"يقول الحقيقة" - Translation from Arabic to Turkish

    • doğruyu söylüyor
        
    • doğruyu söylüyorsa
        
    • doğru söylüyor
        
    • gerçeği söylüyor
        
    • doğruyu söylediğini
        
    • doğruyu söylüyordu
        
    • doğru söylüyormuş
        
    • doğruyu söylüyormuş
        
    • gerçeği söylüyorsa
        
    • doğru söylediğini
        
    • doğru söylüyorsa
        
    • doğruyu söylüyordur
        
    • doğruyu söyler
        
    • doğru söylüyordu
        
    • gerçeği söylediğini
        
    Finansal durumu çok kötü ama görünüşe göre doğruyu söylüyor. Open Subtitles نحن نبحث في تعاملاته المالية لكن يبدو بأنه يقول الحقيقة
    Ya da doğruyu söylüyor, ama biz belirleyemiyoruz. Open Subtitles أو هو يقول الحقيقة ونحن فقط لا يمكننا كشفه
    doğruyu söylüyorsa, gazı kullanamayız. Open Subtitles إن كان يقول الحقيقة وهي فاقدة للوعي، لا نستطيع استخدام الغاز
    Sorun ne? doğru söylüyor ya da doğru söylediğini sanıyor. Open Subtitles هو يقول الحقيقة, أو على الأقل هو يظن بأنه يفعل.
    Diyelim ki Gale gerçeği söylüyor ve aşağılık biri mükemmel bir cinayet hazırlayarak ona tuzak kurdu. Open Subtitles حسنا. دعنا فقط نقول أن غايل يقول الحقيقة لربّما بعض اليمينيين رتبوا لهذه الجريمة الكاملة
    Yalan makinesi onun doğruyu söylediğini gösterdi, ancak bu makineler beni hep sinirlendirmiştir zaten. Open Subtitles جهاز كشف الكذب قال بأنه يقول الحقيقة, ولكن هذا أقلقني.
    Bu da demek oluyor ki yüzde 19 ihtimalle doğruyu söylüyordu. Open Subtitles مما يعني أن هنالك إحتمال بنسبه 19 أنه كان يقول الحقيقة.
    Gözlerinin içine baktım. doğruyu söylüyor. Tamam mı? Open Subtitles أؤكد لك أني نظرت في عينيه وكان يقول الحقيقة
    O zaman, şu anda, doğruyu söylüyor. Open Subtitles لا إذن يمكننى القول أنه فى الوقت الحالى إنه يقول الحقيقة
    Evet, bırakın gitsin. Serbest bırakın. doğruyu söylüyor. Open Subtitles يا لكم من رجال شرطة، أجل، أطلقوا سراحه أفرجوا عنه، إنه يقول الحقيقة
    Bak, belki de doğruyu söylüyor. Belki bizi yine kandıracak. Open Subtitles اسمع، ربما هو يقول الحقيقة وربما يريد أن يوقع بنا مرة أخرى
    Bir tür bilim adamısın, insanları dinleyip karar veren kim doğruyu söylüyor falan diye, değil mi? Open Subtitles أنتَ عالم ، و الذيّ يُمكنهِ إقرار من يقول الحقيقة ، صحيح؟
    Konuşma biçimi referans noktasına döndü. Muhtemelen doğruyu söylüyor. Open Subtitles نبرةالحديثرجعإلى خطالمُقارنة، ربما كان يقول الحقيقة.
    Evet de doğruyu söylüyorsa tahrik sebebimiz kalmıyor. Open Subtitles نعم ، ولكن إذا كان يقول الحقيقة فليس لدينا أي دافع
    Peki doğruyu söylüyorsa daireye götürdüğü notlar nerede? Open Subtitles ولكن إذا كان يقول الحقيقة إذن أين جميع البحوث التي أعادها إلى شقتها؟
    Teclo doğru söylüyor. Rahip'i tekrar asalım. Open Subtitles تيكلو يقول الحقيقة علقوا القس على الشجرة ثانيةً
    Şey, ya gerçeği söylüyor veya savunmasının temelini atıyor. Open Subtitles إما أنه يقول الحقيقة او انه يستعد من اجل أن يدافع عن نفسه
    Sadece bir kez olsun doğruyu söylediğini duymak isterdim. Open Subtitles فقط أريد أن أعرف لمرة واحدة إذا كان هذا الوغد الصغير يقول الحقيقة
    O doğruyu söylüyordu. Open Subtitles ابداً ذلك الفيلم القديم لدارسى من قبل لقد كان يقول الحقيقة
    doğru söylüyormuş. İki gündür masasından kalkmıyormuş. Open Subtitles كان يقول الحقيقة لكن لم يترك مكتبه ليومين
    Eğer hayaline inanıyorsa doğruyu söylüyormuş gibi görünebilir. Open Subtitles إن كان يؤمن بخياله فيمكن لذلك أن يظهر عليه أنّه يقول الحقيقة
    Eğer gerçeği söylüyorsa, bu konuda kendinden eminse, bu kırışıklıkların ortaya çıkmaması gerekiyordu. Open Subtitles أعتقد شخصياً أنهم يجب ان يعدموا إذا كان يقول الحقيقة و إذا كان واثقاً من ذلك فهذا ربما لم يكن ليحدث
    Ya Patrick doğru söylüyorsa? Ya balkondaki o değildiyse? Open Subtitles ماذا إذا كان باتريك يقول الحقيقة ماذا إذا لم يكن على الشرفة
    Bir adam öyle bir noktaya gelir ki hala dediğinde ısrar ediyorsa doğruyu söylüyordur. Open Subtitles في لحظة معيّنة، إذا ثبت المرء على أقواله، فإنه يقول الحقيقة
    DNA daima doğruyu söyler. Open Subtitles فحص الحمض النووي يقول الحقيقة على الدوام
    Yaşlı Ak Sakallı doğru söylüyordu sanırım. Open Subtitles أعتقد أنّ العجوز أبيض اللحية كان يقول الحقيقة
    Ben onun bu olayda gerçeği söylediğini sanıyorum. O ilk önce silahları Texas'a getirdi. Open Subtitles اعتقد انه يقول الحقيقة حول شيء واحد انه أول مرة يجلب أسلحة الى تكساس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more