"يحتضر" - Translation from Arabic to Turkish

    • ölüyor
        
    • ölüyordu
        
    • ölen
        
    • öldüğünü
        
    • öleceğini
        
    • ölecek
        
    • ölürken
        
    • ölmekte olan
        
    • ölüyormuş
        
    • öldüğü
        
    • ölmüyor
        
    • öldü
        
    • ölü
        
    • ölüyorsa
        
    • eşiğindeydi
        
    Onu öldürdünüz! ölüyor! Tanrım, görmüyor musunuz, ölüyor! Open Subtitles أنتم قتلتوه ، إنه يحتضر يا الهى ، ألا ترونه يحتضر ؟
    Zaten ölüyor. Tek yapacağınız işini bitirmek. Open Subtitles هو يحتضر بالفعل كل ماعليك فعله هو ان تجهز عليه
    Boğulan Ophelia, ya da birileri ölüyor işte... Open Subtitles إنها أوفيليا تغرق أو إنسان يحتضر علي أية حال
    Evlendiğimizde de ölüyordu, bizden çok yaşayacak. Open Subtitles وكان يحتضر عندما تزوجنا. قال انه سوف تعمر لنا جميعا.
    Şehrimizin geleceğini ölen bir adamın ellerine bırakmak ne kadar akıllıca? Open Subtitles لن يكون من الحكمة وضع مستقل مدينتنا في يد رجل يحتضر?
    Teal'c'in ortakyaşamı ölüyor. Nedenini bilmiyorum. Open Subtitles السمبيوت بداخل تيلك يحتضر ولا أعرف السبب
    Orada biri ölüyor, ve onlar bir şey yapmıyorlar! Open Subtitles انزل وحسب من الجدار اللعين الرجل يحتضر وهم سيتركونه يموت
    Yaptığı için cezalandırılmalı, ama o senin baban ve ölüyor. Open Subtitles إنه يجب أن يعاقب على ما فعله، ولكنه ما زال والدك وهو يحتضر
    O ölüyor. Seni bulup, söyleyeceğime söz verdim ona Open Subtitles . إنه يحتضر . لقد وعدته أنني سأجدك وأخبركِ
    Daima ağlamaktan uzak dur Kalbin ölüyor olsa bile. Open Subtitles أبتعد دوماً عن البكاء حتى لو كان قلبك يحتضر
    İyi haberlerim var. Ailesinden kalan tek kişi bir üst katta ölüyor. Open Subtitles أخبار جيدة للقسم الشرعي المتبقي من عائلته يحتضر بالأعلى
    İyi haberlerim var. Ailesinden kalan tek kişi bir üst katta ölüyor. Open Subtitles أخبار جيدة للقسم الشرعي المتبقي من عائلته يحتضر بالأعلى
    Büyük bir bilim adamı, hızlı doku bozulması yüzünden ölüyor. Open Subtitles عالم كبير يحتضر بسبب تحلل الانسجة السريع
    ölüyor olabilir. Open Subtitles أعتقد أنه يحتضر. لا أعلم ماذا يجب أن أفعل؟
    Radyasyon zehirlenmesinden ölüyor. Belli ki acı çekiyor. Open Subtitles إنه يحتضر بسبب الاعتلال الإشعاعي ومن الواضح أنه يتألم
    Babam ölüyor ve senin konuşmayı düşünebildiğin tek şey, kaymaktaşı rengi ve yumuşak-kabuklu yengeç mi? Open Subtitles أبي يحتضر والشيء الوحيد الذي تفكرين فيه هو الطلاء المرمري الأبيض وطبق السرطان البحري ؟
    Hiçliğin ortasında bir insan evladı ölüyordu ve iki grup birbirine bakıyordu. Open Subtitles في منتصف اللامكان كان هناك إنسان يحتضر ،ومجموعتان متواجهتان
    Ama Büyük Kral, sonra öğrenmiş ki babam, büyülü yakutu kalbi ölen oğlunu iyileştirmek için kullanacakmış. Open Subtitles عندما عرف الملك العظيم لاحقاً أن والدي كان بحاجة إلى الزمرد لشفاء قلب ابنه الذي يحتضر
    Buda demek oluyorki her gece bu gibi partilere katılıp kimin boşandığını, kimin öldüğünü, Kimlerin teminat alamadığını, Open Subtitles مما يعني أنني مضطرة أن أتي إلى هنا كل ليلة لأعرف من سيطلق و من يحتضر
    öleceğini öğrendiğinde bu mektubu bana verdi. Open Subtitles كان يعلم أنه يحتضر لذك أعطاني هذه الرسالة
    Zaten ölecek biri. Fazla tütünden. Open Subtitles انه يحتضر على أية حال دخن تبغا أكثرمن اللازم
    Düşük, ölü doğum, çok hasta bir bebek ya da nadirde olsa kendi ölürken annesini de öldüren bir saatli bomba. Open Subtitles يمكن أن يصبح إجهاض أو ولادة جنين ميت، طفل مريض جداً أو.. في حالات نادرة، قنبلة موقوتة تقتل الأم بينما يحتضر
    İçerde masanın üzerinde ölmekte olan adamın kim olduğunu biliyor musun? Open Subtitles أتعلمين من هذا الذي هناك ؟ من يحتضر على الطاولة ؟
    Şu anda bize ölüyormuş gibi görünen yıldız aslında 30 yıl önce öldü. Open Subtitles ما يبدو لنا نجم يحتضر إلينا الآن حدث منذ 30 عاماً في الحقيقة
    Onunla basketbol oynamak istemediğiniz ve öldüğü dışında. Open Subtitles عدا أنّه لن يجد ما يباريه في كرة السلّة وأنّه يحتضر
    - Artık ölmüyor. Patlamış mısır diyeti yaptığını öğrendik. Open Subtitles لم يعد يحتضر بعد الآن اكتشفنا أنّه كان يتبع حمية الفيشار
    Papazın yarı ölü suratını, yıldırım çarpmış gibi... yüzünden fırlamış gözlerini hatırlıyor musun? Open Subtitles أتذكر وجه الكاهن وهو يحتضر وتلك النظرة الحولاء التي جعلته يبدو ضحيةً لصاعقة؟
    Sarhoşsa, ölüyorsa... yada başı büyük beladaysa ve tek kurtuluş yolu buysa. Open Subtitles عندما يكون مخموراً, عندما يحتضر... أو عندما يكون في مأزق وتلك العبارة هي الحل الوحيد للخروج منه
    Ben çocukken gezegenim Krypton yok olmanın eşiğindeydi. Open Subtitles عندما كنت طفلا، يا كوكب كريبتون كان يحتضر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more