"يراقب" - Translation from Arabic to Turkish

    • izliyor
        
    • izleyen
        
    • izliyordu
        
    • takip
        
    • izlediğini
        
    • göz kulak
        
    • gözetliyor
        
    • bakıyor
        
    • izliyormuş
        
    • dikkat
        
    • izlerken
        
    • izlemek
        
    • gözlüyor
        
    • izledi
        
    • izleyip
        
    Sen mi? Haksızlık ediyorsun, Sam. Grafton her hareketimi izliyor. Open Subtitles هذا ليس إنصافاً يا سام جرافتون يراقب كل خطوة أخطوها
    Babam beni izliyor, ve onu tekrar hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum. Open Subtitles إن أبي يراقب و لا أريد أن أخيب ظنه مرة أخرى
    Yolun kenarına çekilmiş, simsiyah camlar arabanın içinde YouPorn izleyen bir sivil polis. Open Subtitles الجلوس على جانب الطريق، وظلام دامس ويندوز، موظف يجلس داخل يراقب يوبورن. حسنا؟
    Aston yukarıdaki pencereden bizi izliyordu. Open Subtitles كان آستون يراقب من النافذة في الطابق العلوي.
    Şimdi profesörü ve Catherine'i eve götürelim, ...sondayı burada bırakırız, fırtına geçene kadar durumu takip eder, biz de sonra geri geliriz. Open Subtitles دعنا نأخذ البروفسور و كاترين إلى الوطن سنترك المجس الاستكشافي هنا وندعه يراقب الوضع حتى تمر العاصفة ، ثم نعود إتفقنا ؟
    Birçok kere, yöneticimin eski karısının telefonlarını ve e-maillerini izlediğini gözlemledim. Open Subtitles في عدة مرات لاحظت أن المشرف علي يراقب مكالمات طليقته وإيميلاتها
    Ağaçlardan kurbanlarını izliyor ve doğru zamanı bulduğunda onları yakalıyor. Open Subtitles يراقب من فوق الأشجار، وحين يكون الوقت مناسباً يمسك بهم
    Ağaçlardan kurbanlarını izliyor ve doğru zamanı bulduğunda onları yakalıyor. Open Subtitles يراقب من فوق الأشجار، وحين يكون الوقت مناسباً يمسك بهم
    Ağaçlardan kurbanlarını izliyor ve doğru zamanı bulduğunda onları yakalıyor. Open Subtitles يراقب من فوق الأشجار، وحين يكون الوقت مناسباً يمسك بهم
    Yemenlilerin stres analizini yapabilmek için kapalı devre kameraları izliyor. Open Subtitles هو يراقب الدائرة المغلقة للكاميرات لكي يحلل التوتر على اليمنيين
    Kuşları mı izliyor? Bir dakika sonra bir şey olacak? Open Subtitles يراقب الطيور، في أي لحظة الآن شيئاً ما سيحدث ماذا؟
    Son hazırlıklar yapılırken, bu adamı izleyen bizler vücudundan dışarı taşan korkuyu hissedebiliyorduk. Open Subtitles أثناء الاستعدادات النهائية , أولئك منا يراقب هذا الرجل يمكن أن يشعر الخوف التي بثت من جسده.
    Hotch saldırı sırasında Abby'i izliyordu, o yüzden Abby'nin suçlu olmadığını biliyoruz. Open Subtitles حسنا هوتش كان يراقب آبي وقت الاعتداء لذا نعرف ان آبي ليس الجاني
    Aynı zamanda bu ofisin 2009 yılındaki Kızıl Ekibi takip ettiği şüphesindeyim. Open Subtitles أنا أيضاً أشك بأن هذا المكتب يراقب أعضاء الفريق الاحمر عام 2009م.
    Birinin beklediğini, bunları izlediğini, keyiflendiğini bilmek ürkütücü olmalı. Open Subtitles لابد أنه من المرعب وجود شخصٍ ما ينتظر, يراقب و يستمتع بكل هذا
    Bir bok etti, ama ben Kırmızı'ya göz kulak olmalıydım. Open Subtitles ركضت القرف، ولكن أود أن تم يراقب خارجا عن الأحمر.
    Bay Spade! Dışarıda biri var. Evinizi gözetliyor sanırım. Open Subtitles سيد سبايد, هناك رجلا بالخارج, يبدو انه يراقب المنزل
    Dağın tepesinde ufak bir evi var. Yangın var mı diye bakıyor. Open Subtitles لديه بيت صغير على قمة جبل و يراقب الغابة خوفاً من الحرائق
    Yani, birileri benim kardeşimin bilgisayarını izliyormuş.Trojanlarını kırdığımı sanıyorum, ve bir adres buldum. Open Subtitles شخص ما كان يراقب حاسب شقيقتى أعتقد أننى نجحت بإختراق برنامجهم التجسسى و حصلت على عنوان
    Bilirsiniz, belki de biz önümüze bakmaktan... arkamıza dikkat etmiyoruz. Open Subtitles تعرف، لربّما نحن نصرف مزيد من الوقت الذي يراقب ذلك الواسع من مراقبة ظهورنا.
    Alt bezi arabaların geçişini izlerken böbürlenmek için epey vakti olacak. Open Subtitles سيحظى بالكثير من الوقت للتفاخر وهو يراقب عربة الحفاضات تمر به
    Ellinden bir şey gelmeden, köyünün saldırıya uğrayışını izlemek zorunda kalmıştı. Open Subtitles كان عليه أن يراقب بدون جدوى بينما كانت قريته تهاجم
    Eğer biri her hareketini gözlüyor olsaydı sen ne yapardın? Open Subtitles ماذا كنتَ لتفعل لو ثمّة من يراقب كلّ خطوة تخطوها؟
    Devam ettiler ve asker izledi ve TED و واصلوا على هذا المنوال و كان الجندي يراقب
    Bu anne için burada hiç yiyecek yok, ancak yavrusu izleyip öğrenebilir. Open Subtitles لا توجد وجبة لتلك الأم لكن بوسع هذا الصغير أن يراقب ويتعلّم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more