Hadi devam et. Arkamda Dur. Asla yanımdan ayrılmayacağını söyle. | Open Subtitles | لذا توقّف وقف بجواري وقل لي أنّك لن تتخلّى عنّي. |
Şu sigarayı tüttürmeyi kes artık, şu kalemi de çek gözümün önünden. | Open Subtitles | وقف بمص هذا السيجار وضع هذا القلم بعيدا. |
O durdu, çevresinde döndü, elleri tümüyle ıslaktı, suçlu gibi görünüyordu. | Open Subtitles | لقد وقف و استدر كانت يداه مبتلتين و يبدو مذنباً تماماً |
Dışarda, bizim bu yaptığımız şeyi durdurmak isteyen bazı insanlar var. | Open Subtitles | هناك بعض الناس هناك التي ترغب في وقف ما نقوم به. |
Lütfen yüceliğini göster ve kutuplardaki erimeyi durdur. Amin. | Open Subtitles | رجاءا استخدم قدرتك على وقف ذوبان الجليد من اجل هؤلاء الاشخاص |
O çocukcağıza işkence etmeyi bırak da şu haline bir bak. | Open Subtitles | وقف تعذيب هذا الطفل المسكين. انظر ما كنت قد أصبحت. |
Durun bakalım, şehre nasıl dönmeyi planlıyorsunuz? | Open Subtitles | وقف عقارب الساعة ، عشاق الرياضة . كيف إما من كنت تخطط ل الوصول بنا إلى المدينة ؟ |
son ortağım beni ele verdi. Senden daha iyi şeyler bekliyorum. | Open Subtitles | شريكي السابق وقف ضدي اتمنى ألا يحدث ذلك معك |
- Güzel. Onu kaybettim. - Dur! | Open Subtitles | كويس بعتقد انو بعدنا عنوا اللله يخليك وقف |
Hey, buraya gel. Düzgün Dur. Düzgün duramıyor musun? | Open Subtitles | أنت تعال هنا وقف بشكل صحيح ألا تستطيع الوقوف بشكل صحيح؟ |
Simdi yukarı gel ve ben, anneme altın aslanla ilgili tüm gerçekleri anlatırken yanımda Dur. | Open Subtitles | الآن تعال معي للأعلى وقف بجانبي بينما انا اخبر امي كل الحقيقه عن اللبوة الذهبيه |
Peki, bunu daha önce de söylediğime inanamıyorum ama penisime bakmayı kes. | Open Subtitles | حسنا، لا أستطيع أن أصدق أن ليست هذه هي المرة الاولى لقد قلت هذا، ولكن وقف تبحث في قضيبي. |
Şimdi saçmalamayı kes ve lanet erişim kodunu gir. | Open Subtitles | الآن وقف الشد وتنتهي مع رمز الوصول لعنة. |
O durdu, çevresinde döndü, elleri tümüyle ıslaktı, suçlu gibi görünüyordu. | Open Subtitles | لقد وقف و استدر كانت يداه مبتلتين و يبدو مذنباً تماماً |
19 yıl boyunca, babam benim yanımda sarsılmaz bir inançla durdu, çünkü o, bende hayatımı geri döndürecek ışığa sahip olduğuna inandı. | TED | لمدة 19 عاما، وقف والدي إلى جانبي بإيمان لا يتزعزع، لأنه يؤمن أن لدي المقومات لتغيير مجرى حياتي. |
Ve asıl soru, neden, birçok insanı Avrupa kıyılarına sürükleyen savaşları, zulümleri ve yoksulluğu durdurmak için çok az şey yapılıyor? | TED | ولماذا، السؤال الجذري، يُفعل القليل من أجل وقف الحروب ، الاضطهاد والفقر الذي يقود العديد من الناس لسواحل اوروبا؟ |
Neden bilmiyorum. Dur, lütfen. durdur şunu hemen! | Open Subtitles | أنا لا أعرف لماذا توقف، من فضلك، وقف هذا الآن |
Şunlara bakmayı bırak, yakında gidiyor olacaklar. | Open Subtitles | وقف يحدق في لهم، أنها أحرزنا ليرة لبنانية أن يحدث قريبا. |
Kollarınızı önünüze kaldırın ve parmak uçlarınızda Durun. | Open Subtitles | إرفع يديك أمامك وقف على أصابع قدميك |
Kaptan Barbossa... Saldırılarınıza son vermeniz için görüşmeye geldim. | Open Subtitles | كابتن باربوسا أنا هنا للتفاوض علي وقف اعتدائكم علينا |
Dövüşü durdurun, onu içinde karanlık var olmalı. | Open Subtitles | وقف المعركة, يجب أن يكون هناك الشر بداخله |
I tekrar iki engellemek için özür dileriz ama kimse hem durdurmaya çalışır. | Open Subtitles | أعتذر عن منع اثنين من جديد ولكن لا أحد يحاول وقف على السواء. |
Moray yanımda durup adalet yerini buluna kadar benimle ilgilenmişti. | Open Subtitles | موراي وقف بجانبي وكان قلق بهذا الشأن حتى سادت العدالة |
Artık kesin olarak kızlık zarı ile ilgili efsanelerden kurtulmanın vakti geldi. | TED | حان وقت وقف الخرافات حول غشاء البكارة نهائيًّا. |
Küçük bir kız çocuğu hakkında anlatılanları duydum, altına kaçırmaya engel olamıyordu çünkü bir sürü yetişkin asker kızın içine girmişlerdi. | TED | سمعت عن فتاة صغيرة التي لم تستطع وقف التبول على نفسها بسبب الكثير من الجنود المحدثين حشروا أنفسهم داخلها |
- Evet. Birileri tetiği çekerken o silahın önünde duruyordu. | Open Subtitles | نعم، وقف أمام مسدس بينما شخص أخر قام بسحب الزناد |
Ve hazır bahsetmişken, insanları utançla damgalamayı durdurabilir miyiz? | TED | وبينما نحن في ذلك، هل يمكننا وقف وصمة العار؟ |