"يطلق" - Translation from Arabic to Turkish

• ateş
• denir
• diyor
• Buna
• dediği
• serbest
• diyorlar
• der
• diye
• olarak
• adını
• atıyor
• dedikleri
• silah
• diyen

Ve sonra, ateş ediyor olduğu fotoğrafı değiştirirsiniz. ve bu bir anda zalim ve ulaşılamaz bir hal alır.
وبعد ذلك تقوم بتغيير الصورة التي يطلق عليها, وتصبح فجأة قاتمة نوعا ما, ويمكن أن تصبح أصعب في التصويب.

Kral ateş eder ve adamı öldürür, yardımcısı hayrete düşer.
يطلق الملك النار و يقتل الرجل و يصاب المساعد بصدمة

Birinin yeğenini işe alınca adına ne denir bilmiyorum ama iş yok ve önümüzdeki üç ay süresince de yardımcı editöre ihtiyaç olmayacak.
أنا لا أعرف ما يطلق عليه عند توظيف شخص ما ابن شقيق, ولكن ليس هناك عمل, وسوف لا يكون هناك عمل آخر ل

Evet, bilirsiniz, mahallenin devriyesi gibi dolanıyor. Ve kendine Şampiyon diyor.
و هو يتجول في الأحياء و يطلق على نفسه اسم البطل

Buna karşı konulmaz dürtü diyebiliriz. Savunmanı bu şekilde yapabiliriz.
يطلق عليه دافع لا يقاوم , وهذا هو دفاع قانوني

İngiltere'de bir zamanlar evim dediği yerde, aynı değişimin gerçekleştiğine şahit olmuştur.
في إنجلترا، رأى نفس التحول يحدث للريف الذي كان يطلق عليه الموطن

Şu büyük, çirkin olan, beşiğe lazerle ateş mi ediyor?
هل يطلق هذا الكائن الضخم القبيح أشعة الليزر على المهد؟

Evet, ama haftanın diğer günleri de oldukça iyi ateş eder.
و هو يطلق طلقات جيدة كما فعل في الايام السابقة ايضا

Niye, KGB sana ateş ederken arabanı paralel park edebilmek için mi?
لماذا ، حتى تتمكن من الوقوف موازي حين يطلق النار عليك ؟

Belki ateş eden kişinin baştan beri bir planı vardı.
ربما من كان يطلق النار كان يملك خطة عندما بدأ.

Bir başka generale ateş etmek yerine ailelerimizin ölmesine izin mi verecek?
هل سيدع عائلاتنا تقتل بدلًا من أن يطلق النار على أحد الجنرالات؟

Tipik olarak hem kadın, hem de erkek cinsel organlarıyla doğan kişiye denir.
إنه مصطلح يطلق عادة على من يولدون بأعضاء أنثوية وذكورية في ذات الوقت

Buna elçiye zeval vermek denir. Çünkü ayağa kalkan ve tacize sessiz kalmayan, hem kendisinin hem de diğer kadınların, erkeklerin ve erkek çocuklarının
يطلق عليه قتل الرسول. إنه لأن أولئك النساء اللواتي يقفن

Bilim insanları Buna "etkinlik enerjisi" diyor.
يطلق عليها العلماء اسم طاقة التنشيط والتفعيل.

Buna yargı süreci deniyor ve bundan başka bir yolu da yok.
يطلق عليها الإجراءات القانونية الواجبة , و لا يوجدهناك طريقة للالتفاف حولها.

Beni serbest bırakmazsanız, onlardan artakalanları toplamanız çok vaktinizi alır.
اذا لم يطلق سراحى ستكون انت المسؤول عن موتهم جميعا

Krallarla ilgili en ufak bahse direkt atlayıp, isyana teşvik diyorlar.
أنها تأخذ أي ذكر لملوك في ظاهرها والذي يطلق عليه الفتنة.

- nasıl kendine tanrının adamı der?
وسوف يطلق على نفسه رجل الاله هل تعلم ماذا ؟

O günden sonra çok uzun bir süre herkes onu "Şampiyon" diye çağırmıştı.
لمده طويله بعد ذلك " " "كل شخص كان يطلق عليه " البطل

Ama er ya da geç, kilise kayıtlarını ve bütün bu diğer şeyleri araştırmada ne kadar iyi olursanız olun şecerecilerin duvar adını verdikleri şeyle karşı karşıya geliyorsunuz.
لكن في النهاية، مهما كنت ماهرا في البحث في السجلات، ستصدم بما يطلق عليه علماء الأنساب: الحائط

Her öğle yemeğinde birisi tükürük topu atıyor.
في كل غداء يطلق أحدهم علي كرة من الورق مبللة بالبصاق

Ve daha sonra, yerel ekonomi üzerinde, ekonomistlerin... ...dış etki dedikleri etki olacak.
وأيضا سينجر عنها ما يطلق عليه خبراء الاقتصاد التأثيرات الخارجية على الاقتصاد المحلي.

Sadece tavşanları vuran bir adam için bu silah çok fazla.
هذه البندقية كبيرة على رجل لا يطلق النار إلا على الأرانب

Kendine böyle diyen tek kişi sensin biliyor musun?
أنت تعلم أنه لا أحد سواكَ يطلق عليك هذا الاسم