"وقف" - Translation from Arabic to Turkish

    • Dur
        
    • kes
        
    • durdu
        
    • durdurmak
        
    • durdur
        
    • bırak
        
    • Durun
        
    • son
        
    • durdurun
        
    • durdurmaya
        
    • durup
        
    • kesin
        
    • engel
        
    • duruyordu
        
    • durdurabilir
        
    Hadi devam et. Arkamda Dur. Asla yanımdan ayrılmayacağını söyle. Open Subtitles لذا توقّف وقف بجواري وقل لي أنّك لن تتخلّى عنّي.
    Şu sigarayı tüttürmeyi kes artık, şu kalemi de çek gözümün önünden. Open Subtitles وقف بمص هذا السيجار وضع هذا القلم بعيدا.
    O durdu, çevresinde döndü, elleri tümüyle ıslaktı, suçlu gibi görünüyordu. Open Subtitles لقد وقف و استدر كانت يداه مبتلتين و يبدو مذنباً تماماً
    Dışarda, bizim bu yaptığımız şeyi durdurmak isteyen bazı insanlar var. Open Subtitles هناك بعض الناس هناك التي ترغب في وقف ما نقوم به.
    Lütfen yüceliğini göster ve kutuplardaki erimeyi durdur. Amin. Open Subtitles رجاءا استخدم قدرتك على وقف ذوبان الجليد من اجل هؤلاء الاشخاص
    O çocukcağıza işkence etmeyi bırak da şu haline bir bak. Open Subtitles وقف تعذيب هذا الطفل المسكين. انظر ما كنت قد أصبحت.
    Durun bakalım, şehre nasıl dönmeyi planlıyorsunuz? Open Subtitles وقف عقارب الساعة ، عشاق الرياضة . كيف إما من كنت تخطط ل الوصول بنا إلى المدينة ؟
    son ortağım beni ele verdi. Senden daha iyi şeyler bekliyorum. Open Subtitles شريكي السابق وقف ضدي اتمنى ألا يحدث ذلك معك
    - Güzel. Onu kaybettim. - Dur! Open Subtitles كويس بعتقد انو بعدنا عنوا اللله يخليك وقف
    Hey, buraya gel. Düzgün Dur. Düzgün duramıyor musun? Open Subtitles أنت تعال هنا وقف بشكل صحيح ألا تستطيع الوقوف بشكل صحيح؟
    Simdi yukarı gel ve ben, anneme altın aslanla ilgili tüm gerçekleri anlatırken yanımda Dur. Open Subtitles الآن تعال معي للأعلى وقف بجانبي بينما انا اخبر امي كل الحقيقه عن اللبوة الذهبيه
    Peki, bunu daha önce de söylediğime inanamıyorum ama penisime bakmayı kes. Open Subtitles حسنا، لا أستطيع أن أصدق أن ليست هذه هي المرة الاولى لقد قلت هذا، ولكن وقف تبحث في قضيبي.
    Şimdi saçmalamayı kes ve lanet erişim kodunu gir. Open Subtitles الآن وقف الشد وتنتهي مع رمز الوصول لعنة.
    O durdu, çevresinde döndü, elleri tümüyle ıslaktı, suçlu gibi görünüyordu. Open Subtitles لقد وقف و استدر كانت يداه مبتلتين و يبدو مذنباً تماماً
    19 yıl boyunca, babam benim yanımda sarsılmaz bir inançla durdu, çünkü o, bende hayatımı geri döndürecek ışığa sahip olduğuna inandı. TED لمدة 19 عاما، وقف والدي إلى جانبي بإيمان لا يتزعزع، لأنه يؤمن أن لدي المقومات لتغيير مجرى حياتي.
    Ve asıl soru, neden, birçok insanı Avrupa kıyılarına sürükleyen savaşları, zulümleri ve yoksulluğu durdurmak için çok az şey yapılıyor? TED ولماذا، السؤال الجذري، يُفعل القليل من أجل وقف الحروب ، الاضطهاد والفقر الذي يقود العديد من الناس لسواحل اوروبا؟
    Neden bilmiyorum. Dur, lütfen. durdur şunu hemen! Open Subtitles أنا لا أعرف لماذا توقف، من فضلك، وقف هذا الآن
    Şunlara bakmayı bırak, yakında gidiyor olacaklar. Open Subtitles وقف يحدق في لهم، أنها أحرزنا ليرة لبنانية أن يحدث قريبا.
    Kollarınızı önünüze kaldırın ve parmak uçlarınızda Durun. Open Subtitles إرفع يديك أمامك وقف على أصابع قدميك
    Kaptan Barbossa... Saldırılarınıza son vermeniz için görüşmeye geldim. Open Subtitles كابتن باربوسا أنا هنا للتفاوض علي وقف اعتدائكم علينا
    Dövüşü durdurun, onu içinde karanlık var olmalı. Open Subtitles وقف المعركة, يجب أن يكون هناك الشر بداخله
    I tekrar iki engellemek için özür dileriz ama kimse hem durdurmaya çalışır. Open Subtitles أعتذر عن منع اثنين من جديد ولكن لا أحد يحاول وقف على السواء.
    Moray yanımda durup adalet yerini buluna kadar benimle ilgilenmişti. Open Subtitles موراي وقف بجانبي وكان قلق بهذا الشأن حتى سادت العدالة
    Artık kesin olarak kızlık zarı ile ilgili efsanelerden kurtulmanın vakti geldi. TED حان وقت وقف الخرافات حول غشاء البكارة نهائيًّا.
    Küçük bir kız çocuğu hakkında anlatılanları duydum, altına kaçırmaya engel olamıyordu çünkü bir sürü yetişkin asker kızın içine girmişlerdi. TED سمعت عن فتاة صغيرة التي لم تستطع وقف التبول على نفسها بسبب الكثير من الجنود المحدثين حشروا أنفسهم داخلها
    - Evet. Birileri tetiği çekerken o silahın önünde duruyordu. Open Subtitles نعم، وقف أمام مسدس بينما شخص أخر قام بسحب الزناد
    Ve hazır bahsetmişken, insanları utançla damgalamayı durdurabilir miyiz? TED وبينما نحن في ذلك، هل يمكننا وقف وصمة العار؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more