"ويجب" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ve
        
    • Ayrıca
        
    • gerek
        
    • lazım
        
    • da
        
    • gereken
        
    • iyi
        
    • zorunda
        
    • Şunu
        
    • yüzden
        
    • gerekir
        
    Bunu küresel olarak yapmalıyız, Ve bunu hemen şimdi yapmalıyız. TED يجب ان نفعل ذلك بشكل عالمي ويجب ان نفعلها الان
    Bu, ortalama bir romanın iki katına denk geliyor Ve tek bir harf hatası bile yapmadan tüm harfleri doğru sıraya koymamız gerekiyordu. TED وهو أكبر من ضعفي معدل حجمه لديكم، ويجب علينا أن نضع كل واحد من هذه الأحرف في الترتيب الصحيح، بدون خطأ مطبعي واحد.
    Birinin öncü olması gerekiyordu, Ve ben olmaya karar verdim. TED ويجب أن يبادر أحد ما، وقد قررت أن أفعل ذلك.
    Lucy, Ayrıca, söylemeliyim ki, çocuğun benden olduğuna inancım tam. Open Subtitles ويجب أن أقرّ، عندي ثقة مطلقة بأن الطفل من صلبي.
    Banyo yapmaları için onları zorlaman gerek. Ama 15 dakikayı yaşayabilirsin. TED ويجب عليك اجبارهم على الاستحمام. ولكنك تستطيع تقديم ١٥ دقيقة فقط.
    Kilometre taşları olduğunu anlatmanız lazım. Dünyanın geri kalanı ile bağlayabilmeniz lazım. TED ويجب أن تعلمني بأن هنالك محكات. يتوجب ربطها مع العالم من حولك.
    Suçlu bir vicdana sahip değilim, Ve o da olmamalı. Open Subtitles لستُ أشعر بوخز الضمير. ويجب ألا يشعر هو بذلك أيضاً
    Bu şefkat, empati Ve sevgiyle ilgili. O öfkeyi de tanımalıyız. TED ‫إنه مرتبط بالشفقة والتعاطف والحب،‬ ‫ويجب علينا الاعتراف بذلك الغضب أيضًا.‬
    Kalp sağlığımızı düşünürken duygularımızın gücü Ve önemini kesinlikle göz önüne almak zorundayız. TED ويجب علينا، علينا الانتباه أكثر لقوة وأهمية العواطف في كيفية العناية بصحة قلوبنا.
    Ve yürürken iki ayakları birden yere temas etmek zorunda. Open Subtitles ويجب أن يقف ثانيةً على كامل القدمين. إرفعوا قبعاتكم، سادتي،
    Teşekkürler, ama acil haberler taşıyorum Ve yoluma devam etmem gerek. Open Subtitles شكراً لك، ولكني أحمل إرساليات هامة ويجب أن أستمر في طريقي
    Bir sonraki ruhsal hayatı söndürür Ve dışa doğru açı yapar. Open Subtitles هؤلاء على التوالى لخمد الحياه الروحيه ويجب أن يشعوا من الخارج
    Diğerleri ise manevi hayatını sona erdirecek... ..Ve dışarıya doğru çevirilmeli. Open Subtitles هؤلاء على التوالى لخمد الحياه الروحيه ويجب أن يشعوا من الخارج
    Anne, defterini aldım Ve geri vermem gerek. Yoksa cezalandırılacak. Open Subtitles أمّـي، لقـد أخذت دفتره ويجب أن اُعيده إليـه وإلا سيعاقب
    Hayır, hazır olmamız gerekiyor, paramızın olması gerekiyor, bilginin ne anlama geldiğini bilmemiz gerekiyor, Ve yıldırım hızıyla hareket etmek zorundayız. Open Subtitles كلاّ، يجب أن نكون جاهزين ، ويجب أن نُعدّ النقود ويجب أن نعرف ما تعنيه تلك المعلومة ويجب أن نتحرّك بسرعة
    Ayrıca kendinle birlikte sosyal güvenlik numaranı, doğum belgeni Ve ehliyetini getirmeyi unutma. Open Subtitles ويجب أن تحضر معك بطاقة ضمانك الإجتماعي و شهادة الميلاد و رخصة القيادة
    Aynı zamanda, nefes alırken kendi eserimi solumamaya dikkat etmem lazım. TED ويجب علي أن أكون حذرا ألا أستنشق عملي في ذات الوقت.
    Elbette duyduk. Şunu da söylemeliyim ki, siz olmasaydınız, hiçbirimiz burada olmazdık. Open Subtitles بالطبع سمعت عنك، ويجب أن أقول أنه لولاك لما كان أينا هنا
    Onunla ilgili bilmem gereken bir şey varsa, şimdi duymak istiyorum, lütfen. Open Subtitles إذا كان هناك شيء بشأنه ويجب عليّ معرفته، فأود سماعه الآن، رجاء
    Karma iyi olmamızı istiyor Ve benim düşüncem, birlikte iyi olmamızı istiyor. Open Subtitles العاقبة الأخلاقيّة تريدنا أن نكون صالحين ويجب أن نسلك الدرب المستقيم معاً
    Evet, Şunu söylemeliyim ki bu gece olanlar beni şoke etti. Open Subtitles نعم، ويجب أن أقول إن هالني في المقابل اتخذ هذا المساء.
    Takvime göre yarın Paskalya, o yüzden av oyununu yapmalıyız. Open Subtitles التقويم يقول ان غداً هو عيد الفصح ويجب ان تفعلها
    Ne tür bir enerji santrali seçtiğinize dikkat etmeniz gerekir. TED ويجب أن تكون حذرًا بالنسبة إلى نوع المحطة الذي تختاره.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more