزعج جارتكِ، أنا وأنتِ فحسب، كأصدقاء حقيقيون، ما رأيكِ ؟
    sen çılgınsın, biz de çılgınız diye akrabayız demek değil. Open Subtitles نحن مجانين وأنتِ مجنونة هذا لا يعني أنا على علاقة
    Babanın sizi, sen küçükken terk etmesine hayret etmemeliyim. Bunun geleceğini görmüş olmalı. Open Subtitles ،لا عجب أنّ أباكِ حل وأنتِ طفلة رضيعة لابدّ وأنه رأي ما سيحدُث
    Buna karşı, sen ve ben birbirimize hiç yakın değiliz. Open Subtitles , في حين أنّ أنا وأنتِ لسنا لطفاء على الإطلاق
    Bir; kimseye zarar vermeme izin verme. Bunu istemeyiz. Ancak sen insanları bilirsin. Open Subtitles واحد، لا تدعيني أؤذي أحداً، لا يمكننا السماح بهذا، وأنتِ تعرفين طبيعة البشر
    Benim çalışan kız olabileceğimi ama Senin olamayacağını ima etmedim. Kesinlikle değil. Open Subtitles ليس الأمر أنني أستطيع فعل هذا وأنتِ لا تستطيعين، ليس الأمر هكذا
    Şimdi, eğer hayataysa ve siz bunun hakkında birşeyler biliyorsanız, sizi incetebilir. Open Subtitles و الآن، إن كانَ على قيد الحياة وأنتِ تعلمين شيئاً، فبإمكانه إيذاؤكِ
    Neyse, sonuçta ben Sana, sen de bana yalan söyledin. seni affediyorum. Open Subtitles على كلّ حال، المغزى أنّني كذبتُ عليكِ، وأنتِ كذبتِ عليّ، وأنا أسامحكِ
    En son ikimiz birlikte ne zaman bir yerlere kaçtık, hatırlamıyorum. Open Subtitles لا أستطيع أنْ أتذكّر آخر مرّة سافـرنا فيها، أنا وأنتِ فقط.
    Ve biliyorum ki,konu Senin dükkanın da değil. Konu burada yaptıkların. Open Subtitles والأمر لا يتعلق بمحلكِ ، وأنتِ تعرفين ذلك إنه عما تفعلينه
    Gözüme kestirdiğim o Porsche'yi çalmalıydım. Bana, Sana ve ablana yer olurdu sadece. Open Subtitles كان يجب أن أحضر السيارة البورش لا تساع إلا أنا وأنتِ وأختك الكبري
    Baksana yerinden oynatamıyorum çünkü kaya olan sensin ve bana ağırlık yapıyorsun. Open Subtitles أريتِ ؟ لا يمكنني الذهاب ، لأنك الصخرة وأنتِ أثقل من بالوني
    - Gitmeliyiz, başka şansımız yok. - Kaybolduk Fritz ve Sende bunu biliyorsun. Open Subtitles ـ ليس لدينا خيار آخر ـ نحن تائهون ، وأنتِ تعرفين ذلك
    sense yazarla kırıştırıyorsun. Open Subtitles وأنتِ تعبثين مع الكاتب هارولد، لا تكن سخيفاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more