Orada durup ve seni bekledim bekledim durdum ve çıkıp geleceğine inanmamıştım. | Open Subtitles | وقفت هناك وبقيت منتظراً لكِ لذا لم أكن أعتقد أنكِ كنتي ستظهرين |
Ama eşikte durup veda ettiğimde annem kollarını bana sardı. | Open Subtitles | لكن عندما وقفت عند الرواق لتوديعهم احتوتني أمي بين ذراعيها |
Dün gece gökyüzünün altında durdun ve beni eşitin olarak ilan ettin. | Open Subtitles | في الليلة الماضية ، وقفت أمام السماوات معلنةً نفسكِ بأنكِ مساوية لي. |
Deden onu bu heykelde ebedileştirirken aylarca hiç kıpırdamadan öylece durdu. | Open Subtitles | لقد وقفت لشهور دون أن تتحرك بينها جدك رسمها على الرخام |
Düşünsene, sadece bir dakika önce yanında durmuş, siyah düğmelerine bakıyordum. | Open Subtitles | تخيل فقط، منذ دقيقة مضت وقفت بجانبه ونظرت إلى أزراره السوداء. |
Denizin kumsalında ayakta duruyordum ve denizden bir hayvan çıktı, yedi başlı,üst üste dizilmiş on boynuzlu ve başların üzeri tanrıya edilmiş küfürle tamamlanıyordu. | Open Subtitles | وقفت على رمل البحر ورأيت وحش يرتفع من خارج البحر ولدية سبعة رؤوس و عشر قرون وعلى كل قرن تاج ، وعلى كل رأس |
Evet, sen ona karşı çıktın, kimse böyle bir şey yapmaz. | Open Subtitles | نعم , أنت وقفت في وجهه .. ولا أحد يفعل ذلك |
"Ahbap arabam park ettiğim yerde değil ama Allah'a şükür iyiyiz" var. | Open Subtitles | لدي .. يارفيقي لقد وقفت سيارتي لكن حمداً لله لم نصاب بأذاى |
Orada öylece durup ona para teklif ettim ve evliliğim hakkında yalan söyledim. | Open Subtitles | لذا, أنا فقط وقفت هناك و تحدثت معها بخصوص المال وكذبت بشأن زواجي |
Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar. | TED | وقفت و شاهدت المدرب قاد هؤلاء النسوة في هذه الشاحنة رمادية اللون، و خرجوا بهذا النوع من التركيز الذي يخلو من التوتر. |
Ve sanırım mutluluğun ne olduğu hakkında çok şey öğrendim inanılmaz bi kederin içinden geçerek, uçurumun tam kenarında durup aşağı atlamak isterken tam da. | TED | وقد تعلمت ماذا تعني السعادة جراءه عن طريق المضي قدما في هذا الحزن البليغ فلطالما وقفت على حافة الجرف وكنت أنوي القفز |
Orada durup treninin istasyondan çıkışını izledim. | Open Subtitles | وقفت على الرصيف وشاهدت قطاره يغادر المحطة |
Bunların hepsinden vazgeçmeye hazırdım ama sen burada durdun ve bana tekrar çalışmamı istediğini söyledin. | Open Subtitles | كنت مستعداً للتنازل عن كل هذا لكنك وقفت هنا واخبرتني بأنك تريدني ان اتدرب مرة أخرى |
Nehre gelince durdun ve üç kez kuzeye mi döndün? | Open Subtitles | أنت وقفت بالتيّار وانعطفت للشمال 3 مرات ؟ |
Fakat Başmelek Michael, kardeşine karşı durdu ve insanlığın yanında savaştı. | Open Subtitles | لكن رئيس الملائكة ميخائيل وقفت ضد شقيقه وقاتلوا على الجانب الإنسانية. |
Yangının yayılmasına karşın... ben güvertede durmuş korkuyla, tıpkı bir canavar gibi... nehirden çıkıp bizi yok etmesini bekliyordum. | Open Subtitles | الحرائق كانت تنتشر بسرعه وقفت على ظهر المركب بخوف بأن يرجع مرة أخرى من النهر كالمسخ ليدمرنا |
30 yıl önce aynı koşullar altında babanın yanında duruyordum. | Open Subtitles | منذ ثلاثين عامًا، وقفت في ظروف شبيهة إلى جانب والدك. |
Bir çok insan yapardı ama sen adam gibi dikilip altına işedin. | Open Subtitles | الكثير من الناس كانت لتفعل، لكنك وقفت هنا كرجل وتبولت في سروالك. |
Faks makinesinin başında dikildim elbette gelmelerini bekledim. | Open Subtitles | ولذلك وقفت بجانب آلة الفاكس بإنتظار .. بالطبع, لينزل |
Dairemin kapı eşiğinde dururken ağlamak istedim. | TED | عندما وقفت هناك في طرقة منزلي، أردت أن أبكي. |
- Arabası güya bıraktığı yerde duruyordu. - Güya mı? | Open Subtitles | وقفت سيّارته في المكان الذي يفترض أنّه أبقاها فيه |
Diğerlerinden ayrı duruyordun... taş tırabzanın yanında... elini tırabzana dayadığın kolun yarı aralıktı. | Open Subtitles | وقفت بعيدة عن الاخرين قرب سور الحجارة حيث ارحت عليها ذراعك الممدودة |
Bir süre beyaz steyşın vagonun arkasında kaldın. Sonra bir minibüsün. | Open Subtitles | وقفت خلف عربه محطة بيضاء لفترة ثم شاحنة هواتف |
Arkadaki merdivenin üzerine hızlıca çıktım, ayağa kalktığımda, elektrik akımı kolumdan girdi, beni devirdi ve ayaklarımdan çıktı, bu sondu. | TED | هرولت صاعداً على السلم في الخلف وعندما وقفت دخل التيار الكهربائي إلى ذراعي أسفل وخارج قدمي , هذا كل مافي الأمر |